31

5.3K 411 269
                                    

Hayat, oyunlarını üzerime oynamaktan gocunmuyordu.

Her şeyin bittiğini düşündüğüm yerde bile aslında her şeyin yeni başladığını öğrenmemin uzun sürmemesi gibi.

Abim bu akşam koreye geri dönüyordu.

Onu özlemiştim, her şeyin neticesinde kan bağımız vardı ve her ne kadar inkar etmek istesemde o benim abimdi. Ona kızmak bile istemiyorken benim duygularımı bir hiç gibi görmesi beni ona karşı haklı çıkarıyordu.

Gelmesine birkaç saat vardı ve ben doğru düzgün mutlu bile olamıyordum.

Taehyung'un evine doğru adımlıyor diğer yandan bu sokaklarda artık onunda olacak olmasının derin hüznüne kapılıyordum.

Duygularımı kontrol etmekte zorlanıyordum.

Kapısının önüne geldiğimde kendime çeki düzen vermeye çalışıp kocaman gülümsedim ve kapıyı çalarak beklemeye başladım.

Çok geçmeden kapıyı, kafasında havlusuyla saçlarını kurularken açtı. Beni gördüğü için o kadar mutlu olmuştu ki biran acaba istemeden onu mutlu edecek bir şey mi yaptım diye düşünmeden edemedim.

" Seni görmeyi beklemiyordum. " uykulu olduğu belli olan morarmış göz altlarıyla üzerimi kısaca süzdükten sonra içeriye davet etti. Yine gülümsemeye çalışarak içeri girdim ama ne olursa olsun kendimi bir türlü rahat hissedemiyordum.

Onunla bu evde sabaha kadar şarkı söylediğimiz anların, matematik çalışmak için onunla buluştuğum gecelerin, ve o gecelerin her daim yatak odasında bitmesine karşın; ben ilk defa onun evinde kendimi buraya ait hissetmiyordum.

Ve bunun en büyük suçlusu beni psikolojik baskı altında bırakan abimdi. Bir şeyi isterse, bir şeyi gerçekten isterse yapamayacağı hiçbir şey yoktu ve onun Taehyung'a zarar verme ihtimali, zihnime zehrini salan en korkunç etkendi.

Odanın her bir tarafını kaplayan köpük straforlar, tahta parçaları ve benzerlerini saymazsak odada oturacak tek bir yer bile yoktu. Çok çalıştığı barizdi. Gerçekten yorulmuş olmalıydı.

" Odaya çıkalım sevgilim. " Elindeki havluyu gelişi güzel koltuğun üzerine fırlattıktan sonra önüme geçerek odasına doğru ilerledi.

Engellerin ona olan aşkıma engel olmasına izin vermeyecektim.

Ama zihnim çoktan bu oyunu kaybetmişti.

Saç tutamlarımla oynamayı bırakıp bana sarılmayı bekleyen sevgilime kollarımı sardıktan sonra geri çekildim.

Kendimi hiç iyi hissetmiyordum.

Benim yüzümden onun zarar görmesini istemiyordum.

Benden ayrıldıktan sonra masasının üzerine bıraktığı maketi ellerinin arasına alarak yanıma doğru yaklaştı. Yüzünde küçük bir çocuk heyecanı vardı.

" Nasıl olmuş? " diye sorduğunda makete bakma gereksiminde bile bulunmadan başımı salladım. " Çok güzel. " Onun yapıpta çirkin olacağı hiçbir şey yoktu.

" Bir sorun mu var ? " diye sordu bu sefer. Ben konuşmadan bile ruh halimi anlıyordu. Kendimi gizlemeyecektim.

" Abim dönüyor Taehyung. "

" Eee? "

" Eee si şu ki ben gerçekten korkuyorum. O bir şeyi istemezse, yapamazsın. Onun buraya gelmeyeceğini düşündüğüm için ben seninle birlikteyken rahattım ama o dönüyor. Ve ben en çok sana zarar vermesinden korkuyorum. "

Cümlemi bitirir bitirmez kaşlarını çattığına şait oldum. " Ne demeye çalışıyorsun ? " diye fevri bir sinirle sorduğunda verecek bir cevabım olmadığı için dolu gözlerle yüzünü incelemeye devam ettim. " Jennie sen ne sikim saçmalıyorsun? "

crystal snow | taennieWhere stories live. Discover now