Victoria bu üç küçük çocuğun kaderlerini, annelerini ve tüm hayatlarını merak etti ama bu soruyu onlara kendisi yöneltmeyecekti. Çocukların sözlerine devam etmelerini bekledi, ama çocuklar ufak tartışmalarından sonra en az Felix ve Victoria kadar durgun görünüyordu.

Victoria bu yersiz sessizlikten rahatsız olarak konuşmaya başladı "Evet yakışıklı beyefendiler, anlatmak istediğiniz bir şey varsa seve seve dinlerim ne de olsa birbirimizi tanımamız gerekiyor." Sözlerini tamamladığında insanları tanımanın isimlerin ve yaşananların çok çok ötesinde olduğunu fark etti, bir insanla yüzyıllarını aynı çatının altında geçirmek bile yetmiyordu isminden ve dilinden dökülenleri ezberlemekten başka.

Babasını tanıyıp tanımadığını merak etti yeniden, Leonardo yalnızca kendisine mi böyle merhamet ve sevgi doluydu yoksa tanıdığı her bir canlıya mı... Ve daha önemlisi neden kendisine böyle iyi niyetliydi? Hançeri elleri titremeden göğsüne sapladığı Alex'in hain dudaklarından dökülen kelimelerin doğru olup olmadığını düşündü, ama ister doğru olsun isterse yalan yine de umurunda olmayacaktı. Bu ızdırap dolu birkaç haftadan sonra babasına daha önce varlığından haberdar olmadığı yoğun duygularının farkına varmıştı ve bir kez daha onu kaybetme ihtimalini istemiyordu hayatında.

Valerio boğazını temizledikten sonra başladı konuşmaya "Bizimle ilgili çok da bir şey yok aslında. Anne ve babamız bir gün uyandığımızda tamamen gitmişlerdi... Bizi terk ettiler."

Victoria buruk bir tebessümle baktı "Terk ettiklerinden nasıl bu kadar emin olabiliyorsun? Belki d-"

Valerio Victoria'nın gözlerine baktı ve "Bizim bir kardeşimiz daha vardı ve gördüğün gibi, artık yok. Hâlâ bizi terk etmemiş gibi mi görünüyorlar?"

Yetişkin bir erkeğin dudaklarından dökülüyormuşcasına sıralanan inci tanesi değerindeki bu sözler, Victoria'yı hem mutlu etti hem de üzdü, küçük yaştaki çocukların birdenbire olgunlaşması her zaman yolunda gitmeyen şeylerin varlığını gösterirdi ne de olsa, bunu aynı kaderi paylaşan 3 kardeşin de yüzünde görebiliyordu.

Victor kardeşinin yüzüne kınayan bir bakış attı, onun ailesinden bahsederken böyle üzgün görünüyor olması belli ki canını sıkmıştı "Bizi bırakmaları umurunda olmasın, biz beraberken daha iyiyiz. Daha güçlü." dedi sert bir üslupla, diğer iki kardeşindeki merhametin kırıntısı bile yoktu onun bakışlarında. Victoria hem isimlerinin hem de ruhlarının böylesine benzer olduğu çocuğa sıkıca sarıldı, bu üç kardeşin de kendilerine ait bir dünyası vardı ve kimin ne kadar haklı olduğunu bilmediği için susmaya karar verdi. Bu onun yorum yapabileceği bir yaşam değildi en nihayetinde

Kendisinin de anlatacağı bir hikaye olmasını dilerdi, ama hayatının odak noktasındaki iki adamdan başka anlatacağı bir anısı yoktu. Bu gerçeğin sancılı ağrısı eşliğinde gülümsedi, Riccardo ile gözleri birleştiğinde daha da güldü ve cocuhun yanağını sıktı. Artık bir hikayesi daha vardı, bu üç kardeş kendi hikayesinin bir parçası olmuşlardı işte.

Riccardo tereddütlü bir sesle "Bir şey sorabilir miyim?" diye fısıldadı.

Victoria 'elbette' dediğinde Felix ayağa kalkmış bu 4 arkadaşı hiç dinlemiyormuş gibi gösterecek gereksiz ayrıntılarla ilgilenmeye başladı. Ara sıra pencerenin pervazını yokluyor sonra şömineyi inceliyordu, Victoria ona baktığında Riccardo onun ilgisini çekebilmek adına sesini biraz yükseltti "Leonardo bize sürekli senden bahsetti ama sen hiç ondan bahsetmiyorsun."

Cadı ve Vampir · Felix Volturi ·حيث تعيش القصص. اكتشف الآن