"Üzerimden bakışlarını alman yeterli," diyerek omzundan ittirip yoluma devam ettiğimde merdivenlerden inen Jungkook ile göz göze geldim.

"Jungkook kim bu hırçın kız, bizi tanıştıracak mısın?"

"Önemli biri değil," diyen Jungkook'a, arkadaşı "Sevindim," diye yanıt verdi. Pardon da tam olarak sevindiği sey neydi?

Sabrımın son kırıntıları ile Jungkook'un yanından hızla geçip yukarı doğru adımlarken cebimden düşen bir şey merdivenlere çarparak durdu ve ben çilekli lipbalmımın Jungkook'un ayakkabılarının tam dibinde durduğunu fark ettim. Yere eğilip lipbalmı eline alıp inceledikten sonra bakışları beni buldu.

"Çilekli demek," diye yarım ağız bir şekilde güldüğünde içimden bir ses çantamın içindeki telefonu çıkarıp kafasına atmamı söylüyordu fakat ben ona kulak asmamayı tercih ederek çıktığım merdivenleri tek tek indim ve elindeki lipbalmı hırsla gözlerinin içine bakarken geri aldım.

Avucumda sıktığım lipbalm ile birlikte yukarı çıkarken bakışlarını ardımda hissetiğime dair yemin edebilirdim.

.....

"Jieun, ne yapıyorsun burada tek başına?"

Bayan Kang bana merakla bakıyorken uzandığım halının üzerinden kalktım. Tuhaf göründüğünün farkındaydım fakat yerde nefes egzersizleri yapıyordum.

"Zihnimi dinlendiriyordum," diye kısa bir yanıt verdiğimde Bayan Kang gülümseyerek bir iki adım atıp içeri geçti fakat hâlâ kapının önünde duruyordu.

"Jungkook ile beraber dönmediniz mi? O nerede?"

Bilmiyordu ki, çok sevgili torununun niyeti beni okula bırakmak falan değildi. Egosunu üzerimde tatmin etmeye çalışıyordu.

"O sadece beni okula bıraktı daha sonra nereye gittiğini bilmiyorum," diye yalan söyledim.

"Arkadaşları ile birliktedir muhtemelen. Kurabiye yapacağım, bana yardım etmek ister misin?"

"Elbette," diyerek yüzümde oluşan kocaman gülümseyiş eşliğinde ayağa kalkıp Bayan Kang'ın peşine takıldım. Ben çok küçükken büyükannemle birlikte kurabiye yaptığımız anlar aklımda canlanmıştı.

"Sevdiğin bir kurabiye var mı? Onu yapalım."

İç geçirerek "damla çikolatalı kurabiyeyi severim," dedim. Büyükannem kurabiyeye karıştırmadan önce paketin yarısını gizlice yerdim.

"Jungkook'un da favorisi."

Zoraki bir şekilde Bayan Kang'a gülümsedim fakat herhangi bir yanıt vermedim. Jungkook'un, Kang çiftinin torunu olduğunu bile kabullenmek istemiyordum. Böyle sevecen bir ciffin yanında büyüdüğü halde tavırlarının nasıl bu denli çirkin olabildiğini sorgulamaya başlamıştım.

Bayan Kang mutfak tezgahına geçer geçmez hazırladığı malzemelerden yumurta, margarin ve toz şekeri bana doğru uzattı.

"Şeker ile margarini mikserde karıştır ve sonra yumurtayı ekleyerek tekrar karıştır."

Bayan Kang'ı dinleyerek malzemeleri sırası ile karıştırdım hemen ardından un, vanilya ve kabartma tozunu eklemesi için Bayan Kang'a verdim. Bir yandan onu izliyor bir yandan damla çikolatalardan birkaç tanesini yemekle uğraşıyordum.

"Jungkook gibi kurabiyeye ekleyemeden damla çikolataları bitireceksin anlaşılan."

Yanaklarımı ele geçiren sıcaklık ile birlikte dudaklarımı birbirine bastırdım ve aynı anda Bayan Kang'ın gülüşü kulaklarımı doldurdu.

"Ama ben tüm ihtimallere karşılık her zaman yedek bir paket bulunduruyorum," dediğinde gülümseyerek bakışlarımı yere indirdim.

"Hadi sen ekle damla çikolataları."

......

Bir süre dinlendirdiğimiz kurabiye hamurunu şekillendirip fırına atmıştık. Bayan Kang, salona eşiyle birlikte izledikleri diziye yetişirken ben de portakal suyu sıkmakla meşguldüm.

Jungkook ile iyi anlaşamıyordum ve anlaşamayacaktım ama Kang çiftine ısınmıştım.

Kurabiyelerin pişme süresi sona erdiğinde bir sürahi dolusu portakal suyu da artık hazırdı.

Fırın eldivenlerini takıp tepsiyi çekerek masaya yerleştirdiğimde kurabiyelerin kokusu ile gözlerimi kapatıp burnumdan derin bir nefes aldım. Bununla birlikte lezzetli kokuyu içime çekmiştim.

Gözlerimi açtığımda ne ara yanımda bittiğini anlamadığım Jungkook sıcak kurabiyelerden birine uzandı. Yaptığım işe öyle odaklanmıştım ki değil mutfağa birinin girdiğini, kapının çaldığını bile fark etmemiştim.

"En sevdiğim."

"Boğazında kalır umarım," diye homurdandığımda dudakları yukarı kıvrılan Jungkook kurabiyelerden birini ağzına attı ve saniyesinde boğazına takılan kurabiye ile öksürmeye başlarken telaşa kapılıp kocaman su bardağına doldurduğum suyu ona uzattım.

Düşmanım da olsa boğularak ölmesini istemezdim sonuçta.

Ben geldim çünkü neden gelmeyeyim 💁‍♀️

Jieun'un beddualari tutuyor, kesin bilgi ✋🏻 Jungkook ayağını denk alır umarım shhdkskkd

Bölümü çok zor şartlar altında yazdım çok yorum istiyorum 😁💙

Yeni bölüm için;

Vote siniri: 180
Yorum sınırı:500

Euphoria ❧ KookUWhere stories live. Discover now