48

9K 488 55
                                    

"Gece! Gece ambulansı ara. Hemen!" diyen annemle şaşkınlığımdan sıyrılarak titreyen ellerimle cebimdeki telefonu çıkartarak ambulansı aradım.

Ne mi olmuştu? Ateş ve Giray'la geçirdiğim o ilginç günden sonra eve dönmüştüm ertesi sabahı ise annemin çığlığıyla uyanmıştım. Telaşla yanına indiğimde ise anneme, babamla birlikte korkarak neden çığlık attığını sormuştuk o da bize telefonunu işaret etmişti. Açık ekranda abimin inşaat halindeki bir binanın üstünde atlamak üzere olan bir görüntüsünü görmüştük altında da bir adres vardı. Hep birlikte o adrese gittiğimizde abim inşaatın üzerindeydi ve yanında, yanında da Dilek hanım vardı. Bizim geldiğimizi gördükten sonra telefonunu aşağıya fırlatarak konuşmaya başlamıştı.

"Benim oğlum nasıl öldüyse," diye bağırdıktan sonra ellerini abime uzattı ve devam etti. "Sizin oğlunuz da öyle ölecek. Sen Gece, sen Ateş'in ne hissettiğini artık anlayacaksın." dedikten sonra abimi inşaattan ittirmişti.

O an;

"Abi!"

O an kalbim bile durmuştu diyebilirim. Suskunluğm bir çok şey anlatıyorken çığlığım o an daha çok şey anlatır duruma gelmişti. Tüm uzuvlarım uyuşmuş gibi hissediyordum. Ben az önce abimin bir binadan itilmesine ve yere çakılmasına şahit olmuştum. Ben az önce canımı versem bu kadar acımayack bir hissiyati tatmıştım. Kimsenin asla yaşamak istemediği, görmek istemediği anlara maruz kalmıştım. Annem ve babam az önce tek oğllarının aptal şizofren bir kadın tarafından aşağıya ittirildiğine şahit olmuşlardı. Bu durum hiçbirimizin kaldırabileceği türden bir şey değildi.

"A-aradım." dedim ambulansla az önceki konuşmamı kastederek.

"Faruk! Faruk o kadın oğlumuzu aşağıya attı!" diye çığlık atarak abime sarılan annemle elimdeki az önce ambulansı arayıp bilgilendirmede bulunduğum telefon kayarak yere düştüğünde babama baktım. Yere çökmüş elleriyle yüzünü kapatarak ağlıyordu. Ben bu anın kötü bir kabus olmasını istiyordum. Öyle olmak zorundaydı.

"Abi?" dedim annemin olmadığı tarafına çökerek. Ellerimi yüzünde dolaştırarak yüzüne bulaşmış kanları silmeye çalıştım.

"Özür dilerim."

-

"Gece?" diyerek nefes nefese yanıma gelen Ateş ile kızarmış gözlerimi ona çevirdim. Ameliyathane kapısı önünde yerde oturuyordum, annem fenalaştığı için sakinleştirici verip odaya almışlardı babam ise bir oda bir burada gidip geliyordu.

Ateş yanıma oturduğunda derin bir nefes aldım.

"B-ben ne diyeceğim bilemiyorum. Yapabileceğim bir şey var mı?" dedi son çare olarak. Olmadığını o da çok iyi biliyordu fakat ben ona cevap vermek yerine kollarımı ona sardım. Bence bu ona verebileceğim en iyi cevaptı. Ona sardığım kollarımla bir kaç saniye şaşkınıkla duraksadıktan sonra o da sıkıca kollarını bana sarmıştı. Ağlamaktan gözlerim kurumuştu ve ben ağlayamadığım için canım daha çok acıyordu. Ayrıca ellerim abimin yüzündeki kanları sildiğim için kanlıydı ve kendime yıkayacak fırsatı yaratamadığım için her ellerime baktığımda kafayı yiyecek gibi hissediyordum. Bana abimin katiliymiş gibi hissettiriyordu. Dilek hanım beynime işlemişti ve olanlar benim suçum olmasa bile her şeyi üstlenmişim gibiydi.

Bu yaşıma kadar sırtımdan çok bıçaklanmıştım ama kalbimden ilk defa bıçaklanıyordum.

"Ateş ben ne yapacağım?" dedim titreyen sesimle. "Ben abim ölürse ne yapacağım?"

"Şşş, bir şey olmayacak. Kimse ölmeyecek." diyerek saçlarımı okşamaya başladığında gözlerimi sıkıca yumdum ve ona daha sıkı sarıldım.

"Hasta yakınları sizler misiniz?"

Duyduğum sesle Ateş'ten ayrılarak hızla ayağa kalktım ve doktora doğru ilerleyerek gözlerimi sildim.

"Benim. İyi mi abim?"

"Ameliyat iyi geçti ama henüz kesin bir şey söyleyemem. Zamana bırakacağız. Birazdan odaya alırlar, bugün göremeyebilirsiniz ama yarın mutlaka görebileceksiniz. Geçmiş olsun." diyerek yanımızdan ayrılan doktorla yere çökerek ağlamaya başladığımda Ateş tekrar kollarını bana sarmıştı.

Ne garipti, annesi hayatımı karartan, kalbimde olmadık yaralar açan, abimin ölümünü gözleyen kadınken kendisi o açılan yaraları kapatmaya çalışan ve abimin iyileşmesi için elinden geleni yapacak, benimle ameliyat kapısının önünde zemine çökmüş bekleyen adamdı.

Ne olursa olsun, ona minnettardım.

Beowulf - Savior

Cey.

Yalan Söyledim // TextingWhere stories live. Discover now