Uyandığımda varmıştık kesinlikle çok soğuktu otobüsten inince titremeye başladım. O sırada omzumda sıcak bir ağırlık hissettim. Ve arkamı döndüm. İşte o sırada olan oldu. Mavi gözleri okyanusları, kırmızı dudakları ateşi, kaşları sünmeye yüz tutmuş közü andırıyordu. İşte onu bu yüzden seviyordum. Jason omzuma dokunmuş bana "ÜŞÜYORMUSUN?" diye sordu. Ben hayır desem de titreme beni ele Veriyordu. Ceketini çıkarırken ne yaptığını anlamadım. Ceketini omzuma attı ve sonra üzerine kolunu koydu. Oracıkta ağzım açık bakarken, Emy ve Albert'ı hatırladım. Onlarda benim kadar şaşırmıştım ama bir yandanda sırıtıyorlardı. Jason ile birlikte kamp alanına gittik. Bir kaç saniye etrafı inceledim. Jason upuzun kavak ağaçlarının altında portakal renkli dudaklarıyla bana gülümsüyordu. Çadırlar kurulmuş ve ateş yakılmıştı. Öğretmen çadırları kulanıcak gurupları satıyordu. Mike, James ve Lauren bir gurup. Ben, Jason, Emy ve Albert bir guruptuk. Jason'ın gurupları duyduğunda sırıttığını gördüm. Bense hem sevinmiş hemde heycanlanmıştım. Lauren öfkeden kıpkırmızı olmuştu. Ah bu hayat kimin iyi kimin olduğunu biliyor ve öyle davranıyor. Ateşte sosis ve marşmelov pişirip yedik. Sonra çadırlara geçip uyumak için hazırlandık. Jason yanımdaki uykutulumunda bana dönmüştü bende ona dönüp " iyi geceler" dedim. Oda bana "iyi geceler güzellik" dedi. Bana güzellik dedi ah...
YOU ARE READING
13. Cuma Aşkı
Teen FictionSelam ben Melodie ve bir aşk bir kafa karışıklığı yüzünden başıma kötü şeyler geldi. Yani duygularını bilemediğin için hiç büyük bir sorunla karşılaştı mı? Eğer bunu okuduysan ne olur bana yardım et!!!
