•3•

251 31 84
                                    

"Eğer seni anlayabilenin ben olduğumu görebilseydin...
Uzun zamandır buradayım, peki neden beni göremiyorsun?
Sen bana aitsin"

"Sesinin güzel olduğunu bilmiyordum Minhyuk"

Minhyuk arabada çalan şarkıya eşlik ederken Kihyun, Minhyuk'u şaşkınlıkla izliyordu. Neredeyse her gün pizzacıda olduğu gibi ayaküstü bir şeyler konuşurlardı ama Minhyuk şarkı söyleyebildiğinden Kihyun'a hiç bahsetmemişti. "Belki çekinmeseydim çoktan yakın arkadaşlar olmuştuk." diye düşünmeden edemiyordu. Kihyun, Minhyuk'un samimiyeti başta olmak üzere pek çok özelliğine hayranlıkla bakardı ve bu onunla arkadaşlık kurmak için fazlasıyla hevesli olmasına neden oluyordu. Ne var ki çekingenliği onu her seferinde diyalogları kısa kesmeye zorluyor, Changkyun'dan azar işitmesine sebep oluyordu. Bugün de ilk defa Changkyun sayesinde cesaretini toplamış ve onu bir yerlere davet etmişti.

"Beğendin mi?"

"Evet"

"Sesini daha önce duydum, sana şarkı söyleyebiliyorum dersem komik duruma düşermişim gibi geldi"

"Neden öyle düşündün?"

"Eşsiz bir sesin var"

"Seninki de eşsiz, çok huzur vericiymiş sesin"

"Gerçekten mi?"

"Gerçekten"

Arabaya bindiklerinden beridir Minhyuk'un yüzünde olan tebessüm, kocaman bir gülümsemeye dönüşüvermişti. Tam o sırada Minhyuk arabasını temkinli bir şekilde park etti.

"Geldik"

İkisi de arabadan dışarı çıktığında birlikte kafeye girdiler.

Yolda en son kararlaştırdıkları fikre uyarak Minhyuk'un istediği kafeye gelmişlerdi. Mekân lükse benziyordu, her insanın göz zevkine uyabilecek şekilde sade ve uyumlu pastel renklerle döşenmişti. Cam kenarında hafif güneş gören bir masaya oturduktan sonra bir süre önlerindeki menüye göz gezdirdiler.

"Bak bir fikrim var"

Minhyuk hevesle Kihyun'a bakıyordu. Kihyun Minhyuk'un o an fazlasıyla çocuksu görünen yüzüne karşı tepkisiz kalamamış ve sırıtmaya başlamıştı.

"Neymiş fikrin?"

"Siparişi bana bırak, buraya daha önce dafalarca geldim. Merak etme pişman olmazsın."

"Tamam o zaman öyle yapalım"

Minhyuk aldığı cevabın üzerine garsona seslenmekte gecikmedi. Garson geldiğinde siparişi sesli bir şekilde söylemek yerine garsondan eğilmesini istedi ve siparişi kulağına fısıldadı.

"Siparişi garsonun kulağına söylemek mi? Neden?"

"Sipariş ettiğim kahveyi içmek için bir daha buraya geleceğinden adım gibi eminim. Ama eğer adını bilirsen buraya bensiz gelirsin, şimdi bir daha bu kahveden içebilmek için beni de yanına almak zorundasın."

Kihyun, Minhyuk'un bu cevabına karşılık küçük bir kahkaha attı. Duyduğu şey onu hem mutlu etmiş hem de eğlendirmişti.

"Kahvenin ismini bilsem bile buraya sensiz geleceğimi düşünmüyorum."

"İşte şimdi beni çok mutlu ettin"

İkili kahveyi içerken ilk başlardakinin aksine sessizleşti. Ne konuşacaklarını bilmiyorlardı ve bu sessizlik Kihyun'u germeye başlıyordu. Aniden aklına gelen fikirle telefonunu açtı ve mesaj bölümüne tıkladı.

"Changi muhabbet yürümüyor, gerildim"

Biraz durakladı

"Sence ne konuşabiliriz?"

Closer // Kihyuk Where stories live. Discover now