"Jane ile ikizdiniz değil mi?" Victoria elini yanağının altına koydu ve Alec'i daha bir dikkatli incelemeye başladı. Jane ile hiçbir ortak özelliği yoktu. Jane ne kadar soğuksa Alec o kadar iyiydi.

"Evet, kardeşim."

"Mmm." diye bir ses çıkardı Victoria, aklındaki soruları sorup sormaması gerektiğine karar veremiyordu.

"Benzemediğimizin farkındayım... En az senin kadar."

"Sizi hiç yan yana görmedim." Victoria hafif doğruldu "Belki o yüzden böyle düşünüyorumdur."

"Belki de... Ama burada olduğun sürece bizi bir arada göremeyebilirsin." gülümsedi "Jane daha çok Aro'nun yanında oluyor, bense.." eliyle duvarları işaret etti "Buralarda."

"Hiç tek başına hareket etmeyi düşünmedin mi Alec?" yanlış anlaşılmak istemediği için devam etti cümlesine "Babam senin en güçlü vampir olduğunu söyledi, yani en güçlü psişik güce sahip."

"Hiç düşünmedim." omuzlarını silkti Alec "Kardeşim burada, burayı seviyorum ve.. İnsan evini terk etmez, değil mi?"

Victoria Leonardo'yu terk etme düşüncesinde değildi, ama bir gün Felix'le kendilerine ait bir hayatın hayalini kurmuştu.

"Hem... Aro ben ve Jane'in babası gibi. Sen ve Leonardo gibi." Victoria pozisyonunu değiştirdi ve bağdaş kurdu direkt olarak Alec'in gözlerine bakıyordu. Bu hikaye onun ilgisini çekmişti işte.

"Sorun olmazs.."

"Hayır, sorun olmaz." Alec kendi ellerine baktı birkaç saniye sonrasındaysa destansı hikayesini anlatmaya koyuldu "Farklı insanlara pek de hoşgörünün olmadığı bir kasabada doğmuştuk, babam yoktu... Ona ne olduğunu bilmiyorum, babam ya ölmüştü ya da annem için ölmüş çünkü ondan hiç bahsetmezdi. Jane ve ben beraber büyüdük, kimse bizimle olmak istemezdi. Hatta görmeye bile tahammülü yoktu çoğu zaman insanların. Ama biri bizi görmek için çok uzun yolları aştı ve.." sağ elini Victoria'ya uzattı "Ellerimizi tuttu, o günden sonra başımıza ne gelecek olsa bir şekilde yok oluyordu. Jane Aro'yu çok sevdi, ben de sevdim ama Jane ona tapıyordu. Yalnızca 1 kez görmüş olmamıza rağmen Jane onun bir gün geri geleceğinden emindi. Ve öyle de oldu. Bizi tam öldürecekleri an geldi Aro, ama annem için geç kalmıştı." sesi buruk bir hal almıştı, Victoria arkadaşının yanındaki sandalyeye oturdu ve soğuk elini kendi ellerinin arasına aldı "Biz onlara zarar vermedik, ama onlar bizden hayattaki tek varlığımızı aldı. Jane'in nefreti bu yüzden bu denli yoğun."

"Alec..." dedi Victoria "Seni anlıyorum demek isterdim, ama idrak edemeyeceğim kadar kötü şeyler bunlar."

"İyi ki bebektin Victoria, bunları aklın başında bir halde yaşamış olsaydın Jane'den çok daha acımasız olurdun."

Victoria derin bir nefes aldı ve Alec'in omzunun üzerine bıraktı başını. Herkesin bir hikayesi vardı, ama kötülerin hikayesi en az oldukları şey kadar berbat oluyordu işte. Victoria Jane'in yerinde olmuş olsaydı ondan daha acımasız olup olmayacağını düşündü, ailesini kaybetmişti ama ona bunu hiç hissettirmeyen bir babanın varlığı da pervaneydi daima çevresinde... Peki bir gün babasını kaybedecek olursa, o zaman neler olurdu?

"Bunlar hala canını yakıyor mu?"

Alec Victoria'nın elini sıktı "Hayatta hiçbir şey canımı yakamaz, çünkü artık bir canım yok."

"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Cadı ve Vampir · Felix Volturi ·Where stories live. Discover now