First Run Away

En başından başla
                                    

Jimin ona ulaşamasaydı tek başına mı gelecekti buraya?

Kapanmış dükkanların ve kafelerin yanından geçerlerken Jimin sokak lambasının altına gelmeleriyle durmuş ve Yoongi'ye dönmüştü.

Cebinden çıkardığı maskelerden birini ona uzatırken "Bunu tak hyung." demiş ve kafasına da bir şapka geçirmişti. Yoongi Jimin'in elinden maskeyi alıp takarken "Ne planlıyorsun Jimin?" diye mırıldanmış ama Jimin onu takmamıştı. Kendi maskesini de çenesine taktıktan sonra onun da takmasını beklemiş ardından Yoongi'ye yaklaşarak üzerindeki hırkanın kapüşonlusunu başına geçirmişti.

Tabi ki Jimin yine yakınlıklarını çok geç fark etmişti.

Elleri Yoongi'nin şapkasının kenarlarında kalırken göz göze gelmişlerdi. Yüzleri arasındaki mesafe çok azdı ve nefesleri birbirlerine çarparken Jimin algılarını karşısındaki hyungu dışındaki her şeye kapatmıştı.

Yoongi ise ne yaptığını bilemiyordu. Sadece karşısındaki çocuğun gözlerine bakıyor ve anlamlandıramadığı bir çok duygunun esiri oluyordu.

Jimin sonunda ne olduğunu kavrayabildiğinde hızlıca ellerini geri çekmiş ve yalandan öksürerek kızaran yanaklarını kapatacağını umduğu maskesini takmıştı. Jimin bir adım gerilediğinde Yoongi de gözlerine onun dışında her yerde gezdirmiş ve hırkasını düzeltir gibi yapmıştı.

Az önce ne olmuştu öyle?

Jimin "Şe-şey gidelim o-zaman." dediğinde utancından kekelemesine şaşırmamış ve arkasını dönüp yürümeye başlamıştı.

Yoongi arkasından görmeyeceğini bilse de başını sallamış ve peşinden gitmişti.

Sonunda ikili bir oyuncak makinesinin önünde durduğunda Jimin'in vücudunu işgal eden sinir geri gelmiş ve az önce olan her şeyi bir anda unutmasını sağlamıştı. Yoongi ise hala neler döndüğünü anlamadığından "Ne işimiz var burada?" diye sormuştu.

Jimin şişirdiği yanaklarıyla Yoongi'ye dönmüş ve tuttuğu tornavidayla kollarını göğsünde bağlamıştı. (Y/N az önce tornavidaya ne oldu bende bilmiyorum şşşş)

"Senin antrenmanından sonra Taehyung'a sözüm vardı ve bizde dolaşmaya gelmiştik. Sonra buraya geldik ve bir iddiaya girdik." diye söze başladığında derin bir nefes almış ve tekrar makineye dönerek pembe peluş bir yunus göstermişti.

"Ben bunu çok isteyince bana bozuk para vereceğini söyledi. Ama peluşu alamazsam onun İngilizce ödevini yapacağımı söyledi. Alsaydım da benim istediğim bir şey olacaktı. Tabi ki de alamadım."

Jimin makineye hafif olmayan bir tekme attığında sinirle "Çünkü bu lanet şeyler hileli." diye neredeyse bağırmıştı.

Yoongi aceleyle kolundan tutup onu geri çekerken "Peki neden geri geldik?" diye sormuştu.

Jimin ise gülümsemiş ve elindeki tornavidayı göstererek "Onu almaya geldik." demişti.

Yoongi'nin gözleri şaşkınlıkla açılırken "Şaka yapıyorsun değil mi?" diye mırıldanmış ama Jimin ona aldırmamış çoktan makinanın ön vidalarından birini sökmüştü bile.

Yoongi endişeyle etrafında dört dönerken sürekli birileri geliyor mu diye kontrol ediyor aynı zamanda da neden böyle bir şey yaptıkları ile ilgili söyleniyordu.

Jimin sonunda kapağı açıp yunusu eline aldığında "Hyung aldım!" diye bağırmasaydı da her şey yolunda ilerliyordu.

Arkalarından "Kim var orda?" diye bağıran bir ses duymalarıyla ikisinin de gözleri kocaman açılmış ve birbirlerine bakakalmışlardı.

İlk kendine gelen Yoongi olduğunda hızla Jimin'in boşta olan elini tutmuş ve "Jimin koş." Diyerek koşmaya başlamışlardı.

Nefessiz kalana kadar koşmuş ve farkında olmadan ara sokaklardan birine girmişlerdi. Sonunda durduklarında ellerini ayırmış ve ikisi de dizlerine yaslanarak soluklanmaya başlamıştı.

Jimin nefes nefese "Geliyor mu?" diye sorduğunda Yoongi duvarın köşesinden ileriye bakmış ve kimseyi görmeyince "Sanırım atlattık." demişti.

Yoongi bedenini duvara yaslayıp bir süre daha soluklandıktan sonra aynı anda kahkaha atmaya başlamışlardı.

Jimin kahkahaları arasından Yoongi'ye baktığında gülüşü tebessüme dönüşmüş ve onu ilk defa böyle görüyor olmasının tadını çıkarmıştı.

Yoongi sonunda gülüşünü biraz bastırabildiğinde "Gerçekten ingilizce ödevi için, ah tanrım." demiş ve bakışlarını aya çevirmişti. Jimin ise omuz silkip "Taehyung iddiayı çoktan kazandı ben sadece bunu istemiştim." demiş ve mutlulukla peluşuna bakmıştı.

Yoongi başını sallayıp onu onayladığında Jimin boşluk hissiyle "Ah hayır..." demişti.

"Tornavidayı orda unuttum, babam beni öldürecek." diye devam ettiğinde Yoongi tekrar kıkırdamıştı.

Yoongi "Dönelim mi?" diye sorduğunda Jimin'den aldığı onayla yürümeye başlarken şapkasını ve maskesini çıkartıp cebine koymuştu.

Çıt çıkmayan sokaklarda sessizce ilerlerken Jimin aşık gözlerle peluşuna bakıyor Yoongi ise hayatında ilk defa kahkaha attığını düşünüyordu.

Jimin'in evinin önünde durduklarında Jimin sahip olduğu en güzel gülümsemesini takınmış ve "Her şey için teşekkür ederim hyung." demişti.

Yoongi gülümseyerek "Rica ederim, eğlendim." dediğinde Jimin kısık sesle "Bende." diye mırıldanmış ve başını eğerek tuttuğu yunusa bakmıştı.

Yoongi hala neyi beklediğini anlamazken Jimin birden başını kaldırıp öne doğru atılarak kollarını Yoongi'nin boynuna dolamıştı.

Ani gelen sarılmayla Yoongi'nin vücudu gerilemiş, başını omzuna yaslamış olan çocuk ile anlamlandıramadığı bir şekilde kalp atışlarının hızlandığını fark etmişti.

İki yanda sallanan elleri Jimin'in beline yönelirken parmak uçlarının ona ulaşmasına kalmadan o geri çekilmiş ve "İyi geceler!" diyerek evine doğru koşmuştu.

Yoongi ise evde babasından yiyeceği azarı çoktan unutmuştu.





Bölüm sonu


25.02.2020


Tam olarak kafamdaki bölüm oldu mu emin değilim ve biraz da kısa oldu ama bu sefer erken attım bence 😋

Ve bu bölümü oyuncak makinesinden pembe yunusunu alamayan lastwannable 'a adıyorum dkxmeşwş

Wanjeonhan (완전한) ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin