yirmi dört: cilveli hazırlıklar, ilklere başlangıç

12.5K 994 583
                                    

son iki bölümdür yorumlar da oylar da azaldı, üzülüyorum

+



"of jungkook! rahat dur biraz ya." sevgilisinin sürekli dokunuşlarından kaçmak için yatağın diğer ucuna kaçtı. "hayır anlamıyorum, sevgilimi öpmek de suç oldu." kaşlarını çatıp sinirli ses tonuyla konuştu elindekileri yatağa fırlatan taehyung.

"sen öpmüyorsun ki! yedin resmen beni ya! bir de üste çıkmaya çalışma, zaten sinirliyim küserim sana." hızla sevgilisinin yanına ulaştı. yatağa oturdu ve sinirli olduğunu kanıtlarcasına kızarık yanaklı bebeğini kucağına çekti.

"neye sinirlendin bakayım bebeğim? söyle hemen halledelim." az önce sevgilisine kızanın kendisi olduğunu unuttu hemen taehyung. "jungkook, bak şimdi. dün biraz dışarı çıkmıştım alışveriş için, bir mağazaya girdim.

beğendiğim birkaç kıyafet vardı fakat yanımda yeterli para olmadığı için ayırmalarını ve sabah gelip almak istediğimi söylemiştim görevliler de kabul etmişlerdi. sabah heyecanla gittim fakat benden sonra gelen müşterilerden birinin aldığını söylediler ayırttığım kıyafetleri. çok istiyordum ki ben onları, hem parasını bile hazırlamıştım."

çenesini buldu parmakları, kendisine bakmasını sağladı. "güzel bebeğim söyleseydin ya bana, hemen gelir alırdım. üzülmene izin veremem hele ki böyle bir sebepten. haydi alalım istediğin ne varsa."

"ama olmaz ki. seni kullanıyormuş gibi hissediyorum böyle olunca. hem benim de var param, yani kendime yetebiliyorum sonuçta. senin parana gerek yok sevgilim sen beni sev yeterli o."

tatlı tatlı konuşmasıyla gülümsettiği sevgilisi burnuna ardı ardına öpücükler kondurdu kucağındaki bedenin. tatlı ve güzel olması onu gülümsetirken bazı durumlarda çok da kıskanç yapabiliyordu.

"bebeğim nasıl isterse öyle olsun o zaman. fakat dediğim gibi bak, bana her şeyi söylüyorsun bundan sonra yoksa bozuşuruz. anlaştık mı?" kafasını sallayıp sevgilisinin beyaz yanağına bastırdı dudaklarını. "anlaştık jungkookie~"

öpmelerle ve küçük cilveleşmelerle geçen iki saatin ardından hazırlardı. çok bir şey götürmeme kararı almıştı jungkook ikisi adına, gidecekleri yerlerin mevsim ve iklim farklılıklarından dolayı gerek yoktu. sonuçta parası vardı ve o an ne isterlerse alabileceklerdi, sevgilisi kabul etmese bile.

aşağı kata inmiş kahvaltılarını yapıyorken konuştu jungkook. "söyle bakalım, nereden başlamak istiyorsun tatilimize?" patates kızartmalarıyla cebelleşirken kendine yöneltilen soruyla çatalını bıraktı, gözlerini sevgilisine çevirdi ve dudaklarını büzerek düşünmeye başladı.

"hm, bilemiyorum ki. karar verme konusunda hiç iyi değilim ben, sen de kararı bana bırakıyorsun hemencecik. beraber karar verelim ya işte jungkook n'olur n'olur n'olur."

masaya bıraktığı çatalı alıp sevgilisinin ağzına uzattı jungkook. memnuniyetle kabul edip patateslerini çiğnerken kendisi de yanıtladı taehyung'un cümlelerini. "çünkü ben bebeğimin istediği ve mutlu olduğu her yerde mutlu olurum.

fakat sen istiyorsan elbette beraber karar veririz güzelim. önce yemeğimizi yiyelim sonra uzun uzun konuşuruz." dolu olan ağzından dolayı başını sallayarak onayladı gri saçlı genç. daha sonra o da kendi elleriyle sevgilisine yedirdi yemek. böyle devam etti kahvaltıları, sevgilerinin getirisi mutlulukla.

kahvaltılarının ardından salona geçtiler. sevgilisinin dizlerine yatan jungkook saçlarında dolanan ince parmaklarla mest oldu. konuyu açmak isterken beklemediği bu hareket tüm bedenini sinir uçlarına kadar uyarıp uyuşmasına neden oluyordu. fakat hoşuna gitmediğini söylemek başlı başına bir yalandı.

limner; taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin