Yaklaşık otuz dakika sonra telefonu kapattık. Kendimi daha iyi hissediyordum. Her zamanki gibi beni yatıştıran Masal'dı. Ayağa kalkıp dolabımın yanına gittim ve eşofman takımımı alıp giydim. Odanın ışığını kapatıp gece lambamı da yaktıktan sonra yatağıma uzandım. Gözlerimi kapattığım sırada kapı açıldı. İçeri gelenin kim olduğuna bakamayacak kadar yorgun hissediyordum. Ayak sesleri yatağımın yanına kadar geldi ve yorganı açıp yanıma uzanarak belime sarıldı. Saçlarının kokusundan Masal olduğunu farkettim.

"Buradayım kardeşim..." diye fısıldadı, "İyi geceler..." Ona sadece gülümsemekle yetindim. Tek kelime edemeyecek kadar uykum vardı. Yavaş yavaş uykuya dalmaya başlamıştım zaten.

Gözlerimi açtığımda sabah olduğunu fark ettim. Telefondan saate baktım yediyi çeyrek geçiyordu. Masal'ı hafif dürterek "Kalk kalk, sabah oldu okul var." dedim. Olduğu yerde biraz kıpırdandıktan sonra gözlerini açtı ve "Günaydın." dedi uykulu uykulu. "Sana da." diyerek ayağa kalktım ve lavaboya gitmeye başladım. İşlerimi hallettikten sonra odama tekrar gidip formamı giydim. Masal da hazır olunca kahvaltıya gittik.

Annem ve abim masaya oturmuş bir şeyler atıştırıyorlardı. "Günaydın." diyerek içeri girdik ve masaya oturduk.  Abim çayından bir yudum alıp bana mahcup bir şekilde bakarak "Abicim, dün için senden özür dilerim. O an bende gergindim ve o sözler birden çıktı ağzımdan." dedi.

"Sorun yok abi. Senin beni üzmek istemeyeceğini biliyorum zaten."

Annem bize gülerek bakıp "Ayrıca hassas olması çocuk olmasından kaynaklı değil ki zaten yarın Güneş'in doğum günü." dedi.

Masal heyecanla bağırıp "Ay evet! Ay çok heyecanlıyım! Acaba ne giysem?" diye hızlıca konuştu. Hepimiz Masal'a gülmeye başladık.

"Masal, Güneş'ten daha heyecanlısın abicim. İki ay sonra da senin var zaten, biraz da şu meşhur heyecanını o zamana sakla." Abim halen gülüyordu.

"Ay Çınar abi bilemedim şimdi. Ben o zaman da heyecanlanırım ki."

Elimi Masal'ın omzuna koyup abime bakarak "Arkadaş oturduğu yerden heyecan salgılıyor da." dedim gülerek.

"Uğraşmayın kızla yaa." Annem gülerek ettiği sitemin geçersizliğinin kabulünden sonra kahvaltımıza gömüldük.

Doyunca Masal'la masadan kalkıp okula yürümeye başladık. Kısa süre sonra da okula vardık. Üst kata çıkarak sınıfa girdik. Çağrı ve Mete henüz gelmemişlerdi. İstemsizce biraz tedirgin olmaya başladım. Acaba Mete de biliyor mu ki? Kafamı dağıtmak için telefonumu alıp instagramda biraz takılmaya başladım.

Biraz sonra Çağrı ve Mete geldi. Çağrı masamızın yanına gelip kollarını iki yana açarak "Selam canlar ben amcanlar!" diye selam verince gülmeye başladık. Çağrı da güldüğünde zil çaldı ve yerine oturdu. 

Masal ön sıraya yaklaşıp "Pştt! Yarın Güneş'in doğum günü. Nasıl bir kutlama yapalım?" dedi. Saçlarımı bağlarken "Ne kutlaması masal? Uğraştırma bizi." dedim.

Çağrı heyecanlı bir şekilde arkasını dönüp "Yarın senin doğum günün mü? Omen tonrem resmen güneşin doğuşunu kutayacağız. Acaba sabaha karşı tam güneş doğarken mi kutlasak?" diye saçmaladığı sırada Mete'yle aynı anda "Saçmalama istersen Çağrı." dedik.

Masal imali bir şekilde "Ne oldu Mete? Pek bir heyecansızsın, şaşırmadın herhalde." dedi.

"Neden şaşırayım? Zaten biliyordum."

Şaşkınlıkla Mete'ye bakıp "Nereden?" diye sordum.

"İnstagram biyografinde gördüm."

"Ha, beni stalklıyorsun yani Mete."

OH MY KOLEJWhere stories live. Discover now