İlk Gün

5K 331 114
                                    

BUGÜN HOGWARTS'TA İLK GÜNÜM! Heyecandan sabaha kadar uyumadım ve gün aydınlanınca da hemen Ortak Salon'a indim. Ortak Salon'u gezdim biraz.

Şömine, şöminenin önünde bir kanepe iki yanında da birer koltuk, ileride uzun bir masa, karşı tarafta boydan bir cam ve yanında geniş bir koltuk, camın sol tarafında bir kitaplık. Hayal bile edemeyeceğim kadar güzel burası!

Camdan dışarı baktım. Dışarıda görünen bir göl ve gölün orada bir ağaç vardı. Ağacın gövdesi çok genişti. Çok güzel görünüyordu. Biraz ileri de de bir orman vardı. Karanlık Orman, yasak olduğu söylendi. Harry'nin söylediğine göre orada atadamlar ve dev bir örümcek varmış. Hagrid'in kulubesi de görünüyordu buradan.

Birazdan kahvaltıya ineceğimizi düşündüm. Üstümü değiştirmek için yatakhaneye geri çıktım. İsminin Ellenor olduğunu hatırladığım kız bana bakıp gülümsedi.

Ellenor'un kahverengi saçları, kahverengi gözleri ve beyaz teni vardı. Gerçekten çok güzeldi.

Ben de ona aynı şekilde gülümsedim. Sonra üstümü değiştirdim. Bana verilen bambaşka bir cüppe daha doğrusu arma vardı.

 Bana verilen bambaşka bir cüppe daha doğrusu arma vardı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Bu armaya sahip olmak beni baskı altında hissettiriyor.

Her neyse, armama tekrar baktım ve iç çektim. Bir kaç dakika sonra Hogwarts koridorlarındaydım.

Burada olmak büyülü hissettiriyor. Gerçekten hâlâ inanılmaz. Etrafımda onca büyülü nesneler var. Biri de tablolar. Aralarından biri dikkatimi çekti. Burası merdivenlerin aşağısıydı.

Tablo da yılan figürleri ve elinde asası olan bir büyücü vardı. Hareket ediyordu tabii.
"Yılanlarımı eğitiyorum, ne var?" dedi ben ona dikkatle bakınca.
"Hiç, efendim. Sadece merak etmiştim." dedim. Tam gidecekken beni durdurdu.
"Bekle bir saniye. O yakanda ki Slythedor mu?" dedi. İlgisini çekmiş olmalı.
"Evet, efendim. Bunun nasıl bir önemi olduğunu biliyor musunuz?" dedim.

"Senin adın Jasie Lily Potter. Değil mi?"
"Evet efendim."
"Kehanet doğruymuş! Dumbledore'a söylemek gerek." dedi ve hızla uzaklaştı.

Bu kehanet de neyin nesi böyle? Başımıza bir şey gelmez umarım bu yüzden! Harry'nin geldiğinden beri burnu pislikten kurtulmuyor.

Kendimi Büyük Salon'a buldum. Büyük Salon'un kapısından içeri baktım. Slytherin'e mi oturmalıyım, Gryffindor'a mı?

Daha Gryffindor masasında kimse yoktu. Slytherin masasında ise Iris Black ve Robert Silver olduğunu hatırladığım iki kişi vardı. Yanlarına gitsem beni terslerler mi acaba?

Yine de gittim. Çünkü ön yargılı olmaktan nefret ediyorum. Iris Black'in simsiyah saçları, mavi gözleri ve bembeyaz teni vardı. Biraz vampire benziyor. Robert Silver de sarı saçları ve kahverengi gözleri vardı.

POTTER KIZ KARDEŞWhere stories live. Discover now