1.BÖLÜM ~ (BAŞLANGIÇLAR ÖZELDİR)

3.2K 853 316
                                    

Unutmayın hiç kimse sizden daha değerli değil günlerimizin sayılı olduğu bu dünyada.


Yine her zaman ki saatte iş yerime gelmiştim içeriye girdiğimi gören Komiser Hakan beni görür görmez hemen yanıma geldi . "Selam " vererek Müdür'ün beni odasında beklediğini söyledi . Müdür önemli bir şey olmadan beni odasına çağırmazdı .

Müdür'ün odasına doğru yavaş adımlarla gidiyordum kapıyı iki kez tıkladıktan sonra "gir " komutunu aldım ve içeriye girdim .

"Müdür'üm beni çağırmışsınız."

"Gel Ömer"

Eliyle karşı koltuğu gösterip oturmamı bekledi. Kapıyı kapatıp birkaç adım atarak karşısına geçip oturdum.

"Dünkü yakalanan suçlunun sorgusunu yap ve adliyeye sevk edin orda sizi karşılayacaklar."

Emredersiniz deyip odadan çıktım. Hakan bilgi işlemdeki Sinem Murat'ın bilgisayarının başında oturarak simit ve çay keyfi yapıyorlardı. Hakan beni görür görmez elindeki son lokmayı ağzına atıp ayağa kalkınca diğerleri de ona uyup ayağa kalktılar.

"Oturun rahtınızı bozmayın afiyet olsun arkadaşlar."

"Sağ olun Başkomiserim. Gelin beraber olsun."

"Hakan , simidini bitir ve 5 dakikaya kadar dün yakaladığımız suçluyu sorgu odasına getir."

"Emredersiniz Başkomiserim."

Ömer kendi odasına doğru yönelip yürümeye başladı. masasının üstündeki kupa bardağını alarak çay doldurmaya gitti.

Hakan, Sinem ve Murat'a bakarak "Başkomiserimize de baya ayıp oldu demi".. dedikten sonra Sinem ve Murat gülüşmeye başladılar. Hakan piç smayl atarak masadaki son simidi de alıp nezarete gitti.

Ömer çayını eline alıp sorgu odasına doğru ilerledi. Fakat içeriye girmeden önce kayıt odasına uğrayıp kayıtları kapattırdı.

Ömer sorgu odasına girip suçlunun karşısındaki sandalyeye oturdu. Çayını masaya bıraktı. Hakan Ömer'in yanına geçerek yapacağı hareketleri izliyordu.

Ömer suçlunun gözlerinin içine bakarak o malum soruyu sordu

'KİME ÇALIŞIYORSUN!'

Suçlu cevap vermedi. Ömer sakince çayından bir yudum alıp sorusunu tekrarladı.

'KİME ÇALIŞIYORSUN!' DEDİM SANA!

Suçlu söylememekte direniyordu. Ömer ayağa kalktı ve suçlunun etrafında dönmeye başladı. Suçlu konuşmamakta ısrarlıydı ama Ömer'in bu zamana kadar konuşturamadığı hiç kimse yoktu. Soruyu tekrar sordu cevap gelmeyince sinirlenmeye başlamıştı. Sabrının sonuna gelmesiyle birlikte suçluyu ayağa kaldırıp beklemeden kafa attı. Yere düşmesiyle birlikte bir yumruk daha yemişti suratına. Burnundan oluk oluk akmayan başlayan kan kırıldığına işaretti. Adamı boğazından tutarak yerden kaldırıp hırsını alamayarak duvara yapıştırdı.

"Hakan al şu şerefsizi elimde kalacak yoksa."

Hakan pert olmuş adamı Ömer'den uzaklaştırarak yerine geri oturttu. Ömer'in odadan çıkmasıyla birlikte adama bir yumrukta Hakan'dan gelmişti. Adam sandalyesiyle birlikte yeniden yeri boyladığında Hakan da Başkomiserinin ardından odayı terk etmişti.

"Bu şerefsizi arabaya bindir bende birazdan geleceğim."

"Nasıl yani ? Öylece bırakacak mıyız şimdi?"

"Müdür bir an önce Adliyeye sevk etmemizi emretti. Sende beni sorgulamayı bırak ve işini yap."

