60

46.3K 2.9K 6.4K
                                    

3 gün sonra Oğuzhan'a gelinlik almak için mağazanın kapısından içeri giriyorduk.

Bu cümlede ciddi mantık hataları olduğunun farkındaydım ama bugün sabaha karşı annemin yeni bir sinir kriziyle uyanmıştık. Benim asla var olmayacak karım için kendisinin eski tuvaletini gelinlik olarak ayarladığını, ama şimdi onu giydirecek biri olmadığını söyleyerek içini çeke çeke ağlamıştı ve zeki arkadaşımız Oğuzhan 'buna madem tuvalet diyorlar, o zaman neden üstüne sıçmıyoruz?' diyerek bu fikrini eyleme dökünce doğal olarak gelinliğin içine sıçılmıştı.

Hem de mecazi değil.

Şimdi biz de annemin gönlünü almak için söz konusu tuvaletin aynısına bakmaya gelmiştik.

3 gün boyunca hiçbir şekilde iletişimde bulunmadığım Anıl benden birkaç adım arkada yürürken, son zamanlarda hep yaptığım gibi onu görmezden gelerek mağazanın içinde ilerledim. İkimiz de son olaydan sonra konuşmamız gerektiğinin farkındaydık ama peşinden bir kavganın geleceği kaçınılmaz olduğundan bunu olabildiğince ertelemeye çalışıyorduk.

Aslında en sonki şerefsizliğimden dolayı yine suçlu konumuna beni düşürüp -kendine dönüp bakma zahmetine bile girmeyerek- bana ateş püskürmesini bekliyordum ama bu konuda tuhaf bir şekilde sessiz kalmıştı. Bunu hak ettiğini o da farkında mıydı? Öyle olsa bile en azından iki laf dokundurup, beni iğnelemesini beklerdim ama o gece hiç yaşanmamış gibi davranıyordu.

Dengesiz herif, kızmaması gerektiği yerde kızarken kızması gerektiği yerde kızmıyordu bile.

Benim de dengemi şaşırtması karşısında somurtarak bir köşeye yaslanıp puslu gözlerle vitrin mankenlerine bakmaya başladım. Son 3 gündür olduğu gibi ruhsal olarak bitkin hissediyordum ve yine ağzımı bıçak açmıyordu.

O sırada yanımda biten Oğuzhan dirseğini omzuma yaslayarak bu halime hemen laf attı. "Arkadaşlar, izninizle ben Anal'ın bu cansız ve mülayim halinden yararlanıp kendisini stres topu olarak kullanmak istiyorum." Yumruğunu ağzına götürüp öksürdü ve benimle yüz yüze geldi. "Sabahları güneş senin suratını görünce doğmak istemiyor, tipine soktumun psikozlu kelaynağı. Herkese günaydın, sana yatak yayı girsin be! Bak senin beynini var ya, file taksak hayvan hortumunu boynuna dolayarak intihar eder. Kuduruk piç, fındık götlü-"

Ama söyledikleri suratımdaki mahkeme duvarından farksız sert maskeye çarpıp geri dönüyordu. O sırada Anıl hemen yanımdan araya girdi. "Senin yerine ben küfredebilir miyim?" dedi sakince ve ben mecalsiz bir şekilde başımı sallayınca Oğuzhan'a döndü. "Seni bi' sikerim, bi' daha istersin Oğuz. Oğuz seni Saat Kulesi'nin önünde sikerim, bütün İzmir saatlerini seni siktiğim zamana göre ayarlar. Sikerek Anadolu'yu diyar diyar dolaştırırım sana, uçağa bindirir business bölümünde sikerim-"

"Ne kadar da sikici bir erkek." dedi Oğuzhan hayranlıkla. "Ben Anıl'a aşık oluyorum galiba beyler, Bartu bile böyle düşünce gücüyle yatağa atamamıştı beni." Tepkisizliğimi görünce bir an durup beklentiyle bana baktı. "Ulan gözünün önünde sevgilisine hallendim, çocukta hala tık yok."

"Hayatta mısın kanka?" diye sordu Cemal.

"Hayattayım." dedim bakışlarım yere dikilmiş bir halde. "Ama bitkisel."

"Konuştu!" diye çığlık atan Oğuzhan sevinçle Bartu'nun poposuna sarılmıştı. "Bey, duydun mu, yavrumuz ilk kelimesini söyledi!"

"Beni ellemek için fırsat kolluyor ha bu da..." dedi Bartu. Sonra her zamanki manidar sırıtışıyla bana bakarak ekledi. "Belki de enerjisini başka şekillerde attığı için böyledir. Şş tamam tamam anladık biz sizi, Engin Amca'ya söylemeyiz söz."

adaş • bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin