I still want you | Taekook

2. bölüm

Yazarın anlatımından..

İki aşığın ortadan kaybolduğu gece Kuzey sürüsünün Alfası Chaeyoung bunun haberini alır almaz krizlere girer. Kendisini hiçkimseye layık görmeyen Alfa, bir Deltanın eşi olmaya kararlıydı. Deltanın eşi olacak ve iki büyük sürüyü yönetecekti. Taehyung'un onunla evleneceğine o kadar emindi ki, Taehyung'un anneleri o kadar çok umut vermişti ki ona düğün hazırlıklarına bile başlamıştı.

Fakat hesapa katmadığı bir şey vardı ki o da Taehyung'un kalbinin bir sahibinin olmasıydı. Bu kalbi çalan da onu Chaeyoung'tan da çalmıştı. Kriz geçiren Alfanın kurdu - karşısında bir Deltanın olduğunu dahi umursamadan- onları bulmasını ve hatta onları parçalara ayırarak öldürmesini emir etse de,  o kendi kurduyla başa çıkmayı öğrendiği için kendi mantığını kullanacaktı.

Yıllardır babaannesinin yardımıyla, herkesten gizli büyücülüğü öğrenen Chaeyoung bir gün büyüye ihtiyacı olacağını biliyordu. Vakit kaybetmeden bir kaç saatte eşyaların paramparça olduğu odanın gizli köşesine çekilir.

Babaannesinin elyazmaları olan küçük bir not defterini açar. Ablası Lalisadan Omega hakkında konuştuklarını en ince ayrıntısına kadar hatırlar ve notlarda anlatıldığı gibi eline aldığı bir vudu bebeği Jeongguk olarak düşünür. Bebeğin gözlerini beyaz bir iple bağlar ve kuruttuğu fesleğen otunun üstüne yatırır. Bir mum yakar ve onu bebeğin üstünde daireler çizerek zehirli sözcükleri fısıldar ama sayfanın altındaki o önemli notu okumaz: Bu büyü asla mühürlü ve hamile olan birine yapılamaz!

O gece hırsına yenik düşen Chaeyoung, kendi elleriyle bir cehennem yaratır, fakat o cehennemde kendisinin de cayır cayır yanacağından habersizdir. Öyle bir büyü yapar, öyle lanetli ve öyle tehlikeli sözcüklerle büyünü harmanlar ki, bunun sonuçlarının bedenlini en çok kendisi öder..

***

Geç olmasına rağmen eve gelmeyen Deltanın anneleri büyük bir öfke patlaması yaşarlar. Adamlarına tüm kasabayı didik didik aramalarını ve Deltayla Omegayı bulmalarını emir ederler.

"Nasıl düşünemedik kaçacaklarını? Nasıl?! Kafayı yiyeceğim, Sooyoung!"

"Bilmiyorum, Sohyun. Bilmiyorum, ben hiçbir şey bilmiyorum. Bildiyim tek şey o kahpe Jisoo ailesinin yönetimi devralacağı!" dedi simsiyah saçlı Alfa bağırarak.

"Asla, asla o kadının yönetiminde yaşayamam, tamam mı?! Yapamam ben."

"O yüzden oğlumuzu bulmalıyız, Sohyun."

"Yok işte yok. Bulamıyorlar!"

"Kahretsin." dedi ağlamaklı bir biçimde. Siyah saçlı Alfa eşinin bu üzüntüsüne dayanamamış, ellerini eşinin beline dolayarak onu göğüsüne çekmişti.

"Bulacağız, sevgilim, bulacağız. Gerekirse o sürtük Omeganın ailesine zarar veririz."

Bağırmaktan sesi kısılmış kızıl yaşlarla dolu gözlerini eşinin gözlerine dikerek dudaklarını büzmüş ve sormuştu.

"Nasıl yani?"

"Evlerini alevlere vereceğiz. Bunu bizim yaptığımızı o Omega bilecek ve oğlumuzun peşini bırakacak."

"Hayır, Sooyoung. Olmaz, onlar masum insanlar. Yapamayız."

"Ne?!" dedi kızıl göğüsündeki eşini aniden iterek. "Ne dediğinin farkında mısın?! O sürtük onların çocuğu! Belki de ailecek birlik olup oğlumuzu elimizden almak için planlar yaptılar. Nereden biliyorsun?!" diye bağırdığında boğazındakı hissettiği acıyı umursamadan kendisini dışarıya attı ve adamlarına planını anlatarak onlarla birlikte Omeganın ailesinin olduğu eve yola koyuldu.