"Yapma bey, el kadar çocuk koca adama verilir mi?"

"Sen sus kadın! Ne yapacağız bununla? Yeterince adımızı lekeledi!"

Saklandığım odadan dışarı fırladım. "Ben kimsenin adını lekelemedim!" Babam öfkeyle karşıma dikildi.  Gözlerindeki saf kini görmemek imkânsızdı.

"Ulan bir de karşıma etmiş konuşuyor!" Yüzüme yedigim tokatla yere savruldum. "Sinan itiyle neler yaptın kim bilir?! Allah seni alsaydı da bunu duymasaydım. Yattınadamın altına!"

Gözyaşlarım yedigim iftira yüzünden sicim gibi akarken bir anda saçlarımdan kavradı. "Orospu!" Yerde sürükledi beni. Gözlerindeki hiç sevgi gormedigim babam şimdi öfke kusuyordu. Yüzüme tukurdugunde gerçekten kendimi aşağılık hissetmiştim.

"Alın şunu elimden!" Beni yeniden yere fırlatmıştı. Ağzımdan akan kana aldırmadan yalvardım. "Yapma baba, beni o adama verme!" Cevap olarak karnıma yedigim tekmeyle acı dolu bir çığlık attım. "Senin baban öldü!"

Olanlar öyle hızlı bir şekilde geçmişti ki gözümün önünden. Sanki film şeridiydi. Karnıma yedigim tekmeleri düşününce o acıyı şimdi de hissediyor gibi yüzümü buruşturdum.

Babam şimdi mi ölmüştü, yıllar önce mi?

Karşımdaki koca konağa bakmaya devam ettim. Feryatlar, ağıtlar buradan duyuluyordu. Onlara göre şimdi ölse de benim için babam yıllardır önce ölmüştü. Peki ya bu yüreğimdeki acı neyin nesiydi? Neden acı çekiyordum şimdi?

"Girelim mi?"

Eniştemin sorusu üzerine Azad destek verircesine elimi tuttu. Ondan başka kimsem yoktu zaten. Elini sıkı sıkı kavradım. Onca yıl sonra bu konağa böyle geleceğim aklımın ucundan bile geçmezdi.

"İçeriye girince sen benimle gel damat,  içeri de kadınlar olur."

Kocaman demir kapıyı açınca sanki bütün olanlar yeniden yaşanıyormuş gibi hissettim. Ama öyle değildi. Bir sürü insan babamın cenazesi için toplanmıştı. Bahçedeki bütün adamların dikkatleri bizim üzerimize çekilince, Azad " içeriye gir, "diye fısıldadı kulağıma.

Onu eniştemin yanında bırakarak konağa ilerledim. Merdivenlerden yukarıya çıkarken bağırışlar daha çok yükseliyordu. Yüreğim burkuldu,  gözlerim doldu. Kapıdan gireceğim sıra Sultan ablam karşıladı beni.

Aglamaktan kızarmış gözlerini görünce onu kendime çektim. "Gitti yavrum babanı kaybettik!" Sıkı sıkı sarıldım ablama. Diyecek tek bir kelime yoktu dudaklarımda. Boğazım düğümleniyordu.

İçeriye girdiğimde bütün akrabalarımın burada olduğunu gördüm. Hepsi dikkatle bana bakıyordu ve kimisi kendi aralarında fısıldaşıyordu.

Annem beni görünce bir feryat kopardı. Öylece dikilip kalmıştım karşısında. Ne tepki vereceğimi bilememiştim. Annemin yaşlandığı çekti ilk dikkatimi. Ayağa kalktı ve bana sarıldı. Anneme sımsıkı sarılınca anlamıştım onu ne kadar özlediğimi. Kokusunu derin derin içime çektim. O kadar özlemiştim ki.

B E K L E N M E Y E N (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now