Bölüm 6

7K 263 79
                                    


Sabah çığlık sesine uyandığımda ne olduğunu anlamayan gözlerle sağ sola bakıyordum. Aynı anda Ayaz'da yataktan fırlayıp bana bakıyordu. Bengü aklıma geldiğimde

"Bengü!"

Diye bağırıp yukarıya odama koşmaya başlamıştım.

"Git burdan sapık. İmdat!"

Bengü yatağın üstüne çıkmış eline ne geçerse abime fırlatıyordu. Abimde kaşlarını çatmış hem kendini koruyor hemde Bengü'ye cevap vermekle uğraşıyordu.

"Bir şeyler fırlatmayı keser misin artık!"

Bu olanlara hem gülüyordum hemde Bengü'yü tutmaya çalışıyordum.

"Bengü sakin ol kuzum o benim abim"

"Abin mi? Ama beni öpmeye çalıştı ne yapayım!"

"Ne? Oha abi"

"Ya kızım ben sen zannettim ne yapayım. Sanki yatağında başka birini görmeye alışığım"

Bu durumlarına daha fazla kendimi tutamayıp kahkaha atmıştım.

"Kim bu kız senin yatağında ne işi var?"

"Sonra anlatırım abicim hadi elinizi yüzünüzü yıkayın ben aşağıya iniyorum kahvaltı hazırlayım"

"Bende yardıma geleyim"

Demişti Ayaz. Abim kaşları çatık bize bakıyordu.

"Yok gerek yok hazırlarım ben hemen"

Deyip abimin gözüne daha çok batmadan aşağıya indim. Kahvaltı faslını geçtikten sonra kahve yapıp herkesi bahçeye çağırmıştım. Abime Bengü'nün başına gelenleri anlattığımda çok sinirlenmişti adamlarından birini çağırıp dün gece ki adamları bulmalarını emretmişti. Kahveler bittikten sonra Ayaz ve abim şirkete gitmişlerdi. Bende fincanları toplayıp bulaşık makinesine yerleştirdiğim sırada Bengü'nün sesini duydum.

"Su ... Her şey için teşekkür ederim ben artık gitsem iyi olacak"

"Ne teşekkürü Bengü ya saçmalama hem nereye gideceksin dün gece bana gidecek evinin olmadığını söyledin"

"Ben aslında..."

"Sen geç otur bi seninle konuşalım olur mu?"

"Tamam"

Dediğinde salona geçip koltuğa oturmuştuk.

"Evet seni dinliyorum dün gece ne oldu neden o saatte dışarıdaydın?"

"Ben..."

Dediğinde sözlerine devam edemeyip ağlamaya başlamıştı. Yanına gidip direkt sarıldım.

"Şşş sakin ol istersen anlatmayabilirsin"

"Ben evden kaçtım dün gece"

"Neden ki?"

"Abim... Abim beni Allah'ın her günü dövüyordu bir aydır ortalıkta yoktu. Dün gece eve geldi bende tekrar dayak yememek için kaçtım sonrada o adamlar önümü kesti işte"

"Nasıl ya bi insan nasıl yapar bunu kardeşine?! Annen baban nerde?"

Daha çok ağlamaya başlamıştı. Aferin sana Su kızı daha çok üzdün işte!

"Annem öldü babamsa cezaevinde"

"Neden cezaevinde?"

"Annem... Annemi o öldürdü"

"Bengü ağlama lütfen geçti artık bak ben seni hiç bir yere bırakmıyorum artık bizimlesin anlaşıldı mı?"

"Hayır olmaz öyle şey ben size rahatsızlık vermek istemem"

"Ne rahatsızlığı Bengü saçmalama"

"Ama abin ya istemezse?"

"Sen rahat ol kuzum o hiçbir şey demez hele ki evden neden kaçtığını öğrendiğinde kendide bırakmaz seni. Bakma sen ona kaba soğuk birine benzer ama içi yumuşacıktır onun aynı yumoş ayılar gibidir benim abim"

Bu dediğime ikimizde kahkaha atıyorduk.

"Ee akşama ne yemek yapalım?"

🔥Akşam🔥

Yemek hazırdı ve sonunda abimlerde gelmişti. Yemeklerimizi yedikten sonra Bengü'yle sofrayı toplamıştık. Abimin bağırmasını duyduğumda hemen salona gittim. Telefonla konuşuyordu

"Ne demek bulamıyoruz lan! Sabah buldunuz buldunuz bulamadınız kendi mezarınızı kendiniz kazın! Anladınız mı lan!?"

Deyip telefonu kapatmıştı.

"Abicim iyi misin?"

Dediğimde hızla bana doğru yürümeye başlamıştı korkudan geri adım atmaya başladığım an beni tutup kendine çekti ve sımsıkı sarıldı şaşırmıştım. Bengü'ye baktığımda gözleri dolu dolu bize bakıyordu.

"A-Abi noldu?"

"Sonra prensesim... Sonra."

Geri çekildiğimde abimin dikkatle Bengü'ye baktığını gördüm.

"Abicim ben bir şey soracaktım sana"

"Sor güzelim"

"Bengü uzun bir süre misafirimiz olabilir mi?"

Dediğimde Bengü muhabbete hemen atlayıp

"Ya Su saçmalama olmaz öyle şe-"

Lafını bölen abimdi.

"Istediği kadar kalabilir"

"Teşekkür ederim abicim"

Deyip yanağından öpmüştüm. Abim merdivenlere doğru yürümeye başladığında Bengü abimin yanına gidip

"Savaş... Yani Savaş Abi ben teşekkür ederim."

Bengü abime abi diyene kadar her şey iyiydi ama abi demesiyle abimin kaşları çoktan çatılmıştı bile.

"Sen kaç yaşındasın?"

"28"

"Bende senden iki yaş büyüğüm bana abi demek zorunda değilsin!"

Deyip yukarıya çıkmıştı. Sanırım bunların arasında bir aşk doğacaktı. Ayaz'a baktığımda hiç konuşmuyor dikkatlice Bengü'ye bakıyordu. Bu neydi şimdi dünde böyle dikkatli bakmıştı. Yoksa... Hayır hayır hayır umarım öyle bir şey yoktur.

"Ne oldu ne düşünüyorsun bu kadar derin derin?"

"Yo-Yok bir şey!"

Deyip odama çıktım. Dışarıya çıkıp gezmek istiyordum. Dolabıma yönelip etek ve askılı bluz giydim hafif makyaj yapıp saçlarıma şekil verdim çantamı alıp aşağıya indim. Kapıda ayakkabılarımı giyip evden tam çıkacakken Ayaz'ın sesini duydum.

"Oha! Bu kılık ne lan?!"

"Dolaşacağım!"

Deyip kapıyı çarpıp çıktım. Bunalmıştım artık ne zamandır çıkmıyordum ayrıca biraz daha evde dursaydım Ayaz'ı her an içinde parçalayabilirdim. Düşüncelerimi bölen arkamdan birinin ağzımı kapatıp beni arabaya zorla sokmasıydı. Adamlardan kurtulmak için debelenmeye başlayıp çığlık atmaya çalışıyordum. Arabanın içinde karşımda oturan adam bir bez parçasına bir şey döküp bana koklatmaya başlayınca nefes almamak için çabalamıştım ama daha fazla nefesimi tutamayınca son hatırladığım şey adamın telefonla konuşup söylediği kelimeleriydi.

"Her şey yolunda Mert Abi yengeyi aldık.

🔥🔥🔥

YERALTIWhere stories live. Discover now