28

62.8K 4.7K 11.3K
                                    

Ertesi sabah kahvaltıda yağda pişmiş köy yumurtası yerken, hepimiz beş dakikada bir senkronize bir şekilde esniyorduk.

Dedem artık bu halimize dayanamadı ve bariz bir gerçeği dile getirdi. "Ulan bir evde herkes mi akşamdan kalma olur?"

Abuzettin sandalyesini benden uzaklaştırmış, dirseğini masaya dayamış önündeki portakal suyuyla bakışıyor, ben uykulu olmama rağmen hinliğinden hiçbir şey kaybetmemiş atmaca gibi bakışlarımla onu izliyordum. Oğuzhan ve Bartu'nun saçları dağınık, üstleri başları ilginç bir şekilde hırpaniydi. Sanki gece boyunca birbirlerine girmişler, adeta odada üçüncü dünya savaşı yaşanmıştı. Uykusuzluk torbalarından nasibini almayıp sakin bir gece geçirmişe benzeyen tek ikili Cemal'le Duru'ydu, ki onların hem birbirleriyle pek muhabbetleri yoktu, hem de bize göre daha ağırbaşlı bir yapıları vardı.

Takatsiz bir şekilde fıstık ezmesine uzanırken "Abuzettin Bey, affedersiniz ama torununuz bütün gece beynimi sikti." dedi Abuzettin.

Dedem gülmemek için yüz kaslarını zorluyordu. "İyi yanı, birbirinizi yememişsiniz."

Sesimi dedemin duyamayacağı bir seviyeye indirgeyerek "İsterdim." diye fısıldadım Abuzettin'e.

Elinin yanındaki tuzluğu ağzıma sokacakmış gibi görünerek eliyle yüzünü sıvazladı. "Abuzettin Bey, affedersiniz ama torununuz olan göt lalesini en kısa zamanda psikoloğa götürmenizi öneriyorum. Kendisinin birine kulağını emikletmeden uyuyamamak gibi bir fetişi var. Normal değil bu orospu çocuğu."

Dedem bana kaşları çatık bir bakış atarak "Anıl'ın öyle bir huyu yok ki?" dedi.

Abuzettin'in surat ifadesinin çarpılmışa dönmesini izledim.

"Bahaneydi o." dedim onu çileden çıkaracak bir sırıtışla.

Abuzettin beni boğazlayamadan Cemal seri bir şekilde araya girdi. "Herkesi geçtik, bu ruh hastalarına ne oldu? Siz çok iyi anlaşırdınız lan."

"Kanka çok iyi anlaştığımız için zaten." dedi Oğuzhan. "Öptük biraz birbirimizi. Bir takım sevgi gösterileri falan, duygusal temas. Keyifli bir geceyd-" Bartu karnına dirseği geçirince sustu.

Umarım iğneleme yapıyordu.

Yüzüme artık alışkanlık haline gelen pislik sırıtışımı yerleştirerek tatlılıkla "Abuzettin." diye sırnaştım. "Bana ordan tuzu uzatır mısın? Yumurtamı hep tuzlayarak yerim de."

Belli ki aynı flörtleşme yöntemini onda da kullandığımdan hemen tanıdık gelmiş olan Duru, "Bu niye sana böyle imalar yapıyor?" diye sordu can dostu Abuzettin'e.

Ekmeğine şeftali reçeli sürerken bana ters bir bakış attı Abuzettin. "Eşcinsel olduğumu öğrendi ya, sıkıştırmaya çalışıyor işte. Ama bilmiyor ki geyler kızlardan değil, erkeklerden hoşlanıyor."

Sadece beş saniye boyunca göndermeyi çözmeye çalıştık, sonra masadan aynı anda "Ooooo!" sesleri yükseldi.

"Üstad ne yaptın." dedi Bartu yüzündeki saygı ifadesiyle.

Konuyu hemen değiştirmek için "Ee bugün ne yapıyoruz?" diye sordum çünkü kabul etmek istemesem de az önce bana fena geçirmişti. Masadakilerin yüzlerindeki ifade de bunu onaylar nitelikteydi.

"Bu balta girmemiş kırlardayken dış dünyayla bağlantımız tamamen kesilmiş halde, medeniyete ulaşmaya çalışalım bence." diye bir öneri attı ortaya Oğuzhan.

"Hava bomba gibi, benim içeride kalmaya hiç niyetim yok valla." dedi Cemal de.

Dedem felaket tellalı gibi hafifçe öksürdü.

adaş • bxbWhere stories live. Discover now