Lilyum | Texting

dört | zambak

Sahanın tam ortasında durmuş birbirimize sinirle bakarken hoca araya girip kısa bir hareketle maçı başlatmıştı. Normalde kızlar ve erkekler maç yapmazdı ama Murat Hoca bizi denemek istediğini söylemişti.

"Şimdi ezdim sizi sümük ateşler." Ahsen'in sesini duyduğumda sinirle Bartu'ya bakıyordu. Asil'e baktığımda göz göze gelmiştik ama başımı çevirip takımın kaptanı olarak topu aldım ve ortaya gelip karşı takımın kaptanın öne çıkmasını bekledim. Tam da beklediğim gibi Asil öne çıktığında topun bir ucundan tuttu. Hocanın düdüğüyle birlikte topu havaya attığımızda maç sert bir şekilde başlamıştı. Bartu uzun boyunun avantajıyla topu yakaladığında Ahsen koşarak arkasına geçmişti. Bartu'yu birkaç kez maç yaparken izlemiştim. Dikkatli birisiydi ama Ahsen'i gördüğünde bir an dikkati dağıldı ve top bizim takıma geçtiğinde Kaan hızla ensesine vurdu.

"Lan Bartu gidip adını Leyla diye değiştireceğim. Kendine gel oğlum." Bartu başını iki yana salladığında Ahsen'in peşinden koştu fakat Ahsen ona fırsat vermeden topu potadan geçirdi. Sayı bizim olduğunda kısa bir alkış çaldım. Ahsenle ellerimizi birbirine çarparken gülümsedim. Bizim takımın formaları beyazdı. Karşı takımın siyah.

"Ben bu kaslara daha fazla dayanamıyorum." Kardelen acıyla fısıldadığında Ahsen ve takımdan birkaç kız gülmüştü. Gerçek anlamda formaların içinde hoş görünüyorlardı.

"Buse! Buraya!" Top bana doğru geldiğinde hiç beklemeden topu aldığım gibi potaya koşmaya başladım. Sert topu birkaç kez yerde sektirirken ensemde bir nefes hissettim ve bir el belimin yanından topa uzanırken hızla ondan kaçmaya çalıştım ama buna izin vermeden topu elimden aldı. Sinirle ona bakarken Asil adının hakkını vererek potaya bir üçlük sayı attı.

"Helal lan!"

"Ulan Asil! Aferin!"

Daha fazla hırslanırken peşinden gittim. Bunu ona ödetecektim.

Uzun ve yorucu maçın sonunda hoca diğer derslere girmemize gerek olmadığını söyleyerek bizi evlerimize göndermişti. İzinli sayılacaktık. Kendimi bornozumla yatağa bıraktığımda maçı düşünüyordum. Asil'in benden çalıp attığı üçlük yüzünden maçı onlar kazanmıştı. Ondan kesinlikle nefret ediyordum. Telefonum titrediğinde uzanıp ekranı açtım.

+054****: Seni basketbol oynarken görmeyeli uzun zaman olmuş. :)

Gece: Beni mi izledin? Sen gerçek bir sapıksın.

+054****: Belki. ;)

Gece: Bana adını söylemeyecek misin?

+054****: Söyledim ya.

+054****: Hiç.

Gözlerimi devirdim.

Gece: Seni telefonuma 'hiç' diye mi kaydedeyim?

+054****: Nasıl istersen Lilyum.

Sinirle soluyup adını kaydettim.

Gece: Pekâlâ Hiç. Şimdi bana kim olduğunu ve benden ne isteğini söyle.

Hiç: Senden bir şey istemiyorum.

Hiç: Belki birazcık kalbini.

Gece: Kalbimi mi?

Gece: Neden?

Hiç: Bazen çok saf oluyorsun Lilyum. Saf ve hâlâ çok güzel.

Hiç: Uyurken pencereni kapatmayı unutma.

Hiç: Ve o bornozla uyuyayım deme.