Ömer'in yanından sinirle ayrılan Hakan, odaya girip yerden kalkmaya çalışan adamı yakasından tutarak ayağa kaldırdı. Ellerine kelepçeyi takıp otoparka indirdi.

Bu sırada Ömer de ellerini temizlemek için lavaboya gitmişti. Lavaboya girip arkasından kapıyı kapattı. Musluğu açtı ve eline bulaşan kurumuş kanları temizlemeye başladı. Ellerini soğuk suyla doldurup yüzüne çarptı. Bunu bir kaç kez daha tekrarladıktan sonra kafasını kaldırıp aynaya bakmaya başladı. Aklının bir köşesini işkal etmiş duygular esir aldı onu yine yeniden. Aklı oyun oynamaktan vazgeçmiyordu, tekrar tekrar yaşadığı acıları gözünün önünden geçirip acı çekmesine sebep oluyordu. Kafasını kaldırıp aynaya her bakışında yaşadıkları film şeridi gibi akıp gidiyordu gözlerinden. Böyle zamanlarda da genelde kendine hakim olamıyordu. Tuvaletten çıkan bir polis Ömer'e yaklaşarak koluna dokundu.

"Başkomiserim iyi misiniz?"

Ömer o an kendine geldi . Kısaca "İyiyim bir şey yok" deyip musluğu kapatarak lavabodan çıktı. Seri adımlarla asansöre ulaşıp gel düğmesini sıktı. Bu gün şanslı gününde olacak ki asansör onu bekletmeden hemen gelmişti.

Asansöre binip sıfırıncı kata bastı. Otoparka inince yine hızlı davranarak bir an önce arabaya yaklaşıp yan koltuğa oturdu. Şoför koltuğunda Hakan vardı. Zaman kaybetmemek adına Sirenleri yakarak ilerliyorduk. Yolda çok fazla trafik vardı. Her zaman olduğu üzere İstanbul trafiği yine kendinden konuşturmayı başarıyordu.

Trafik kilitlenmişti ki, trafik polisleri müdahale ederek yolu açtılar. Sonunda adliye önüne varabilmiştik. Kapıda askerler bizi bekliyordu. Arabadan inerek arka kapıdan suçluyu indirip askerlere teslim ettik. Askerler suçluyu içeriye götürdü ve bizde teslim hakkında olan dosyaya imza attıktan sonra arabaya geri dönüp adliyeden ayrıldık.

Birkaç sokak ilerlemiştik ki bir ses duydum. Bir çığlık . Hakan'a yavaşlamasını söyledim. Hakan ne oldu anlamında bana bakarken ." Arabayı hemen durdur" dedim.

Hakan ne olduğunu anlamayarak arabayı uygun bir yerde durdurdu. Duran arabayla birlikte kapıyı açıp dışarı çıktım. Peşimden Hakan da arabadan çıktı.

''Başkomiserim problem nedir?''

"Duydun mu bilmiyorum ama yakınlarda birinin yardımımıza ihtiyacı var."

Tam da bu arada çığlık sesini tekrar duydum ses birkaç sokak öteden geliyordu . Belimden silahımı çıkarttım ,silahın sürgüsünü çektim ve hızlı davranarak sesin geldiği yöne koşmaya başladım. Hakan beni arkamdan takip ediyordu . Sesin geldiği yere ulaştığımızda duvarın arkasına saklanıp hafiften kafamı çıkarttım. Etrafta 4 tane silahlı takım elbise giymiş adam vardı .

İçlerinden biri kızı duvara sıkıştırmış silahı kızın kafasına koymuş tehditler savuruyordu, büyük ihtimalle çetenin başı bu adam olmalıydı. Diğerleri etrafı gözlemliyordu. Kız tek kelime dahi etmiyor, korkudan ağlıyordu .

Hakan'a karşıdaki konteynırı işaret edip beni korumasını söyledim. Hafif eğilerek koşar pozisyonda konteynıra doğru gittim. Silahımla nişan alırken içlerinden biri beni görüp '' POLİS SAKLANIN '' diye bağırdı. Tam da bu sırada iki el silah sesi duyuldu.


ADALET AVCISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin