4. Bölüm| Hayâl Kırıklığı

3.3K 330 192
                                    

Herkese selam!

Umarım size güzel bir bölüm verebilmişimdir iyi okumalar dilerim, oy ve yorumu lütfen eksik etmeyin, sizi seviyoruuum<3 <3

(Bölüm şarkısı: LP- Lost On You.)

*

4. Bölüm: "Hayâl Kırıklığı"

Vücudum kasılırken kanım çekilmişti. Kalbim kendisini merdivenlerden aşağı yuvarlamıştı sanki.

Gözkapaklarım gözlerimi acıtırken bir anda oturduğum sandalyeden hışımla kalktım.

Bana soran gözlerle bakan Gizem'e ufak bir bakış atarken diyecek yalan bulmaya çalıştım.

"Lavabo. Gitmem gerekiyor." Aşırı saçma bulduğum değişik bir cümleyi Gizem'in önüne sererken bir şey demeden kafenin arka bahçesinden çıkıp iç kısmına girdim.

Bahçe buradan gözükmüyordu ve Gizem beni göremezdi.

Hızlı, dikkatli adımlarla kafeden çıktım ve çevreme bakındım. Bahçenin camından gördüğümde yanında bir kız vardı ve sarı saçlıydı. Eğer sarı bir kafa ulabilirsem muhtemelen Erez'i de bulabilirdim.

"Hadi... Nerdesin?.." Etrafımda panikle bakarken gittiği yöne doğru ilerledim.

Gizem lavaboya gitmediğimi anlamaması için yaklaşık 3 dakikam falan vardı ve ben nasıl Erez'i bulacağımı ve ondan da önemlisi bulunca ne yapacağımı hiç bilmiyordum.

İnsanları yarıp geçerken kimisinden özür diliyor kimisini umursamıyordum bile.

Kalbim yine kulaklarıma çıkmıştı ve başka ses duyamıyordum. Saat sesi gibiydi kalp ritmimin sesi.

Dizlerim titrerken soluklanmak amaçlı olduğum yerde kaldım. Etrafımda göz gezdirirken bu kalabalığın içinde sarı saçlı birisini bulmak samanlıkta iğne aramak gibiydi.

Omuzlarım çökerken bıkkın bi şekilde arkamı döndüm ve geldiğim yoldan ilerlemeye başladım.

Moralim bozulmuş ve göğsümün üstüne bir ağırlık çökmüştü. Yanındaki kız da cabasıydı.

Bu açıdan hiç düşünmemiştim aslında. Ya sevgilisiyse? Ya o kız Aybüke ise...

Hırsla derin bir nefes verirken başımı eğip iki yana salladım. Erez'in kalbi benim için atıyordu. Sadece şu anlık belki de Aybüke'yi sevdiğini düşünüyor olabilirdi.

Bu durum iyice işin içinden çıkılmaz hâle geldiğinde ben kafenin önüne geri gelmiştim.

İçeriye adımlarken lavabodan çıkan Gizem bana kaşlarını çatarak bakıyordu.

Evet, işleri gerçekten batırıyordum sanırım.

"Bir açıklama ihtiyacı hissediyorum sanki?" Ona olabildiğince büyük ama başkası gçrse küçük diyebilecek bir gülümseme gönderdim.

"Dondurma yemiyor muyuz?"

***

Evin kapısını açtığı anda direkt merdivenlere yönelip yukarıya çıktım. Odamdan içeriye kendimi atarken arkamda bir çift meraklı göz bıraktığımı biliyordum.

Tabii ki de Gizem'e hiçbir şey anlatmamıştım. Saçmaladığımı, kazadan kalan bir travma yaşadığımı söyleyip ilaç verecekti. Ama ben inanıyordum. Ben Erez'in kalp atışını hissedebiliyordum.

Kelebek EtkisiKde žijí příběhy. Začni objevovat