6-Lunapark♣️

1.1K 38 12
                                    

"Sen bilirsin istersen gelme. Ben kendim yapabilirim." Beni yalnız bırakacağını sanmıyordum. Oflayarak başını iki yana salladı. Doğru tahmin!

"Saçmalama. Kesinlikle yanımdan ayrılmak yok." Ne yani sürekli dip dibe mi olacaktık? Ya özel alacaklarım? O zaman kesinlikle bir yol bulmalıydım!

"Tamam ama ben bebek miyim ya? Ayrıca, alışverişte erkeğim havalarına girmek yok ona göre!" Demek istediğimi anlamıştır umarım. Şimdi aldığım şeyi ödemeye kalkar, karışır falan yok. Olmaz.

Efe, benim tepkime sadece sırıtıp arabayı park etti. Sevinçle arabadan indim. Sonuçta alışveriş yani. Eğlence. Efe ile birlikte alışveriş merkezine girdik. Gayet iyi ve büyüktü. Aradığım çoğu şeyi bulabilirdim. 

"Alışveriş zamanı!" diyerek sevinçle ellerimi çırptım. Efe'nin bakışlarını görünce, şimdiden haline acımıştım. 

..

Alışveriş Efe'nin iyice mızmızlanmasıyla son bulmuştu. Neymiş o çok kısaymış, o çok açıkmış, oradaki çocuk bana mı bakmış? 

"Efe inanamıyorum ya alışveriş süresinde yaşlı huysuzlar gibi söylenip durdun." dedim tıslayarak. Allah'tan bir ara halimi anlayıp boş bırakmıştı da özel ihtiyaçlarımı halletmiştim. 

"Ne Eylül ya söylediklerimin hepsinde haklıydım! Bu kadar şeyi ne yapacaksın merak ediyorum kaç saattir buradayız! Öğleden sonra olmuş haberin var mı? Hem çok açım hadi yemek yiyelim." Üst üste o kadar çok cümle sıralamıştı ki hepsine sadece göz devirerek cevap verdim. Erkekler ve abartmaları! Ona cevap vermeden otoparka doğru yürüdüm. Aldıklarımızı beraber arabaya yerleştirdik.

"Burada restaurant ve yemek yerleri var yiyebiliriz. Ama istediğin başka yer varsa oraya gidebiliriz." dedi odunluğundan ödün veren Efe.   

"Yok ya burada yiyebiliriz hem yemek yedikten sonra yapacaklarımız var." diyerek sinsice sırıttım. Çok mükemmel planlarım vardı. 

"Ne yani Eylül daha alacakların bitmedi mi yoksa." demesiyle gözlerimi devirdim. Her şeyi alışverişe bağlıyordu bu çocukta. Ne yani kız olabiliriz ama bütün hayatımız alışveriş değil ki canım! 

..

Zorla ağzıma son lokmamı koydum. Bitirdikten sonra yalvaran bakışlarımla Efe'ye döndüm.

"Efe ölüyorum artık çatlıcam! Yeter yiyemem daha fazla." 

"Eylül daha tabağın bitmedi. Bitene kadar kalkmak yok." Ona sinirle bakıp yemekleri ağzıma tıkmaya çalıştım. Ağzımı fazla doldurmuştum.

"Eylül öleceksin başıma kalacaksın birde!  Kuş gibi yiyip kalıyorsun. Kalk hadi zorlama daha fazla gidelim." demesiyle ona sırıttım.Ve zafer benim! Tabi öncelikle ağzıma doldurduğum şeyleri bitirmem lazım. Onları da zorla çiğneyip yuttuktan sonra kalktım. Ne vardı sanki o kadar dolduracak!

..

"Eylül inanamıyorum yapacağımız şey lunaparka gelmek miydi?" Buraya ilk geldiğimizde, lunaparkın da olduğunu görmüştüm ve kesinlikle Efe ile gelip eğlenmeliydik. Bende yemekten sonra Efeyi buraya getirmiştim ama her zaman ki Efeliğini gösterip söyleniyordu.  

"Ya Efe lütfen bak çok eğlenicez! Hem eğer beraber eğlenirsek, en son senin istediğin şeyi yapıcaz." dememle gözleri parladı. Benim için kötü bir şey mi söylemiştim ki şimdi! Bunu daha sonra öğrenecektim artık. Efe'nin kabul etmesiyle sevinçle hemen çarpışan arabaların yanına gittim. Efe'de bu sırada jeton alıp gelmişti. Yanıma gelince hemen görevlinin yardımıyla arabalara geçtik. Dişlerimi göstererek Efe'ye sırıttım. Fazlasıyla eğlenecektik. Efe de kollarını iki yana koyarak havalı bakışlarını gönderdi.

DÖNÜŞWhere stories live. Discover now