20

7.9K 666 948
                                    

Bu bölüm için sizden elinizden geleceği kadar yorum yapmanızı istiyorum. Bu bölümü çok önceden yazdım ve en ufak bir değişikliğe girmeden sunmak istedim.

İyi okumalar...

-------

Bugün sahneye çıkacaktım.

Heyecanlı ve bir o kadar da gergindim. Hayatımın büyük bir çoğunluğunu sessizlikle geçirdiğim için böyle heyecanlar bana fazla geliyordu.

Ama ne kendimi, ne de Tae'yi rezil etmek istemiyordum. Haftalardır bu şarkıya birlikte çalışmış, sayısız prova yapmıştık şimdi son raddede vazgeçmem abez kaçardı.

Yapmalıydım. Yapmak zorundaydım. Yalnızca benim için değil, bizim için yapmak zorundaydım.

Sıkıca topladığım saçlarımı serbest bıraktım ve ısısını ayarladığım maşayla saçlarımı düzleştirmeye başladım.

Saçlarım tamamlandığında yüzüme geceye uygun bir makyaj ve samimi durması nedeniyle göbeği açık bir tişört ile kot şortumu geçirdim.

Telefonum ve aldığım birkaç banknotuda cebime yerleştirip kot ceketimi kollarımın arasına aldım.

Normalde abim evde olsa bırakın bu saatte dışarıya çıkmayı bakkala bile göndermezdi. Bunun için Tanrı'ya ne kadar şükür edersem edeyim az kalırdı. Onun bu evde olması benim bir mağara maymunuyla aynı evde yaşamamla eş değerdi çünkü.

Düşüncelerimi zihnimden silip spor ayakakkabılarımı ayaklarıma geçirdim ve saati kontrol ettim.
Bu gidişle anca konserin sonuna yetiştirdim.

×××

"Hoşgeldin Jen ! " yüksek seslerin hakim olduğu barda zorluklarla Jisoo'nun sesini duyup yanına doğru ilerleyebilmiştim. Beni gördüğünde önce bedenimi süzmüş daha sonra hafifçe ıslık çalmıştı. Onun üzerinde de yırtık bir kot pantolon ve askılı bir atlet vardı. " Fıstık gibisin. "

Iltifatına hafifçe gülümsemekle yetindim. Kendiside çok güzeldi.

"Çocuklar nerede ? " diye sordum çünkü ortalıkta ne Taehyung'u nede Jin' i görebiliyordum.

"Jin, lavaboya gitti. Taehyung sahne arkasında ekiple birlikte. Seni arıyordu en son. "

Başımı salladım ve cebimdeki telefondan saati kontrol ettim. Saat gece on ikiye doğru yaklaşıyordu. Sanırım birazcık geç kalmıştım.

"Ben ona bakıp geleyim." Jisoo'da beni onayladığında ona el salladım ve koşarak sahnenin arkasına doğru ilerledim.

Perdeyi açıp içeriyi yokladığımda görmek istediğim silüeti görmem uzun sürmemişti.

Üzerinde vücudunun her bir hattını belli eden siyah bir gömlek altında ise jean yırtık bir kot pantalon vardı. Üzerindeki gömleğin düğmeleri bağrına kadar açıktı ve başındaki siyah bandana yeni boyandığı belli olan mavi saçlarının arasında can buluyordu tek kelimeyle nefes kesiciydi.

Hafifçe öksürüp yanına doğru ilerlediğimde ilgilendiği klasik gitarı bir köşeye bırakmış ve benimle göz kontağı kurmuştu. Yüzündeki o ciddi ifadenin yerini gülümseyen bir surat aldığında bende ona karşılık verdim ve yanına doğru adımladım.

Ellerimi tokalaşmak için uzattığım vakit kollarımı kavrayıp beni kendine doğru çekmiş ve kollarının arasına alarak bana uzun bir sarılma hediye etmişti.

Ellerim boyundan dolayı çıplak bağrında gezinirken kendimi zorda olsa geriye doğru çektim ve hafifçe gülümsedim. "Hazır mı-"

"Çok güzel olmuşsun."

crystal snow | taennieWhere stories live. Discover now