10

4K 506 272
                                    

Başka bir dersin sonuna geldiğimiz sırada Jeongin her zamanki gibi güleryüzlü bir şekilde yanıma geldi.

"Sinemaya gitmek ister misin?"

"Korku filmine mi gideceğiz?" diyerek dalga geçtiğimde omzuma hafifçe vurup "Tabii ki hayır! İkimiz de korkak tavuğun tekiyiz, izleyemeyeceğim bir şeye neden para vereyim?"

"Verdirteyim demek istedin herhalde," diye düzelttim. "geçenkinde her şeyin parasını bana ödettiğini hatırlatırım."

Dudağını büzüp "Büyük olan sensin sonuçta." dediğinde onun adı dışında hakkında hiçbir şeyi bilmediğimi fark ettim; fakat o benim hakkımda neredeyse her şeyi biliyordu. Bir şekilde.

"Şey...Sen kaç yaşındasın ki?"

"Doğum günlerimiz arasında 325 gün var!"

Kaşlarımı kaldırarak ona ciddi olup olmadığını sorarcasına bir bakış attığımda, şirince kıkırdayıp "1 yaş falan büyüksün işte. 18 yaşındayım şu an."

Anladığımı gösterircesine kafa sallayıp "Ee, hangi filme gidiyoruz?" dediğimde munzurca sırıtıp "Hem mızmızlanıyorsun hem de hemen kabul ediyorsun. Bilmiyorum, seçeriz orda. Yazarım sana ben."

Onayladığımı belirten sesler çıkartıp yüzümü aksi yöne çevirdim, ilk söylediği şeyden ötürü birazcık kızarmış olabilirim.

Garip Çocuk Jeongin: Dışarda bekliyorum

Görüldüde bırakıp etrafında boy boy film afişleri olan büyük binaya doğru ilerlediğim sırada onu gördüm.

Gülümseyerek bana el salladığında gülümsememi gizlemeye çalışmayarak ona doğru yürüdüm.

Yanına gittiğimde "Eee, ne izliyoruz?" sorumla beraber karar vermediğini göstermek için omuzlarını silkti. "Gel içeri de seçelim." diyerek bileğimden tutarak heyecanlı bir şekilde beni içeri soktu.

Kocaman yanyana dizilmiş  film afişlerine bakarken gözüme takılan bir afişle Jeongin'in ilgisini çekmek için onu dürtüp "Buna ne dersin?" diye sordum.

''Güzel bir şeye benziyor, olur.'' diyerek beni onayladığında ''Bilet alalım o zaman.'' deyip gişeye doğru ilerledim.

Arkama dönüp baktığımda Jeongin'in hareket etmediğini fark edince ''Gelsene!'' diye seslendiğim zaman gülüp ''Gerek yok ki sırayı rahatsız etmeyeyim. Sen alacaksın zaten!'' diye aynı şekilde karşılık verdiğinde iç geçirip kafamı onaylamaz bir şekilde salladım. ''Ne yapacağım ben seninle?'' diye mırıldanırken biri omzumu dürttü.

''Hyunjin, selam!''

Arkamı dönüp bana kimin seslendiğine baktığımda bunun Felix olduğunu gördüm. ''Selam.'' diyerek onun heyecanlı haline karşılık biraz sakin yanıt verdiğimde yalnız olup olmadığımı sordu. ''Jeongin ilerde bekliyor.'' dediğimde kaşlarını biler bir edayla kaldırıp güldü. ''İyi anlaşamadığınızı sanmıştık.''

''Karışık.'' diyerek kestirip attığımda ben de bunu çok sorguluyordum. Nasıl olmuştu da resmen randevu benzer şeylere gelmeye beni ikna etmişti bu çocuk?

Bazen ne yapıyorsun sen diye düşünmüyor değildim ama zaten tekdüze, yalnız bir hayatım vardı ve biriyle vakit geçirmek o kadar kötü gelmiyordu.

Sırayla biletlerimizi aldığımızda aynı filme gitmeyi seçtiğimizi de öğrenmiş bir şekilde beni bekleyen Jeongin'in yanına gidiyorduk.

Jeongin'in beni görünce yüzüne takındığı gülümseme yanımdaki Felix'i görünce kaybolmuştu.

''Selam Jeongin!'' aynı heyecanla Jeongin'e selam verdiğinde Jeongin gülümsemek ile yetinmişti. Birden bütün morali gitmiş gözüküyordu, nedenini merak ettim.

''Felix yalnız gelmiş, biz de koltukları yanyana alalım dedik. Sorun olur mu?'' dediğimde ''Yok, olmaz.'' diyerek beni soğukça yanıtlamıştı. Ne olmuştu birden bile?

''Gidelim hadi!'' diyen heyecanlı Felix'i sinema salonuna doğru takip ettik.

*

SONUNU BİTİREMEDİM RESMEN ÇOK SİNİRLİYİM KÖTÜ OLDU

NYS

BU HİKAYENİN FANTASTİK KISMI OLDUĞUNU HATIRLATAYIM

BYE

ELİNİZİ YIKAYIN

o | hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin