Gülümseyip başını arabanın camına yasladı. Aslında biraz da babasına çekmişti. Onun gibi en ufak bir olayda heyecan yapıyor, endişeleniyordu.

"İyiyim babam. Aklın ben de kalmasın. Yurda gidince seni görüntülü arayacağım."

"Tamam kızım. Allah'a emanet ol."

"Sen de babam. Selam söyle halamlara."

"Baş üstüne kızım."

Telefonu kapatıp dışarıyı izledi. İnsanlar sahil kenarlarında oturuyorlardı. Kimi kitap okuyor, kimi köpeğini oynatıyordu, kimi de ailesiyle vakit geçiriyordu. Yaz bitmeden kitabıyla denizin keyfini o da çıkaracaktı. Kimi zaman yürüyüş yapacak, kimi zaman çimenlere uzanıp saatlerce kitabını okuyacaktı. Belki de şiir bile yazabilirdi.

Yurda yaklaştığını fark edince oturuşunu düzeltip çantasının içine kitabıyla telefonunu koydu. Şoför taksiyi yurdun önünde durdurduğunda adamın söylediği parayı ona uzattı. Arabadan indiğinde şoförün yardımıyla bavulunu alıp geri çekildi. Şoför yoluna devam ederken o yurdun güzelliğini izliyordu. A ve B bloktan oluşuyordu. Kızlar yurdu A bloktaydı erkekler ise B'deydi. İçinde biraz da olsa korku oluştu. Odayı bir arkadaşıyla paylaşacaktı ve onunla anlaşamamaktan çok korkuyordu.

Yapısı gereği insanlarla kolaylıkla anlaşan biri olmasına rağmen karşısındaki insanın nasıl bir karaktere sahip olacağını emin olamıyordu. Bazen iyi niyetle yaklaştığında karşındaki kişi sert çıkıp onunla konuşmak istemiyor olabiliyordu. Böyle bir durumu yaşamak istemediği için duasını edip güvenliğe doğru yürüdü.

Güvenliğin olduğu kısma geldiğinde adam başıyla selam verip, "Buyurun," dedi.

"Merhaba. Ben Yasemin Öztürk, bugün yurda giriş yapacaktım."

Adam bilgisayardaki listeyi kontrol edip tebessüm etti.

"Anahtarınızı verdiler mi size?"

"Evet."

"Buyurun, girişte size yardımcı olacak görevli arkadaş var."

"Teşekkür ederim."

Açılan demir kapının ardından yurda giriş yaptı. Bavulunu çekiştirirken zorlanıyordu. Elleri su gibi olmuştu heyecandan. Avuç içleri terlediği için bavulun sapı avuçları arasından kayıyordu.

Bavulunu kaldırarak zorla basamakları çıktı. Yurdun kapısından içeri girdiğinde görevli kadın ona tebessüm ederek yaklaştı.

"Hoş geldiniz. Odanızın numarasını biliyor musunuz?"

"Evet, yüz yirmi."

Kadın tebessüm edip, "Buyurun, size eşlik edeyim," dedi. Birlikte yurdun içinde ilerlerken bakışlarını etrafta gezdirmeyi de ihmal etmiyordu. Babasıyla geldiğinde her yeri karış karış gezmişlerdi ama içindeki merak tekrar bakmasını söylüyordu. Yurt altı kattan oluşuyordu. Onun kalacağı kat beşinci kattı. Yanındaki görevli kadınla asansöre bindiğinde, derin nefes alıp aynada ona gülen kadına gülümsedi.

"Heyecanlı mısın?"

"Evet," deyip şalının önüyle oynadı. Kadın kolunu sıvazlayıp, onun gibi içten güldü.

"Umarım heyecanın hiçbir zaman sönmez. Sahip olmak istediğin mesleğine doğru yürürken, yürüdüğün yolda canın acımaz inşallah kızım."

Omuzlularını kaldırıp indirdi. "Hedefe ulaşmak için elbette zorlu yollardan da geçeceğiz. Önemli olan pes etmemek, düştüysek kalkıp tekrar ilerlemesini bileceğiz."

"Aferin kızım."

Asansör durduğunda kadınla beraber koridorun sonunda olan odasına doğru yürüdü. Adımları o kadar hızlıydı ki bir an önce odasına kavuşmak istiyordu.

SESİM OLUR MUSUN & RAFLARDA Where stories live. Discover now