Yavaşça kaşlarımı çattım. Zeki misin sen?

"Yok ya? Daha niye oynuyoruz o zaman? Siz kazandınız diyip oynamadan bitirelim o halde paşam?"

Sinirle konuştuğumda göz ucuyla Yade'ye baktım. Allah biliyor, asıl amacım ikisini eş yapmaktı. Hem kim bilir önce oyun eşi olursun sonra hayat eşi. Değil mi?

"Ama yardım edeceğim ona?"

Karan'ın söylediklerine göz devirip sinirliymiş gibi davranmaya devam ettim.

"Sen Yade'yle ol, ben Yalçın'la. Hem yardım gerekirse ben ederim."

Dediklerime histerik bir kahkaha attı. "Sen sanki çok biliyorsun da yardım edeceksin."

İşte şimdi gerçekten sinirlenmiştim.

"Oldu paşam. O zaman Yalçın'la Yade olsun? Senle ben. Yine yardımını edersin sen."

Hadi bakiim.

Söylediklerime aniden "yok" diyen Karan bir anda hepimizin bakışlarının ona dönmesine yol açmıştı.

"Yani."

Gevelemeye başlayıp tek tek hepimize baktı.

"Yani ben senle eş olmam. Başımın etini yersin. Ondan."

Şüpheli bir ifade takınıp tek kaşımı kaldırdım.

"Tamam ya senin dediğin olsun. Yardım lazım olursa kalkar yanına gelirim sanki çok şey ya neyse."

Saçmalamaya başladığını oda fark edip yanında duran deftere eşleri yazdı.

"Y/G. Y/K"

"Bir dakika ya şimdi kim kimle?"

Yalçın'ın sorusuna alkış tutmak istedim. Karan malı sadece baş harf yazdığından bir bok anlaşılmıyordu.

"Yade, ben. Siz ikiniz."

İçimden gelen sinsi gülüşümü hemen geri yolladım. Ve ayağa kalkıp Yade ile yer değiştim. Hemen ardından taşları dizmeye başladık.

İçimden kendimi tebrik ederken Yade'ye sanki çok büyük bir şey yapmışım gibi 'bende olmasam sen ne yapardın' bakışları attım. Gülerek başını iki yana salladı.

Aşıktı kız işte. O da benim gibi mantıklı düşünemiyordu. Karan'ın yanındayken kendi gibi davranamıyordu. Bir yandan ona hak veriyordum. Karan, aslında o kadar iyi yürekli bir insandı ki ona aşık olmasını kimse yadırgayamazdı. Sevdiklerine o kadar fazla değer verir o kadar fazla düşünürdü ki. Yade'de bu parantezin içindeydi işte. Karan'ın sevip, değer verdiği biriydi. Ama maalesef bu sevgi ne benim ne de Yade'nin istediği türden bir sevgiydi.

Karan onu beni sevdiği gibi seviyordu. Karan onu kardeşi olarak görüyordu, birlikte büyüdüğü, birlikte büyüdüğümüz küçük kardeşiydi. Benim gibi.

Ben düşüncelere daldığım sıra solumda oturan Yade kolumu dürttü. Ona baktığımda başıyla masayı işaret etti. Gözlerim işaret ettiği yere döndüğünde sıranın bende olduğunu fark edip bir taş çekip oyuna dahil oldum.

...

"Ha ha ha."

Karan'a attığım yapmacık gülüşün ardından göz devirdim.

"Orti sende de iş var ha. Daha ilk oyunun ama yaptın yani bir şeyler."

Yade, Karan'ın söylediklerine gülümsemekle yetindi. Karan üzerinde ki sweetin yakalarını tutup çekti.

"Tabi ben olmasam işin bitmişti. Ama ben her zaman ki gibi günü kurtardım."

Ego dolu cümlelerinin ardınan parmak şaklatarak işaret parmağını Yade'ye doğrulttu.

Abimin Kankası || TextingWhere stories live. Discover now