Kulağına onlarca yeni dil çalınırken içindeki hayret giderek büyüyordu. Her yer, her yer insan doluydu. Zenciler, beyazlar, çekikler... Koskoca dünyanın içindeki minicik beneklerden biriydi genç kız. Ve bunun idrakine gerçekten ilk kez o anda varıyordu.  

Aniden sağ omzunda hissettiği darbeyle hafif öne sendelerken içine düştüğü hayret çukurundan bir anda çıkıverdi. Omzunun üstünden sağına baktığında batılı olduğu her halinden belli olan adamın "Sorry..." diyerek aceleyle yoluna devam ettiğini gördü. Bu devasa mekanda ondan başka herkesin acelesi var gibiydi. Adama da suç bulmadı, zira yolun ortasında avare gibi dikilen kendisiydi. 

Şaşkınlığından iyice sıyrıldığından yolun ortasında dikilmek yerine bir köşeye geçmeyi akıl etti. Gözüne kestirdiği diğerlerinden daha tenha gibi görünen Kabil tabelalı THY bankosundaki sıranın sonuna geçti. Tam önünde biri ilkokul çağlarında, diğeri lise öğrencisi gibi duran iki oğlan, oğlanlarla aşırı derecede benzerlikler taşıyan uzun boylu yuvarlak burunlu esmerce bir adamdan oluşan bir aile duruyordu. Kendi aralarında Gülsüm'ün çıkaramadığı bir dilde konuşuyorlardı. Adam genişçe gülümseyerek bir kaç kelime edip küçük oğlanın siyah saçlarını karıştırınca küçük oğlan içten bir kahkaha attı. Gülsüm onları biraz daha izledikten sonra yine havalimanının kalabalığına dalıp gitti.

Öyle çok insan vardı ki, Gülsüm hala kendinin koca çölde bir kum tanesiyle ancak kıyaslayabileceği gerçeğine takılı kalmıştı. O kadar küçük, o kadar önemsiz... Onca rengin ve desenin arasında sıradanlığı yüzüne çarpan koca bir gerçekti. Genişçe gülümsedi yol daha ilk adımda ona hayatın gerçeklerinden parçalar vermeye başlamıştı. O anı içinde sonsuza kadar saklamak istercesine derin bir nefes aldı genç kız. Her saniyeyi hafızasına kazırcasına baktı etrafa. Sırası geldiğinde heyecanla pasaportunu uzattı, bankodaki görevli güleryüzle işlemini yapıp ona iyi seyahatler diledikten sonra genç kız ona tüm içtenliğiyle teşekkür edip sırtındaki çantası ve boynundaki fotoğraf makinesiyle bankodan ayrıldı. 

Devasa alanda bankoların gerisine doğru yöneldi ve banklardaki kalabalık bir ailenin kalkmasıyla boşalan çok sayıdaki yerden birine oturdu. Elindeki pasaportunu ve biniş kartını sırt çantasının ön gözüne güzelce yerleştirip orta gözden günlüğünü ve kalemini çıkardı. Bu seyahatinde gördüğü her şeyi yazacaktı. Hayatındaki gelmiş geçmiş en önemli anları karanlık günlerde sarılmak için kayıt altına alacaktı. Kendine doğru gerçekten attığı ilk adımların kaydını ölümüne kadar bu satırlara saklayacaktı.

Kaldığı sayfayı açıp kalemini sayfanın tepesinde öylece tuttu. Yazacağı kelimeler, kalbi ve beyni arasında şekillenmeye başladığında önce gözlerini yumdu ve havaalanının o derin uğultusunun içinden akıp geçmesine izin verdi. Milyonlarca, milyarlarca hayat hiç farkında olmadan burada birbirine dokunup geçiyordu işte. Hayatları, inançları, bakış açıları birbirinden farklı binlerce insan aynı havayı paylaşıyor, aynı yere oturuyor, aynı zamanın geçmesini bekliyordu. Gülsüm o anda etrafında var olan, yürüyen, oturan, koşan, uyuklayan her bir hayat hikayesini düşündü. Sonra da kendisini getirdi aklına ve gözlerini açıp usulca, bütün havaalanındaki telaşa meydan okurcasına yazmaya koyuldu.

.

Sayfalar sonra durduğunda yazdıklarına geri dönüp bakmadı genç kız. Zira deli saçması şeyler yazdığını bir kere daha okumadan biliyordu. O yüzden hızla günlüğü kapatıp kalemle birlikte çantasına yerleştirdi ve ön göze koyduğu pasaportunu içine sıkıştırdığı biniş kartıyla çıkartıp çantasını sırtına takarak ayağa kalktı. İşte şimdi, o da havaalanının tamamını ele geçirmiş gibi görünen aceleci ritimle yürümeye başlamıştı. Metrelerce devam eden kontuarlar boyunca yürüdü, yine etrafına bakınıyor fakat bu sefer gözleri öylesine değil bir amaç için çevreyi tarıyordu. Yurtdışı çıkış harç pulu veznesini gördüğünde arayan bakışları orada sabitlendi ve adımları biraz daha hızlandı. Vezneye ulaşıp pulunu alınca geriye çok şey kalmamıştı. Heyecanı bütün hücrelerinde vızıldarken yavaşça yürüyüp "Dış Hatlar Giden Yolcu- İnternational Departures" yazan ve önünde labirent benzeri dizayn edilmiş dolambaçlı yoluyla pasaport kontrol noktalarına ulaşan geniş alana doğru yürüdü. 

Yol HaliWhere stories live. Discover now