20. Bölüm

1.1K 78 113
                                    

Ashlyn Irwin Kurabiye yakmak aşçılığın ilk adımı mıydı?
Ashton Irwin Yaşlı kadınları etkilediğimi fark edeceğim bir gün daha başladı.
Calum Hood Tanrı bugün canımı alma akşam konsere gidiyorum.

Merdivenlerden aşağıya inip mutfağa girdim ve bebek mavisi çantamı ada tezgahına bıraktım. Annem bugün evde kalıp huzurevine götürebilmem için kurabiye yapmak istemişti. Birkaç tanesini yakmıştı ama yine de kendimi iyi hissetmemi sağlamıştı. Annemi ilk kez ebeveyn rolünde bu kadar başarılı bulmuştum.

Yanına gidip kurabiyeleri yerleştirdiğimiz kutunun kapağını kapattım. Annem kendisine hiç uygun olmayan kırmızı, üzerinde beyaz puantiyeler olan aşçı önlüğünü çıkarıp bana doğru döndü.

"Seni Maggie mi alacaktı?"

Başımı salladım. Sabah Ashton'a beni almasını istemediğimi söylediğimde morali bozulsa da diretmeden söylediklerimi kabul etmişti. Ardından da Maggie'yi arayıp beni almasını istemiştim.

Annem kollarını göğsünde birleştirdi. Yüzüme yalan söyleyip söylemediğimi anlamak için dikkatle baktı. Bilirsiniz yetişkinler gençlerin genellikle yalan söylediklerini düşünürler.

Maggie'yi telefonda bu konu hakkında uyardığım için dışarıda beklemek yerine kapıya kadar gelmeye karar vermişti. Annem bana soru soramadan zilin çalması da onun geldiğinin bir işaretiydi.

"Maggie gelmiştir."

Koşarak kapıya gittim ve kapıyı açtım. Maggie, mavi saçlarını biraz daha koyulaştırmıştı. Siyah ve lacivert arası hoş bir renkti. Uzanıp bana sarıldı. Ardından arkamda dikilen annemi görmüş olsa gerek ona da başını eğerek selam verdi. Yüzüne büyük bir gülümseme ekledi.

"Merhaba Bayan Irwin. Nasılsınız?"

Anneme dönüp baktığımda yüzünde içimi rahatlatacak bir gülümseme oluşmuş olduğunu fark ettim. Maggie ve ben annemin sınavından geçmiştim.

Ebeveynler işte.

"İyiyim tatlım. Sen nasılsın? Aileni epeydir göremiyoruz."

Maggie aniden tedirginliğe düşse de hızlı toparlayıp, "İyiyim. Ailem bir süreliğine ülke dışına çıktılar. Ben, abimle yaşıyorum," dedi.

Araya girdim. "Geç kalmak üzereyiz. Ben çantamı alıp geldiğimde çıkalım."

Hemen koşup mutfağa girdim ve çantamla annemin kurabiyelerinin olduğu kutuyu alıp tekrar kapıya gittim. Annem ceketimi bana uzattı.

"Dönüşte de Ashlyn'i eve ben bırakacağım, Bayan Irwin. Kurabiyeler için de teşekkürler."

Annem de Maggie'ye başını sallayıp karşılık verdi ve beni dışarıya kadar geçirdi.

Maggie'nin aracına doğru ilerlerken Maggie'nin gülmeye başladığını gördüm. Annemin karşısındaki tedirginliği atlatmıştı.

Arabayı açıp içeriye girdik. Maggie eskiden son model bir araç kullanırdı. Arabalar hakkında pek bir bilgim olmadığı için aracın modeliyle hiç ilgilenmemiştim. Maggie serviste onunla ilk karşılaştığımız gün arabasını yeni bir araba almak için sattıklarını söylemişti.

Fakat şimdi kullandığı araba en az Ashton'ın kamyoneti kadar eski bir modeldi.

"Şükürler olsun!"

Sıçrayıp çığlık atarak arkamı döndüm. Parker arka koltuğun ortasında ikimize bakıyordu.

"Sen de nereden çıktın?"

What She WantsWhere stories live. Discover now