Chapter two

1.8K 175 136
                                        

Taeyong sanat merkezinde birkaç saat daha etrafı gezdikten sonra yüzündeki gülümseme ile dışarı çıkmıştı.

Daha demin ilk randevusunu almıştı.

Taeyong arkadaşı Dongyoung'a buluşmaları için heyecanla mesaj atarken taksiye bindiği gibi gecenin bulutlarını izlemeye başladı. Bir yandan Jung Jaehyun'u düşünüyordu.

Taeyong onu televizyonlarda birkaç kez görmüştü, televizyonlarda gördüğünden çok daha yakışıklı olduğunu ise bugün bire bir anlamıştı.

Şekilli dudakları, özenli kaşları kumral yumuşak saçları, beyaz kusursuz teni, güzel elleri, uzun boyu. Taeyong bir gün onun stilisti olup onu giydirmek isterken bulmuştu kendini birden. O sanat eseri çocuğa her ne giyerse yakışırdı sonuçta. Onu giydirmenin ise ayrı zevkli olacağı kesindi.

Taeyong kıkırdarken birden yakışıklı oluşunun aksine onunla ilgili hiçbir bilgiye sahip olmadığı kafasına dank etti.

Tek bildiği bilgi; Jung Sangmin'in bir tane oğlu vardı, onun adı da Jung Jaehyun'du.

Taeyong nerde Jung Sangmin'i görse veya duysa tanırdı -ki bilmeyen ve duymayan yoktu- fakat oğlunu sadece gazete yazılarında birkaç yerde adı geçerken görürdü. Taeyong kendine kızdı, onun hakkında bilgi sahibi olmaması kendi idealleri ve çalışma tutumu için kabul edilebilir değildi.

Taeyong Dongyoung'un oteline geldiğinde kapısını kartla açıp -kartı acil durum olursa birbirine vermişlerdi- içeri kendini hızlıca attı.

Taeyong heyecanla söyledi. "Tanrım kimi gördüm tahmin et!"

Dongyoung bakışlarını bilgisayarından çekip arkadaşına gözlerini devirdi. "Yine bir stilist mi gördün, sen devam etmeden söyleyeyim, tanımıyorumdur"

Taeyong cebinde kırıştırmamaya özen gösterdiği kartı çıkarttığında gülümsedi. "Bu daha da iyisi" dedi çığlık atarcasına.

Dongyoung kartın üzerindeki kalın yazılarla yazılmış ismi okuduğunda bilgisayarını tek bir tuşla kapattı. Refleksle ayağa kalktı. "Sen ciddi misin?"

Taeyong sarı saçlarından ellerini hızlıca geçirdi. "Tabii ki!"

Arkadaşı da onun gibi heyecanlanırken bir beşlik çaktılar. "Şansına inanamıyorum!" Taeyong'da çığlık atmamak için kendini tutuyordu. Ellerini ağzından çektiğinde arkadaşıyla bir süre kahkaha attılar.

İşlerini ikisi de seviyordu. Ve sevdikleri işten para almayı da tabii.

Arkadaşı bilgisayarına döndüğünde Taeyong onu durdurdu. "Blogta yayınlama," dedi "Hemen değil"

Dongyoung karşı çıktı. "Delirdin mi, bu tam blogluk!"

Taeyong arkadaşının omzunu tutup onu sakinleştirdi. Bir planı vardı, işe yarayacak uygulanınca bol para getirecek bir plan.

"Sadece dediğimi yap"

Dongyoung diretmek istese de arkadaşının dediğini yapıp bilgisayarını kapattı. Taeyong zeki biriydi, arkadaşı bunu birlikte çalıştıkları zamanlardan ve tecrübelerinden biliyordu. Bu güne kadar gazetecilik işini hakkıyla yapan belki de birkaç kişiden biriydi, akıllı ve ne yaptığını bilen birisiydi.

"Tamam sana güveniyorum" dedi arkadaşı, bu sırada elindeki A4'leri ona göstermişti.

"Bu arada şu manşetlere bir bak" Taeyong eline aldığı A4'e isteksizce baktı. Kafasında planladığı daha güzel bir manşet vardı çünkü.

Taeyong okuduğu manşetle iç çekti. "Ünlü stilist boşanıyor mu?" Taeyong arkadaşına A4'ü geri teslim etti. "Bunlar sıkıcı başlıklar Dongyoung"

Dongyoung kaşlarını kaldırdı. "Ne demek sıkıcı? Bloğunda paylaşman gerekli, bu sefer sıra sende" Dongyoung ve Taeyong ayrı bloglara sahiplerdi. Taeyong ile arkadaşının anlaşmasına göre bloglarında sırasıyla manşet paylaşacaklardı.

Bunu yapmalarının sebebi birbirlerine eşit bir miktarda para getirmesini sağlamaktı. Hesaplarına yatan para, manşet sayısıyla doğru orantılıydı.

Bloglar küçük sosyal ağlardı. Az kişi bloglara girse bile bazen büyük bir başlık devasa ilgi toplayıp belli bir miktar paraya dönüşüyordu. Şu ana kadar çok büyük bir manşete sahip olmamışlardı, fakat Taeyong için bu olmayacak değildi, hırslı biriydi.

Gözleri parlarken söyledi. "Asıl eğlenceli olan manşet, bir aya kalmadan elimde olacak"


JOURNALIST
JUNG JAEHYUN

—JOURNALISTJUNG JAEHYUN

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.
journalist // jaeyongDonde viven las historias. Descúbrelo ahora