24.Senin suçun değil

10.6K 823 205
                                    

'Zaman her şeyin ilacıysa intihara girmez mi?' demiştir Oğuz Atay. İç sesim beynimi kandırır gibi durmadan, zamanla her şey düzelecek, dese de buna karşı inancım yerlerde geziniyordu. İç sesime inanmak isteyen her bir hücrem zamana bir dakika eklendikçe intihar ediyorlardı. Buna karşılık eylemlerim ise eve geldiğimden beri ya şarap rengindeki duvara izlemek oluyordu ya da balkonun karşındaki ağaçsız boş yeşillik oluyordu. Boş boş baktığım yerlerde neler düşünüyordu beynim hiçbir fikrim yoktu. Oluşan her bir düşüncem birbirleriyle karşılaşıp kendilerini çözeceğine birleşip karışık bir bağ oluşturmuşlardı. Şimdi ise ne neyle ilgili olduğunu kestiremediğim. Ana karakterimin Ümit olduğunu biliyordum sadece.

Onunla son konuşmamızın üzerine finaller girmişti, karşılaşamamıştık bile. Ardından onun eve gittiğini öğrenmiştim. Ben ise bütünlemelerden sonra eve gitmiştim. Cesaret edip mesaj atamamıştım. Birkaç kere ismine tıklayıp yazmak istesem de yaptığım tek şey ekrana boş gözlerle bakışlarım oluyordu. Özlemiştim, hem de fazlasıyla. Ona bu derece nasıl bağlandığımı bilmiyordum ama hep Ümit olsun istiyordum hayatımda.

Dışardan bakan biri için mantıksız, acımasız ya da yaptığım davranışlarımın anlamsız gözüktüğünü biliyordum. Kalbim, bedenim Ümit'le olmak için çırpınıyordu ama olmazdı. Buna gram hakkım olduğunu düşünmüyordum. Aynanın karşısına geçip kendime kahkaha atmak, ' Ulan o kadar acı çektirdiğin insanlar var, sen mi tadacaksın bu saatten sonra güzel aşkı?' demek istiyordum. Keza beynim bu görevi layıkıyla yapıyordu. Durmadan 'sen bunu hakkettin!' diye çığlık atıyordu. Etmiştim. Bu yönden değildi isyanlarım. Benim tek isyanım bunları Ümit'e yaşatmıştım. Güzeldi abi çocuk, o kadar güzeldi ki baktıkça bakası geliyordu insanın. Uzun sık siyah kirpiklerin arkasındaki o koyu kahverengi gözleriyle etrafa merakla bakması, güldüğü zaman gözünün yanlarında kırışıklar oluşması onu o kadar güzel yapıyordu ki nefessiz kalıp izlemeye devam ediyordum her defasında.

Onu ilk gördüğümde Nur ile kampüsün kafesinde oturuyordu. Arkadaş grubumla otururken elimde uğraştığım telefondan başımı kaldırıp karşımda oturan Şafak'a cevap verecekken arkada oturan ve gülümseyen onun görmüştüm. O an cevabımı bekleyen Şafak'ı unutmuştum ve bizden biraz uzak olan karşı karşıya olduğum esmer çocuğun gülümsemesinden gözlerimi çekmek istememiştim. Çok güzel gülümsüyordu. Karşısındaki anlattıkça gülümsemesi büyüyüp gülmeye dönüştüğünde ortaya çıkan beyaz düzgün dişleri ve kısılan gözleriyle herkesi etkisi altına alacak haldeydi. Bir süre dalmış bir şekilde onu izlemiştim, ta ki Şafak'ın koluma vurup beni dünyaya döndürene kadar. İçimden bu anlamsızlığı sorgulayıp kendime küfür etsem de istemsizce onu izlerken buldum kendimi. Klasik olarak her zaman ki gibi Nur konuşuyordu, arada tepkiler verip arkadaşının kendini kaptırıp yaptığı el kol hareketlerine karşılık gülüyordu. Kendimi alamıyordum bir türlü, çocukta hipnoz etkisi vardı resmen , baktıkça bakıyordum. Gülsün de bir daha göreyim diye bekliyordum resmen. Bundan rahatsız olup arkadaşlarıma görüşürüz diyerek gitmiştim. Ardından onu her gördüğümde gidene kadar izleyip duruyordum. Özgür hoşlandığım bir kız var dediğinde o kızın Ümit'in yanındaki turuncu saçlı kız olduğunu tahmin etmemiştim. O Nur'un yanında değildi ama hep Nur ile takıldığından kızı hemen tanımıştım. Özgür'e kalsa Nur'a açılacak gibi değildi. Sırf Ümit ile yan yana gelebilmek için Özgür'e cesaret veren ve konuşmasını sağlayan bendim. İstediğim olmuştu, sevgili olmuşlardı ama kendi istediğim sonucu elde edememiştim. Hepimizin tanıştığı vakit hep izlediğim çocuk değildi karşımdaki kişi. Nur'un yanında durmadan kıvrımlı olan dudakları dümdüz gibi duruyordu, hareket dahi etmiyordu. Gülümsesin istemiştim, yakından bir kere göreyim diye. Kendime temkinler verip duruyordum, şimdi olmasa da diğer buluşmalarda göreceksin diye ama olmamıştı. Ne zaman bir buluşma olsa gelmiyordu. Hep bulaşma ayarlıyordum gelir diye ama gelmiyordu ve arkadaşlarım bile dile gelmişti, neden hep dışarıya çıkıyoruz diye.

Bu şehri yakınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin