Been known to put my worst right out but you make

1.5K 187 64
                                    

"Sana tecavüz etmeye çalışıyormuşum gibi davranmayı kesebilir misin? Öyle bir şey yaşanmıyor da. Bana bunu yapmam için para verdin. Şimdi izin ver de şunu bitirelim." Jungkook kaşlarını çatarak konuştu.

Titreyen vücudu ile karşısında duran minik çocuk yüzünden çığlık çığlığa bağırmak üzereydi.

Bunu kabul etmemeliydi. İlk başta bilmesi gerekirdi. Sonuçta bu Park Jimin'di. Parlak gözleri, oversize gömlekleri ve dünyanın en tatlı gülümsemesi ile üniversitenin en büyük ineği. Jimin, ona gelip bu aptal ilk öpücük saçmalığını sorduğu kabul etmemeliydi. 

Jimin, güzel görünüşü ve lezzetli kıçı ile tanınıyordu ama bekareti hepsinden daha ünlüydü. Daha ilk öpücüğünü bile almamıştı ve Jungkook'a da tam da bu yüzden gelmişti.

Jungkook'sa diğer yandan seks ve diğer cinsel aktivitelerdeki yetenekleriyle biliniyordu. Kötü bir şöhreti olan pisliğin tekiydi ama tatlı Jimin bir öpücük istediğinde çok düşünmeden kabul etti.

Ancak işler hiç planladığı şekilde gitmiyordu.

Okul'un bahçesindeydiler, tamamen yalnız. Tüm öğrenciler çoktan eve gitmişlerdi. Ama Jimin'in parlak gözleri yaşlarla doluydu ve Jungkook'un kollarında korkmuş bir kedi gibi titriyordu.

"Cidden" dedi Jungkook. Kolları Jimin'in ince beline sarılmıştı. "Korkmana gerek yok, seni yiyecek değilim ya. Bu sadece bir öpücük. Sadece... biraz sakinleşebilir misin?

Jimin hızla başını salladı ama titremesi durmadı. Uzun bir süre gözlerini kaçırdıktan sonra Jungkook'a baktı.

"Sadece gerginim. Bu benim ilk öpücüğüm, ne yapabilirim? Bana bir dakika verir misin, lütfen?" Jungkook'un sıcak vücudundan uzaklaşmaya çalıştı

Jungkook isteksizce başını salladı. "Zaten on beş dakikadır seni bekliyorum. Bana izin ver ki o tatlı dudaklarından öpeyim. Tanrı aşkına bu o kadar da önemli değil."

Jungkook küçük çocuğa yaklaşmaya başladı. Jimin hemen gözlerini kapattı, hala titriyordu ancak Jungkook beklemekten sıkılmıştı. Birkaç saniye içinde Jimin'in bu halleri geçecekti, biliyordu.

Jimin onun gömleğini biraz fazla sıkı tutunca durdu. 

"Üzgünüm ama gerçekten-"

"Jimin," Kaşlarını çattı, yüzleri birbirine çok yakındı. Jungkook aptal bir öpücük için neden hala beklediklerini anlamıyordu.

"Seni öpeceğim ve öpücüğü iyi bir çocuk gibi alacaksın" Kısa olanın yanakları o kadar kırmızıydı ki birazdan alev alacaklarmış gibi gözüküyordu. 

"Anladın mı?" Ciddi bir ses tonuyla konuştu.

Jimin başını salladı. Hala deli gibi utanıyordu. Jungkook iç çekti. Jimin yakından daha da güzeldi. Gözleri uzun olandan başka her yere bakıyordu. Yumuşak sarı saçları keskin güneşin altında parlıyordu.

Jungkook, sağ elini kırmızı yanağa koydu. Minik olana yaşayabileceği en güzel öpücüğü verecekti. Her şeyden önce  bu ineğin ilk öpücüğüydü.

Önce alnını öptü. Sonra yavaş yavaş tombul pembe dudaklarına yaslandı. Dudakları birbirine dokunduğunda Jimin aceleyle dokunuşundan uzaklaşmaya çalıştı.

