16. Bölüm

1.1K 78 41
                                    

Tam bir Barbie bebek gibi görünüyordum. Saçlarım sarı olsaydı beni bir kutuya yerleştirip orijinal Barbie oyuncağı olarak satabilirlerdi. Ah, gerçi sadece saçlarım değil fiziğim de bu kalıba pek de uymuyordu.

Annem sonunda beni rahat bırakıp kenarda tek başıma dikilmeme izin vermişti. Üye olduğu kulüpteki neredeyse tüm zengin insanları davet ettiği için o gün sayısız insanla tanışmıştım.

Herkes keyifle içeceklerini içiyor, babamın pişirdiği lezzetli etleri yiyorlardı. Ben sadece bir havuç kemirmiştim ve bu davranışımı kimse fark etmemişti.

"Mean Girls filminden fırlamış gibisin."

Bakışlarımı ondan kaçırdım. Görmezden gelirsem çekip gideceğini düşünüyordum ama ne yazık ki yanılmış olduğumu da biliyordum.

Zack, yanıma dikilip elindeki portakal suyunu önümdeki masaya bıraktı. Annem bu masaları bir organizasyon şirketiyle anlaşıp parti için getirtmişti. Bahçemiz sanki bir mekan açılışı yapılacakmış gibiydi. Sadece bir açılış kurdelesi eksikti.

Zack'in mavi gözleri, delici bakışlarla beni süzüyordu.

"Özür dilerim, Irwin."

Ona şaşkınlıkla baktım. Bakışlarımız kesiştiği için heyecanla doğruldu. O gün gördüğüm çocukla şu anki çocuk çok farklıydı. Üzerinde lacivert bir gömlek ve siyah bir kot pantolon vardı. Bunun da bir numara olabileceğini düşünerek ona olan mesafemi korudum.

"Bak, bir keşiş falan değilim. Irwin de değil. O lanet olası arkadaşın Hood da."

Kaşlarımı çattım. "Calum hakkında yorum yapma."

Zack, ellerini masum olduğunu göstermek için havaya kaldırdı.

"Tamam, tamam. Ama onlar affedilmeyi hak ettiyse ben de ediyorum demektir. Asıl değinmek istediğim nokta buydu."

Kısa bir süre düşündüm. Zack, her ne kadar suçlu olsa da başımdan onu atabilmem için affetmem gerekiyordu. Olayın üzerinden uzun bir süre geçtiği için ilk zamanki korkum ve nefretim kalmamıştı. En kötü huyum buydu işte. İnsanlara kin gütmeyi başaramazdım.

Zack, tahminimce yüzümdeki ikilemi görmüştü. O yüzden üzerime gelmeye devam etti.

"Ailen beni sevmişe benziyor. Özellikle de annen."

Annem, gerçekten de Zack'i sevmişti. Hem de çok sevmişti. Ona şöyle bir bakmış ve geçer not vermişti. Calum ve Ashton'da olmayan, Zack'te ise olan o şey neydi bilmiyordum. Belki de annem kalbimi kırıp, beni aşka küstürecek bir erkeği yanımda istiyordu.

İşte o zaman Zack bir seçenek olabilirdi.

"Annemin gözleri bozuk. Muhtemelen senin yerinde en sevdiği aktörü görmüştür."

Zack, babasının ve ailemin dönüp bize bakacağı bir kahkaha attı. Yüzümde mimik dahi oynamadan onu inceledim. Söylediğim şey aslında o kadar da komik değildi.

Bana yaklaşıp sessizce, "Arkadaşların şu anda Diyalog'dalar ve sen buradasın. Orada olmak istemez misin?" dedi.

Diyalog, kasabadaki gençlere hitap eden kafelerin en kalabalık olanlarından biriydi. Ashton bana orada olacaklarını mesaj atmıştı ama gelemeyeceğimi biliyordu. Sadece kendimi dışlanmış hissetmemem için böyle yapmıştı.

Başımı ona çevirip mavi gözlerine baktım. "Bir planın var gibi görünüyor."

Zack'in yüzünde çarpık bir gülümseme oluştu. "Zekisin," dedi ve göz kırparak devam etti. "Senin de benim gibi sıkıldığını görüyorum. Neden barışmamızı bir anlaşmayla kutlamıyoruz? Ailen beni sevdiğine göre seni buradan kaçırmama ses etmezler diye düşünüyorum."

What She WantsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin