"O zaman tabii ki de onları durdururuz!"diyerek bağırdı ve Taehyung'un penceresinin önüne gelip içeriye baktı.
Bu sırada onunla birlikte Yoongi ve Hoseok da bakıyordu.

Taehyung,kucağında uyuyan iblise bakarken camdakileri gördü ve hemen pencereyi açtı.Yoongi içeriye girerken "Demek uyuyakaldı?"dedi.

"Evet,endişelendirdiğim için üzgünüm."

Üçü de camdan girdikten sonra hepsi Jungkook'a bakmaya başlamışlardı.Yoongi heyecanla konuşmuştu. "Vaaay canınaaa!Jeon'un vücuduna bak!"dedi. "Bu dövme manyakmış!"

Jimin,Yoongi'ye gözlerini devirerek bakmıştı. "Hayır Yoongi,bu klanın simgesi."

"Sahi mi,yine de acayip havalı!"

"İyi misin Taehyung?"diye sordu Hoseok,çocuğun omzuna konarak.

"Evet,kusura bakma Hoseok Hyung..."

"Yine de Jeon'un aklından ne geçiyordu anlamıyorum!Beni önden gönderip seni böyle zorlaması!"diye yakınıyordu.

Taehyung,kucağındaki iblise baktı.
"Öyle yapmayı planladığını sanmıyorum.Kendiliğinden oldu işte..."

"Hıh,en azından ben anlıyorum."dedi Jimin,eğilmiş Jungkook'a bakarak. "Gidip onu sevdiğini söyledin değil mi?"

Taehyung,gözlerini kocaman açmış şok olurken Jimin sakince devam etti. "Jeon ona sevgi gösteren herkesle yatacak türden biri."dedi. "Ama sadece gönül eğlendiriyor.Sonunda Jeon'un gözünde ne olduğunu anlayabildin mi?"diyerek Taehyung'a döndü.

Yoongi onları dinlerken lafa karıştı.
"Öyle mi dersin?Bence Taehyung'a karşı çok nazik."

"Sen kimin tarafındasın be!"diyerek bağırmıştı Jimin.

Taehyung,kucağındaki Jungkook'a bakarken duydukları yüzünden gözleri dolmuştu. "Ben aslında..."dedi ve yutkundu. "Ben aslında Jungkook'a karşı hiçbir şey hissetmiyorum!O yüzden endişelenmene gerek yok Jimin."diyerek yanındaki iblise döndü. "Lütfen Jungkook'u bir an önce geldiği yere geri götür."

Jimin bakışlarını aşağı dikti. "Ukala velet."dedi. "Neden senin benden istediğini yapacakmışım?Ayrıca..."diyip Yoongi'ye baktı."Yarın kahkülsüz Yoongi ile eğlence parkına gideceğim."

"Eveett!"diyerek gülümsedi Yoongi ve Taehyung'a baktı. "Yeni saçım nasıl?"

"Harika."dedi. "Neden daha önce kestirmedin ki?"

"Çirkin olduğumu düşündüm."diyerek omuz silkti.
Bunu dedikten sonra Jimin sessizce gülmeye başlamıştı.

Yoongi gözleri parıldayarak konuştu. "Jimin daha önce hiç eğlence parkına gitmemiş."dedi ve Taehyung'a bağırdı. "HEY,NEDEN DÖRDÜMÜZ ÇİFTE RANDEVUYA ÇIKMIYORUZ!?"

"Ne!İnsanlar randevuya çift olarak gidiyor demiştin!"diye bağırdı Jimin.

Taehyung onları izlerken konuştu. "Ben..."dedi ve düşündü.
Yarın işi yoktu ve Jungkook kabul ederse,Hoseok da gelirse gidebilirdi... "Olabilir."dedi.

"Yarını iple çekiyorum!"diyerek sevinçle bağırdı Yoongi,Jimin de gözlerini devirmiş çocuk gibi zıplayan Yoongi'ye bakıyordu.

-

Taehyung'dan...

Eğlence parkına gelmiştik.

Jimin ve Yoongi eve gittikten sonra ben de uyumuştum.
Jungkook'un uyanacağı yoktu zaten.
Sabah uyanmıştı fakat sadece kahvaltı yapmıştık,pek konuşmamıştık.Dün ile alakalı bir şey demiyorduk ikimiz de.
Dün çok şey yaşamıştım,Jungkook beni öpmüş ve neredeyse bana-
Her neyse,şu an yanımda ve bir şey düşünmesem iyi olur,aynen...