"Ne!" Jungkook kaçmasına izin vermedi. "Senin neyin var? Bir öpücük isteyen sendin, neden onu mahvediyorsun?"

Jimin yüksek sesle sızlandı. "Beni utandırıyorsun göt herif! Kalçama dokunmayı kes!"

"Kalçana dokunmadım bile!"

"Bana kaba davranmayı bırak! Bu öpücük için sana para vermem kullanacağın bir oyuncak olduğum anlamına gelmez! Henüz hazır olmadığımı söylediğimde beni beklemelisin!"

"Jimin, tabi ki küçük bir öpücük için hazırsın, olay yaratmayı bırak! Beş yaşında değilsin, bir öpücükle baş edebilirsin, değil mi? Ayrıca seni kullanmaya çalışmıyorum!"

Jimin daha fazla anlamsız sözler bağırmak için ağzını açtı ama bu çabası Jungkook'un dudakları tarafından kesildi. Kalbi deli gibi atıyordu. Jeon Jungkook onu öpüyordu ve damarlı elleri kıçındaydı. Yüksek sesle inledi ve hemen ardından utandı.

Jungkook, öpücük sırasında gülümsemesiyle savaşmaya çalıştı. Jimin çok güzeldi. Miniğe rahat nefes alması için zaman yaratırken dolgun dudakları yaladı. Jimin'in elleri uzun çocuğun saçlarını daha çok kavramaya çalıştı.

Jungkook, kıçını sıktı. Öpücük dağınık ve aynı zamanda ateşliydi. Jungkook öptüğü dudakların tadını ezberlemeye çalıştı. Hayatının en tatlı öpücüğü için para aldığına inanamıyordu. Jimin'in dolgun dudakları hayatının sonuna kadar kullanması gereken bir ilaçmış gibi hissettiriyordu.

Ara vermeden öpüşürken onu kavradı ve Jimin kendisi onun kucağında buldu. Sevgili hayatı için büyük olana tutunmaya çalıştı. Jungkook'un dili ıslak ağzının içindeydi, merhamet için sızlandı. Midesi tuhaf bir hisle yanıyordu.

Jungkook, uzun bir süre durdu. Görünüşü bir avcı gibi keskindi. "Jimin," dedi zorlukla. Ve onu tekrar öptü. Bu sefer diğerinden daha yumuşaktı.

Jimin'i daha önce hiç öpmediğine inanamıyordu, kafasının içinde garip bir karmaşa vardı.

Okul bahçesindeydiler, güneş onlara bir kaltak gibi işkence ediyordu ve birbirlerine verdikleri dokunuşlar sıcak hava yüzünden biraz terlemişlerdi. Ama mükemmeldi. Jungkook için mükemmeldi.

"Jimin" diye tekrar mırıldandı. "Kahretsin. çık."

Jimin, ne söylediğini anlamaya çalışırken uzun kirpiklerinin altından ona bakıyordu.

" Lanet olsun, benimle çık. Neydi? Sevgilim olur musun?"

Jimin biraz kaşlarını çattı. Ne de olsa Jeon Jungkook'tu. Ondan kibar bir şey beklenemezdi.

"Pislik" dedi Jimin sahte bir sinirle. Kalbi durmak üzereymiş gibi hissettiriyordu.

Jungkook dudaklarını ısırdı. "Sadece evet de."

Jimin, bir süre düşündükten sonra kötü çocuğun siyah saçlarını okşadı. "İyi" dedi.

Jungkook onu yere indirdi ama ince belini asla bırakmadı. 

"Ama bana paramı geri ver! Kitap alacağım!"

Jungkook yüzüne doğru güldü. Jimin neden onunla çıkmayı kabul etmişti bilmiyordu bile.

"Sen gerçekten bir ineksin değil mi?" Jungkook, sırıttığında Jimin bağırdı ve tekrar öpüştüler.


🥳💗✨💖MUTLU SON 🥳💗✨💖

[TR] Been known to put my worst right out but you make go silent (Jikook)Where stories live. Discover now