Cinayet>3

39 9 5
                                    

Acıma duygusu olmayan bir insana kendini acındıramazsın! Ancak o insanın karşında aciz olup küçüklürsün. Ben babamdan öğrendim kimseye acımamayı ve birdaha asla iflah olmadım.

Odama geçip kendimi bir süre toparlamaya çalıştım. Yatağımın bir ucuna oturup son zamanlarda olanları düşündüm. Kendimi düzeltmem gerekiyordu ama bunu yapamıyordum. Dünyada tek annesini kaybeden insan ben olmamalıydım sabırlı olmam gerekirken gereğinden fazla agresif davranıyordum. O sırada odamın kapısı açıldı
"Sen hâlâ girmedin mı banyoya?!"

"Tamam tamam giriyorum" ellerimi havaya kaldırıp teslim olurcasına ve banyoya doğru ilerleyip Ahseni kapının diğer tarafında bırakıp kapattım. Uzun uzun aynada kendime baktım çökmüştüm hiç iyi görünmüyordum suyu açıp kendime gelmek için soğuk suyu yüzüme defalarca çarptım. Üzerimdeki siyah takım elbiseden kurtulup duşa girdim sıcak su başımdan aşağı tüm vücudumu esir alırken gevşediğimi ve bir anlık herşeyi unuttuğumu sandım başımı sağa sola sallayıp kendime gelmeye çalıştım ne için yaşadığımı,kim olduğumu acımasızca hatırlayıp hızla duşumu alıp banyodan çıktım. Belime banyoda duran siyah havluyu dolayıp odama geçtim Ahsen yatağın bir ucuna oturmuş beni bekliyordu.

"Evet seni dinliyorum?"

"Sıhhatler olsun kuzum üstünü giyseydin ilk önce ne bu merak?"

"Vakit mi kazanmaya çalışıyorsun hadi çıkar ağızındaki baklayı?!"

"Oğlum gel otur şöyle yanıma " dedi eliyle yanını göstererek Ahsen'in gözlerine dikkatlice bakmaya başladığımda gözlerini kaçırdı. Dediğini yapıp yanına oturup konuşmaya başlamasını bekledim ama o ısrarla susuyordu

"Ahsen artık konuşacak mısın? Sabrım taşıyor çünkü!" Dedim sabırsızca. Gözlerime bakmak yerine yere bakıyor elleriyle oynuyordu

"Bugün o geldi" diyerek konuya girdi dediği şey kaşlarımın çatılmasına sebep oldu

"Kim?!"

"O işte" Ahsen'nin kaçamak cevapları beni sinirlendirirken sakin kalmaya çalışarak tekrar sordum

"Ahsen son kez soruyorum kim geldi?!" Sesim yüksek çıktığı için ürkmüştü

"Baban" dediği şeyle şok geçirirken devam etti konuşmaya

"Asel'le konuşmaya gelmiş bir saat kadar zaman geçirdiler Asel'in odasında aslında onu dışarıya yemeğe çıkaracaktı ama senin kızacağını düşündü ve gitmedi o gittikten sonra Asel'e ne konuştuklarını sordum..." Ahsen'in susması sinirlerimin daha çok gerilmesine neden oluyordu

"Evet sordun?!" Diye bağırdım bir anda Ahsen ağlamaya başladı benim bağırmamla

"Asel'i buradan götürmek istiyormuş "

"Nereye?! Ne bok yemeye çalışıyor bu orospu çocuğu?!" Dedim hiddetle ayağı kalkarak

"Bilmiyorum oğlum" Ahsen'in ağlaması şiddetlenirken önüne diz çöküp onu sakinleştirmeye çalıştım

"Bak sakin olmalıyız ağlama Allah kahretsin ağlama!" Gözlerimi kapatıp derin bir nefes alıp konuşmaya devam ettim
"Başka,başka ne anlattı Asel sana?" Diye sordum sesimi alçaltmaya çalışarak,sesimin sakinliğini kontrol altına almaya çalışıyordum ama içimdeki öfke patlamış bir yanar dağdan farksızdı. Yüzünü elleriyle silerken konuşmaya devam etti

"Konuşması için çok üsteledim ama konuşmadı ders çalışacağım diyerek odasına çıktı akşam seni merak edene kadar odasından çıkıp yanıma gelmedi ama tek bir şey biliyorum Arel Asel onunla gidicek."

"Böyle bir şey söz konusu bile olamaz Asel böyle bir şeye cesaret edemez benim ne kadar delireceğimi tahmin edebilir."

"Bugün onunla konuşurken gözlerinde daha önce görmediğim birşeyi gördüm yıllardır görmediğim birşey. Bugün gördüğüm Asel benim tanığım Asel değildi. " Ahsen'in dedikleri sinirlerimi daha çok bozulmasına neden oluyordu.

