Sonunda yurda gelmiştik. Acıktığımız için hepimiz içeri girer girmez mutfağa gittik. Atıştırmalık bir şeyler hazırlıyorduk ki bir anda hepimizin telefonuna bildirim geldi. Ekranda: "21:29 yurdu best friendleri grubuna eklendiniz." yazıyordu. Bu mesaj üstüne birbirimize anlamsız bakışlar atarken bir mesaj, daha geldi.
Mark: Ben Mark, numaranızı müdürden aldım. Sizde bizim numaralarımızı kaydedin. Bir sıkıntınız olursa hiç düşünmeden bu gruba yazabilirsiniz. Bu arada grup ismini ben yaptım. Mükemmel değil mi ama?
Jinyoung: Asıl konu şu ki oarti burdan biraz uzak olduğu için minibüs ayarlamaya karar verdik. Eğer birlikte gideceğiniz birileri yoksa bizimle gelmek ister misiniz? (Arkadaşça)
Momo: Size zahmet olmazsa tabii isteriz.
Bambam: Ne zahmeti bacılarım benim.
JB: Tamam o zaman akşam yedide yurdun önğnde bekliyor oluruz.
Jeongyeon: Tamamdır.
Bir şeyler atıştırıp, çocuklarla konuştuktan sonra giyinmek üzere odalarımıza gittik. Jeongyeon dışında herkes ne giyeceği konusunda çok kararsızdı. Neyse ki sonunda ne giyeceğimize karar vermiştik.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
( Saat 19.01) Çocuklarla buluşmak için merdivenlerden inerken telefonlarımıza bir bildirim geldi.
21:29 yurdu best friendleri Bambam: Kızlar ayıp olmasın ama kaç saattir ağaç olduk burda.
Bunun üzerine gülerek merdivenlerden indik ve onları gördük. Hepsi çok şık olmuştu. Onlar sırayla bize bakarken birden gülmeye başladılar. Güldükleri kişinin Jeongyeon olduğunu anladım.
Jackson: Jeongyeon pek şık olmuşsun.
Jeongyeon: En şık kıyafetlerimi giydim de geldim.
Dahyun: Saatlerini verdi bu kombine.
Güldük ve hep birlikte minibüse bindik. Yola çıktığımız andan beri sohbet ediyorduk. Minibüse eğlenceli bir hava hakimdi. Ancak Jackson bğr anda ciddileşerek konuşmaya başladı.
Jackson: Taehyungları tanıyor musunuz?
Mina: Sadece hoca onlara seslenirken isimlerini duyduk. Niye ki?
Jinyoung: Biz onlarla pek iyi geçinemiyoruz. Sizin aranız nasıl diye merak ettik.
Jeongyeon: Kavgalı mısınız?
Jinyoung: Önemli bir konu değil, takmayın kafanıza.
Jihyo: Aranızda ne olduğunu Daniel sayesinde az çok biliyorum. Konuşmak isterseniz emin olun hepimiz severek dinleriz. Benim şahsi fikrim yaşanan yanlış anlaşılmanın üstünden aylar geçmiş ve iki tarafta böyle olmaktan mutlu değil gibi. Kim kavgalı olmayı severki. Bence bir taraf adım atarsa eminim diğer tarafta adım atar.
Jihyo'nun konuşması üstüne biraz duraksadım çünkü bize hiç böyle bir şeyden bahsetmemişti. Belki de erkekler saklı kalmasını istiyordur diye düşündüm ve daha fazka kurcalamadım.
JB:Sanırım haklısın Jihyo.
Konuşma bitince parti yerine ulaşmıştık. Minibüsten inip kapıya doğru yürümeye başladık. İçeri girdiğimizde etrafa göz gezdiriyordum ki bir anda Taehyungla göz göze geldik. Otomatikmen gülümsedim. O da bana gülümserken birden bakışları yanımdaki Jackson'a kaydı. Gülümsemesi ciddileşti ve başka yöne bakmaya başladı. Önüme döndüğümde karşımda Jennie önde Lisa, Rose ve Jisoo arkada duruyordu. Gerçekten hepsi çok parlak ve makyajlıydı. Bu kadar abartılı gelmelerini garipsemiştim.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Ama Jennie konuşmaya başlayınca ona odaklandım.
Jennie: Siz neden burdasınız. Burda sizi davet eden biri olduğunu sanmıyorum.
