Yol Hali

1.02

🌹
"Bazen kendimizin hiç olmadığımız bir şeye dönüşmesine göz yumarız. Asla yapmayacağımız şeyleri yaparken ve bunun yanlış olduğunu bilirken kendimizi nasıl da kolay kandırıyoruz."
🌹

Sekiz gün...

Sosyal medyayı alt üst etmek için telefonuna sarılmadan geçen sekiz gün. "Kendimle çok savaş verdim. Ama olmuyor..." diye geçirdi içinden. "Yaaa tabii tabiiii..." diye homurdandı anti-Gülsüm. "Daha çok 'Köndümle sovoş verdoem.' diyebilmek için yeterince bekledim desene sen şuna."

Genç kız içindeki sesi dinlememek için "Elimden geleni yaptım." diye konuştu kimsenin olmadığı odasında. "En başından beri kararın o telefonu eline alıp bakmaktı ve sen buna elimden geleni yapmak mı diyorsun? Saçmalama Gülsüm! Daha ilk andan beri o telefonu açıp o sayfaya bakacağını bilerek planlayarak günlerini geçirdin. Kendini kandırabilirsin ama beni asla!"

Genç kız antisinin öfkesine benzer bir hisle "Yani ne var!" diye söylendi içinden "Herkes yapıyor bunu. Hem bakılmasını istemiyorlarsa herkese açık yapmasınlar profillerini."

"Bir kadın açık giyindi diye onu gözleriyle yiyen adamların "Ama o da açmasaydı!" deyip kendini haklı çıkarmaya çalışmasına benziyor bu!" Anti-Gülsüm'ün mantıklı savunmasını bir sineği kovar gibi kışkışlarken telefonunu alıp heyecanla arama motorunu açtı. Önce üniversitenin bilgisayar mühendisliği sitesinde yayınlanan öğrencilerle ilgili ne kadar liste bulduysa onları indirdi. Sonra üşenmeden her bir listeyi inceledi ve sayfada bul komutunu kullanarak içinde Emre olan bütün isimleri bulup not etti. Tam olarak yetmiş üç tane Emre bulmuştu. "Baya da varmış." diye geçirdi içinden. Bir süre üç sayfa olarak yazdığı isim listesini inceledi. Bunlardan biri aradığı Emre'ydi. Heyecanla önce dördüncü sınıfların listesinde bulduğu Emre'lere odaklanmaya karar verdi.

Facebook'u açıp yazmaya başladı "Emre Aydoğdu" kırk iki tane Emre Aydoğdu sonucuyla karşılaştığında bu işin tahminlerinden de zor olacağını fark etmeye başlamıştı. Resimlere hızla göz gezdirip hiçbirisinin kendi aradığı Emre olmadığını teyit ettikten sonra listedeki Emre Aydoğdu'nun üstünü çizip "Emre Başaran"ı aramaya koyuldu.

"Şu an kafayı sıyırdığın an!" diye çemkirdi anti-Gülsüm içinden, "Bir facebook'u olduğundan bile emin değilsin adamı nasıl bulacaksın üstün zeka!"

Bir an duraksadı Gülsüm "Haklısın," diye geçirdi içinden "facebook'ta olmayabilir ama bir mühendis hem de bilgisayar mühendisi olduğuna göre daha ciddi sosyal medya mecralarında mutlaka vardır. Mesela linkedin..."

Telefonunu yatağa bırakıp kalktı ve çalışma masasının üstünde duran bilgisayarının başına geçti. Antisi "Sen iflah olmazsın Gülsüm." dedikten sonra tamamen yitip gitti ama üzülmedi genç kız. Tam olarak istediği buydu.

Bilgisayar açılınca internete girdi ve en baştan linkedin emre aydoğdu yazıp sonucun gelmesini bekledi. Elli tane sonuç gösteriyordu ama hiçbirisi onların üniversiteden değildi. Emre Başarır'a geçti kendi üniversitelerinden bir Emre Başarır vardı ama elektrik elektronik mühendisiydi ve tipi farklıydı. Mehmet Emre Demir adında bir tane linkedin profili vardı o da bankacıydı. Ama Emre Demir adındaki diğer profillere de göz atmayı ihmal etmedi onlar da aradığı Emre değildi.

Bir buçuk saate yakın yüzlerce Emre profilini incelemesine rağmen hiçbir şey bulamamıştı üstelik daha dördüncü sınıfların listesini bile bitirmemişti. Sızlayan gözlerini ovuşturup sandalyesinde geriye yaslandı. Kim bu stalk işinin bu kadar kolay olduğu izlenimini oluşturduysa çok büyük bir yalana inandırmıştı insanları. İçini çekip stratejisinin yanlış olduğuna karar verdi listeden baktığı bilgisayar mühendisi Emrelerin yarısından fazlası linkedin'de yoktu. Facebook'a dönmesi gerekecekti ama en azından dördüncü sınıfları bitirmeye karar verdi. Yeniden doğrulup ekrana eğildi.