Jimin ve Yoongi önden el ele tutuşmuş giderken biz de Jungkook ile yan yana yürüyüp peşlerinden gidiyorduk.Omzumda da her zamanki gibi Hoseok vardı.

"Bak,kocaman!"diyerek dönme dolabı gösteriyordu Jimin,elini tuttuğu Yoongi'ye. "Nedir o?"

"O bir dönme dolap."dedi. "Ama sen daha yükseğe çıkabiliyorsun değil mi?"

Onların konuşmalarını arkadan izlerken nedense kıskanıyordum.
El ele tutuşuyorlardı...
Birlikte çok mutlu görünüyorlardı...

"Demek işi pişirdiler ha?"dedi yanımdaki Jungkook kollarını göğsünde birleştirmiş bir şekilde.O da Jimin ve Yoongi'yi izliyordu.

"Bir dakika,bir araya geleceklerini biliyor muydun?"diye sordum.

"Jimin'in hiç aşk tecrübesi yok.Ondan hoşlandığını söyleyen bir adam bulursa anında ona aşık olacağını biliyordum."dedi. "Ama onun adına sevindim sanırım."

Ben onu dinlerken önden Jimin ile koşturan Yoongi arkasına dönmüş bize bağırmıştı. "Hadi!Sizi arkada bırakacağız!"

İkimiz de onu takmamıştık.Aklım hala başka yerlerdeydi. "Düğün töreni ne olacak peki?"diye sordum.

"Sana söyledim,evlenenler ille benle Jimin olmak zorunda değil."dedi ve ellerini ceplerine koyarak yürümeye devam etti. "Bir sonraki jenerasyon,arkasında çoluk çocuğunu bırakabilir.Hem zaten ağabeyimle diğerleri klanın başına geçmemi hiç istemiyordu."

Ben şaşkınlıkla onu izlerken sessizce sormuştum. "Jungkook,ailen seni sevmiyor mu?"

"Hayır!"dedi kahkaha atarak. "Muhtemelen küçük olan ben olduğum halde seçilme cüretini gösterdiğim için beni öldürmek istiyordur."

Olduğum yerde durdum.
Öldürmek mi istiyordur?
Ne?
"Bir dakika...Seni öldürmek mi?Kendi ağabeyin mi?"

O da yürümeyi bırakıp bana dönmüştü. "Her zaman olan şey,insanların evreninde bile."dedi. "Ama güçlüyümdür o yüzden sorun yok."

"O zaman ne yapacaksın?"

Yürümeye devam ettik.Sırıtarak cevap verdi. "Sen benden bıkana kadar burada kalmayı planlıyorum."dedi ve gözlerime bakıp şeytan gülüşünü yine yaptı. "Sen de bana yanıksın zaten.Her şey tıkırında işte."

Hoseok omzumda konuşmalarımızı bıkkınlıkla dinlerken Jungkook düşünür gibi yapıp konuşmaya devam etti. "Bir sebepten beni sürekli reddetsen de."

"Doğru mu söylüyor,Taehyung?"diye sordu Hoseok,şaşkınlıkla. "Doğru de!"diyerek de devam etti heyecanla.

Jungkook sinirimi bozmaya başlıyordu.Sinirden yumruğumu sıkmıştım,gözlerim dolmuştu.Olduğum yerde durup konuştum. "Bana ne yapmak istiyorsun diye sormuştun değil mi?"dedim,gözlerim kızarırken. "Senin de beni sevmeni istiyorum!"diye bağırdım.

Jungkook da durmuş şaşkınlıka beni izliyordu,aldırmadan devam ettim. "Ama bunu yapamazsın değil mi?Beni o şekilde görmüyorsun.O yüzden yararı yok..."dedim,gözlerimden yavaşça yaşlar akarken. "Artık seninle ola-..."diye cümlemi devam ettiremeden arkamdan bir şey beni sarıp sarmalıyordu sanki. "Ha?"dedim şaşkınlıkla.

Bir karanlığın içine sürükleniyordum sanki,yavaşça bütün bedenimi kaplıyordu bu şey.

En sonunda hareket edemez olmuş,siyah sarmaşığa benzeyen şey beni içine çekmişti.

Duyduğum son şey Jungkook'un "Taehyung!"diye bağırışıydı.
"Lanet olsun..."

-

oh shit here we go again...

No Sleep Tonight | Taekook Where stories live. Discover now