***

Alec beyaz ellerinin arasına aldığı hançere hayranlıkla baktı. Bu hançerin bir efsane olduğundan ne kadar da emindi oysa ki. Vampir, kurt ve diğer tüm doğaüstü yaratıkları tek bir dokunuşuyla yok edeceği söylenen bu kutsal hançer, bu odada kendisiyleydi işte. Yeni dönüştürüldükleri o zor ve kontrol edilmesi imkansız günlerinde, Aro'nun bu hançerden söz ettiğini en ufak ayrıntısına kadar hatırlıyordu.

Bu hançer, Victoria'nın büyük büyükannesi Katherina tarafından yaratılmıştı. Gücünü Katherina'nın kanından alıyordu çünkü; Katherina hançere bu gücü bağışlamak için kendi nefesini kesmişti bıçağın soğuk yüzüyle. Hançer yalnızca soydaki kadınlara aktarılıyordu, erkeklerin çoğu zaman dokunması bile yasaktı bu büyülü hançere. Erkeklerin kirlettiğine inanılmıştı nedendir bilinmez, onların zayıflıklarını boğazına dolamaktan başka bir şey yapmıyordu oysa ki hançer.

Belki de hançerin yaratılış amacından dışarıya yöneldiği için uzak tutulmuştu yüzyıllar boyu bu hançer.

Diana'nın 6 oğlu bile elini sürmemişti bu hançere, ama şimdi Alec'in ellerinde duruyordu. Eşsiz gücünü bile gölgede bırakıyordu bu hançer Alec'in, tüm düşmanlarının duyularını kesebilirdi evet, ama bununla eş zamanlı olarak her birinin nefesine son veremezdi. Oysa bu hançer ona bunu vadediyordu.

Alec hançeri ceketinin cebine yerleştirdi ve yerde donuk bir şekilde yatan Alex'in önce kollarını sonrasındaysa bacaklarını vücudundan ayırdı. Şöminedenin sönmeye yüz tutmuş ateşini meşaleyle harladı ve Alex'ten geriye kalan son parçaların da yeryüzüne veda etmesi için bir çırpıda ateşin içine bıraktı.

Gözlerinde yanan ateş, tüm bu yaşananları zihninden çıkarmaya yönelikti. Eğer biriyle yüzyıllardır yaşıyorsanız ve bu kişi zihninizde geçen her bir noktayı görmekle ödüllendirilmiş bir ölümsüzse, zaman içinde zihninizde kör noktalar oluşturmaya başlıyordunuz. Diğerleri için olmasa da Alec bunu başarmıştı, yıllar boyu bunun için uğraşmış ve sonunda emeğinin karşılığını almakla mükafatlardırmıştı onu benzersiz zihni.

Alec Victoria'nın komidinin üzerine bıraktığı şalına uzandı ve kokusunu burnuna götürdü. Ateşin çatırdısı kulağında yankılanırken, Victoria'nın kokusuyla ciğerlerini dolduruyordu. Ve sonra bunu hak ettiğini düşündü Alec; Victoria'nın kokusu onunla sonsuza dek kalabilirdi. Yastığına uzandı odayı terk etmeden önce, Victoria'nın kokusunun en çok alan tek şeye.

***

Alec bileğine sardığı şalı ve hançeri dolabına bıraktı, birkaç saniye sonrasında Victoira'nın olduğu odaya yürümeye başlamıştı bile. Felix ve diğerleri besleniyorlardı, bu yüzden hareketleri rahattı. Felix'ten korktuğu yoktu ama kız kardeşi Jane ile karşılaşırsa bunu öğrenene kadar peşini bırakmazdı, bunun olmasını istemediği için hızlı hareket etmeye özen gösterdi. Odadan içeriye girdi ve bileklerinden akan havayı durdurdu, kapıyı kilitledi ve Victoria'nın yanına oturdu. Kızın nefes alış verişi daha duyulur olmuştu artık ve bir süre sonra gözlerini açtı. Alec'in yüzüne onu ilk kez görüyormuş gibi bakmaktan alamamıştı kendini, başı ağrıyordu ve olayları tek tek hatırlasa da tamamen anımsayamadı.

Yatakta doğruldu, eli başına gitmişti "Başım.." dedi. Alec elinde tuttuğu bardağı Victoira'nın dudağına götürmesine yardım etti, Victoira Alec'le ellerinin birbirine değmesinden rahatsız olmadı, ama Alec birkaç salise sonra çekmişti en az kendisi kadar soğuk olan o ellerden parmaklarını "Neredeyim Alec?"

"Bana güveniyor musun Victoria?" sözleri hiçbir yere sapmadan döküldü dudaklarından.

"Elbette güveniyorum Alec." bardağı Alec'in avucuna bıraktı, başının ağrısı geçmeye başlasa da hala bölük bölük anımsıyordu olayları.

Cadı ve Vampir · Felix Volturi ·Where stories live. Discover now