"Dediğim gibi Asel böyle bir şeye cesaret edemez " dedim üstüne basa basa

"Bir gün herşey için geç olduğunda kendini suçlama. Herşey için hâlâ zaman varken ona herşeyi anlat anlat ki içindeki o patlamış yanar dağın lavları ona değmesin."
Haklıydı nereye kadar susacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu bu gerçeği bile bile hergün aynı senaryoyu yazıp oynuyor ve oynatıyordum
"Deneyeceğim " dedim sakin bir şekilde

"Deneme yap! Eğer kardeşinin güvenliğini ve yanında kalmasını istiyorsan ona gerçekleri anlat oğlum kendinide kurtar bizide." Oturduğu yerden kalktı ve son kez bana bakıp kapıya yöneldi

"Yarın... eğer...yine gelirse onun bu eve girmesine izin verme." Durdu arkasını dönüp hüzünlü bir şekilde konuştu

"Senin olduğun hiçbir yere onun girmesine izin vermem" dedi ve odadan çıktı.
Kendimi yeterince yorgun hissettiğim için yatağı girip gözlerimi tavana diktim her gece yaptığım gibi eskilere gitti aklım 5 yıl öncesine o lanet güne...

Göğün şiddetle gürlemesiyle araladım gözlerimi camdan dışarı baktığımda eskilerin dediği gibi bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyordu kış ayına hemen hemen girdiğimiz için bu normaldi bir süre dışarıyı izledim Yatağımın yanıda duran komidinin üzerinde olan kol saatimi alıp saate baktım dün yetişmem gereken bir toplantıya yetişememiştim belkide kaybetmiştim bilmiyordum. Dün gece yakın arkadaşım olan Berkan beni defalarca kez aramış ama açmamıştım. Bir süre daha yatakta yatıktan sonra yataktan kalkmaya yeltendiğimde karnımın üzerinde bir ağırlık hissettim ağırlığın sebebine baktığımda alışık olduğum manzarayla karşılaştım. Elini yavaşça üzerimden alıp kendi yastığının üzerine koyup yanından yavaş hareketlerle kalktım.

Banyoya gidip elimi yüzümü yıkayıp odaya tekrar geçerek giyinmeye başladım. Gömleğimi giyerken gözüm çalışma masamın üzerinde duran dün gitmediğim toplantının evraklarına kaydı bir süre ona bakarken çalan telefonumla kendime geldim Asel'in uyanmaması için hızla masanın üzerinde olan telefonumu alıp sessize aldım Ekrana baktığımda Berkan'ın aradığını gördüm pek umursamayarak meşgule attım. Son kez aynada kendimi kontrol edip evrakları alıp odadan çıktım.
Aşağı inerken evi saran kokuyla Ahsen'in mutfakta olduğunu anladım dosyaları salondaki masanın üzerine koyup mutfağa gittim

"Günaydın " sesim o kadar bitkindi ki Ahsen'in beni duyup duymadığından emin değildim. Arkasını dönüp kocaman gülümsedi

"Günaydın paşam "

"Bana şu enerjinin yüzde birini versen tüm gün yeteceğine inanıyorum " ben söylenirken o ise fırından çıkardığı  tepsiyi tezgâhın üzerine koyuyordu

"Benim enerjim sizsiniz.  Her sabah size kahvaltı hazırlamanın vermiş olduğu mutluluk. Ee cimcimeyi uyandırmadın mı?"

"Dün gece yanıma gelmiş kalktığımda yanımdaydı. Nezaman büyüyecek bilmiyorum her gök gürültüsünden korktuğunda sabahı onu yanımda buluyorum. "

"Ne güzel işte oğlum. Senden kopmuyor bırakta korksun gök gürültüsünden. " dedi göz kırpıp yaptığı çikolatalı kurabiyeleri önüme koyarken .

"Sabah sabah bunlarımı yiyeceğim Ahsen unutma ben Asel değilim yirmi beş yaşında koskoca adamım " dediğime sinirlenmiş olacak ki tek kaşını kaldırıp elini beline koyarak konuştu

"Pabucumun yirmi beşi seni Asel' de sende benim için kundaktaki bebeksiniz şimdi ağızına şaplak yemek istemiyorsan o kurabiyeden yiyeceksin küçük bey"

Ona sadece bakmakla yetindim ısrarları sonucunda bir kurabiyeyi zar zor yiyip Ahsen'i sıkı sıkı tembihleyip evden çıktım.

Vote ve yorum yapmayı unutmayın🖤

CinayetWhere stories live. Discover now