İntihar

231 17 4
                                    

Arkadaşlar başlamadan önce şunu belirtmeliyim. Bu bölümde biraz Rodrick'in hayatına inip onun geçmişini anlatıcam. Neler yaşadığını falan. Bu bölümde Meradith'in adı bile geçmeyecek ve Meradith hala Rodrick'in geçmişini bilmiyor. Okuduğunuz için teşekkürler.

Elini tutmamı istedi. Kaybolmamı istemiyordu. Onun için önemliydim. O da benim için. Doğum günümdü. Doğum günüm için söz verdiği gibi beni akvaryuma götürmüştü. Sekiz yaşındaydım ve annemin eline sıkıca sarılmıştım. Bazen elim terliyor ve bırakmak zorunda kalıyordum. Hava o zamana kadar gördüğüm en güzel havaydı. Çok mutluydum. Eve doğru gidiyorduk. Beni büyük ve yeni arabamıza bindirdi. İçi çok güzel kokuyordu. Daha önce yeni araba kokusu almamıştım ve beğenmiştim. Arabayı çalıştırdı ve sürmeye başladı. 5 dakika sonra durdu ve babam içeriye girdi. Anneme doğru baktı.

'Bir şey demeyecek misin?'

'Ne diyebilirim ki? Her gün aynı şey. Ben burada iki çocuğa bakmaya uğraşırken sen kafa buluyorsun. Senden istediğim tek şey bu özel günde içmemendi.'

'Sen bana karışamazsın. Rodrick ve Peter'ı düşünüyormuş gibi davranma. Ne haltlar karıştırdığını bilseler seni reddederlerdi.'

Sesleri yükselmişti. Onların sesleri yükseldikçe benim de gözlerim doluyordu. Annem arkasını dönüp bana doğru baktı. Ağladığımı belli etmemeye çalıştım. Babama geri döndü. Kısık sesle;

'Bir hataydı. Sana aşık olduğumu biliyorsun. Sana bir ders vermek içindi.'

'Lütfen. Bana bir ders vermeye çalıştığın yok. Tek yapmaya çalıştığın intikam almaktı. Bu gün yaptığım şey içinde intikam almak istiyor musun?'

Annem birden arabayı durdurdu ve üçümüzde ileriye doğru sarsıldık. Annem yüzü kıpkırmızı olmuş bir şekilde bağırmaya başladı.

'Bunu gerçekten şimdi yapmak istiyor musun? Doğum gününde. Onu düşün müyorsan kendi gururunu düşün. Bir kaç kadınla yatmış olman umrumda değil. Tek istediğim bunu en azından bu gün yapmamandı!'

Babam önüne döndü. Söyleyecek bir şeyi kalmamış gibiydi. Yirmi dakika boyunca kimse konuşmadı ve eve vardık. Hepimiz arabadan indik. Bakıcı da bizim geldiğimizi görünce evden çıktı ve yanımıza kucağında Peter ile geldi. Babam bakıcıyı görür görmez suratını astı.

'Zaten kötü bir dönemdeyiz birde bu kadına para mı vereceğiz?'

Annem hemen sert bir bakış attı ve bakıcıya gülümsedi. Cebinden elli dolar çıkarttı ve bakıcıya verdi. Babam olayı sinirli bir şekilde izlemeye devam etti.

*************************************************************************************************************************

Bağırışlar her zamankinden fazlaydı. Peter'a baktım. Korkmuş görünüyordu. Yanına gittim ve ona sarıldım. 'Merak etme Peter, sadece küçük bir tartışma' diyerek onu teselli etmeye çalıştım. O da bana sarıldı. Henüz üç yaşındaydı. Onun için üzülüyordum. En azından yanında ben vardım. Ben bu yollardan geçerken yanımda kimse yoktu. Peter yarım saat sonra sarılmamın verdiği rahatlamayla bağırışların içinde uykuya daldı. Onu yavaşça yatağına geri bıraktım ve odadan çıktım. Annemin ve babamın kapısının önüne geldim ve kapı deliğinden bakmaya başladım. 'O silahı indir John!' diye bağırdı annem.

'İndirmeyeceğim. Çünkü bu senin senin olacak! Beni aldatmanın cezasını çekeceksin!'

'Lütfen John! Yeter'! Her şeye göz yumdum ama buna yummayacağım. Ofisteki o kızlarla yiyişirken iyiydi! Ve ben onu seviyordum! Çocuklarım olmasa onunla kaçardım!'

Gözümü kapı deliğinden uzaklaştırdım. Annemin hayatında başkası mı vardı? Babamın damı? Birden silahtan çıkan sesle kulaklarımı kapadım. Biri zarar mı görmüştü ? Hemen kapı deliğine yeniden baktım. Babam yerde yatan annemin yanına gitti ve telefonundan bir numara tuşladı.

'Alo? Polis mi?'

'................'

'Karım kendini öldürdü onu burada yatarken buldum.'

'...........'

Silahı cebindeki peçeteyle temizleyip yerde yatan annemin eline verdi. Kapıya doğru ilerlemeye başladı. Hemen odama kaçtım ve orada gelmesini bekledim. Bir kaç dakika sonra geldi ve 'Gidiyoruz.' dedi. Ayağa kalktım ve Peter'ı uyandırdım. Evden dışarıya çıktık. Polisler gelmeye başlamıştı bile. Babam elini tutmam için bana elini uzattı. Tutmadım. Dışarıda öylece bekledik. Polisler kısa bir zaman sonra evden çıktı ve yanımıza geldi.

'Evde bir cinayet izi bulamadık. Başınız sağolsun. Dedektifler yeniden arama yapacak.'

Babama doğru baktım hiç bir tepki vermiyordu. Bu işten kurtulmuştu. Fakat artık bir düşmanım vardı. Kendi öz babam...

Bu bölüm birazcık kısa oldu ama bu sadece yan bölüm gibi bir şeydi. Büyük ihtimalle bu son bölüm zaten çok az oy var. Bende yazmayı istiyorum ama böyle boşuna yazmak da istemiyorum arkadaşlar.

OYUNCAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin