➳ Hogwarts Savaşı Part 2

2.2K 136 22
                                    

Harry birden ne olduğunu anlayamadan içinden bir şeyin sökülüp atıldığını hissetti. Bu hissi bir an anlamasa da bunun neden olduğunu biliyordu. Bir hortkuluk daha yok edilmişti. Ama sanki içinden bir parça gitmiş gibiydi. Bir hortkuluk yok olduğunda Voldemort’la aynı şeyleri hissediyordu ve aralarındaki bağdan kaynaklandığını biliyordu.

Merdivenlerden çıkarken bir an düşecek gibi oldu ama dengesini sağlamayı başarabildi. Tekrar merdivenleri çıkmaya başladığında Luna’nın ona seslendiğini duydu. “Harry, bekle! Seninle konuşmam gerekiyor,” diye bağırıyordu.

“Şimdi olmaz, Luna. Sonra konuşalım. Şu an çok meşgulüm,” dedi aceleyle Harry. Hala hızlıca merdivenlerden çıkmaya çalışıyordu. Ama o kadar çok basamak vardı ki çık çık bir türlü bitmek bilmiyordu.

“Gittiğin yerde bir şey bulamayacaksın. Vakit kaybı,” dedi Luna soluk soluğa. Bir yandan Harry’e yetişmeye çalışıyordu. Harry onun dediklerini umursamadı. “Tamam, sağol. Sonra konuşuruz tamam mı?”

Harry’nin onu takmadığını anlayan Luna, ona iyice bağırmak zorunda kaldı. Çünkü Luna dediklerinin dikkate alınmamasına çok sinirlenmişti. Halbuki söylediklerinde haklıydı.

“Harry Potter! Beni dinlemek zorundasın!” İlk defa Luna’nın ona böyle bağırmasıyla şaşkına dönen Harry duraksayarak Luna’ya döndü. Bunun üzerine Luna derin bir iç çekti.

“Çoğunun diademle ilgili ne dediğini hatırlıyor musun? Onu hayatta olan kimse göremedi. Durum çok açık değil mi? Yani ölü biriyle konuşmamız gerekiyor.”

***

Harry yavaşça Luna’nın onu bıraktığı yerde ilerlemeye koyuldu. Yürüdüğü yerde hiç kimse yoktu. Etraf fazlasıyla sessizdi. Harry sadece ayakkabılarının çıkardığı sesi ve düzensiz nefes alışverişlerinin sesini duyabiliyordu.

Birazcık daha yürüdükten sonra bir hayalet gördü. Bu hayalet Harry’e arkası dönük duruyordu. Hayalet onun geldiğini anlamış olmalıydı ki Harry’e doğru döndü. Bu Rowena Ravenclaw’ın kızı Helena olmalıydı.

“Sen Ravenclaw kulesinin hayaletisin,” dedi Harry sessizliği bozarak.

“Bana böyle diyenlerle asla konuşmam,” dedi Helena Harry’i tersleyerek ve başka bir yöne uçtu. Harry’nin gözleri onu takip etti.

“Hayır, hayır. Afedersin. Adın Helena’ydı değil mi? Helena Ravenclaw, Rowena’nın kızı,” dedi Harry sakin bir sesle.

Helena’nın ona yardımcı olmasını umuyordu. Bir horkuluğu yok etmek demek Voldemort’u öldürmeye bir o kadar yaklaşmak demekti. Ve bu Harry için çok önemliydi. Helena’yı bir şekilde ikna etmeliydi. Diadem’i bulup onu yok etmeliydi. Ve şu anda Helena’nın ağzından çıkacak her laf Harry için çok önemliydi.

“Sen Luna’nın arkadaşı mısın?” diye sordu Helena çekingen bir sesle.

“Evet ve bana yardımcı olacağını düşündü,” diyerek yanıtladı Harry. Kendisinin ağzından çıkacak her lafa dikkat etmesi gerekiyordu. Yanlış bir şey yaparsa Helena asla ona Diadem’in yerini söylemezdi.

Helena bir an ona anlamlı bir biçimde baktı. “Annemin Diadem’ini arıyorsun,” dedi gözlerinin içine bakarak.

“Evet, aynen öyle,” diyerek onayladı Harry. Sakin kalmaya çalışıyordu fakat nedenini bilmediği bir şekilde kalbi gereğinden hızlı atıyordu. Ve ağır ağır nefes alıp veriyordu.

Yasak MeyveWhere stories live. Discover now