"Azad konuşalım mi?"

Bakışlarımı kadına çevirdim. Beni yok sayarak Azadın cevabını bekliyordu. Azad elindeki sigarayı yere attı ve ayağa kalktı. Batı yanıma oturduğunda bizim burada kalmamız gerektiğini anlamıştım.

"Ne kız bu hal?" Cevap vermedim. Nedense içime bir huzursuzluk çökmüştü. "Benden habersiz kulübe gitmişsiniz," Gerçekten ne umursamaz adamdı. Hayretle ona baktım. "Sorun şuan bu mu gerçekten?"

Omuz silkti. "Ne var? Kendi kendine niye triplendin sen? İyi işte halam ne diye bu kadar etkilendin ki?" Haklıydı ama bazen kendimi değişik duygular içinde buluyordum. Bir anda moralim bozulabiliyordu. Belki de şuan böyle olmamın nedeni zengin avcısı kadın damgası yememdi.

"En az bizim kadar psikolojin bozuk senin de." Diyerek güldü. Gevşek bir şekilde davranması sinirimi bozuyordu. Azad yanımıza yaklaşınca gülmeyi kesti.

"Kalk Berçem'i eve bırak," bakışlarımı ona çevirdim. Gitmemi mi istiyordu? Neden ama? Onun yanında kalmama ihtiyacı yok muydu? "Hayır," diyerek karşı çıktım ayağa kalkarak. Batı bizi yine umursamıyordu. Elinde telefonu vardı.

"Yanında olmama ihtiyacın var." Sıkıntılı bir nefes aldı ve bileğimden hafif bir şekilde tutarak beni kenara çekti. "Gitmen gerekiyor," diye mırıldandı. "Niye?" Elimi yanağına götürdüm. "İyi görünmüyorsun."

Elimi yavaşça çekti. "Batı seni bırakacak eve," bakışlarını benden çekti. "Kendi evine." Kaşlarım çatıldı. "Niye böyle davranıyorsun sen?"

"Olması gerektiği gibi davranıyorum. Şuan burda olmanı gerektirecek birsey yok. " Eğildi ve beni yıkan cümleyi kulağıma fısıldadı. "Çünkü biz sadece yatak arkadaşıyız."

-

Eve geldiğimde ne düşünmem gerektiğini bilemiyordum. Kafamda cümlesi yankılanıp duruyordu. Neden bu kadar tutarsız tavırları vardı? Niye beni istemiyordu?

Elimden olmadan ona alışmıştım. Hayatımdaki varlığı beni mutlu ediyordu. Onunla aynı evi paylaşmak sanki bir ailem varmış gibi hissettiriyordu. Ama o ilişkimizin yatak arkadaşlığı olduğunu söylemişti. Gözünde fahişeden ileriye gidememiştim. İstediğini de almıştı. Bu saatten sonra onunla görüşmemeliydim. Evet onunla görüşmek yoktu.

"Bu gece burda kalsam sorun olmaz dimi?" Bakışlarımı koltuğa uzanmış Batıya çevirdim. Zaten kalmaya hazırlanmıştı. "Sen bilirsin," diye mırıldandım.

"Neyin var senin be?"

Cevap vermeyince devam etti. "Ne söyledi de bu hale geldin sen? Derbeder gibi bakıyorsun şuan, " Onun gibi bende koltuğa uzandım. Kırılmış mıydım? "Bana ne dedi biliyor musun?" Gözlerimi kapattım. "Sadece yatak arkadaşıymışız."

Güldü. Bu daha çok sinirimi bozuyordu. Gülünecek ne vardı allah aşkına? "Sen buna mi bozuldun?" Cevap vermedim.

"Bozulacak birsey yok ki. Doğruyu söylemiş, öyle değil misiniz?" Öyle miyiz? Bunu hiç öyle adlandırmamıştım. Ne biliyim kötü günlerimizde birbirimizin yanında oluruz diye düşünmüştüm. Onun bana iyi geldiği gibi bende ona iyi gelirim sanmıştım. Yine, tekrardan yanılmıştım.

"Düzenli bir ilişkiniz var işte. Sen ciddi olarak mı düşünmüştün? Uyuşturucu bağımlısı bir adamla olur mu gerçekten?" Güldü. "Gerçekten sen çok saf bir kızsın. Bırak hayatını yaşa ne gerek var böyle şeylere?"

"Seninde var mı?"

"Yok bebeğim, benim işler genelde günü birlik." Kafamı salladım. Ne saçma işlerdi gerçekten. Birine karşı içinde sevgi yoksa neden onunla beraber olursun ki?

B E K L E N M E Y E N (TAMAMLANDI)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang