birinci bölüm ℘

4.1K 444 172
                                    

-11 yıl sonra-

"Çok garip. Bu gerçekten çok garip."

Yeni yeni uyanıyordum ve aslında bunu istemiyordum. Uyanmak istemiyordum. Gece, halletmem gereken bir ton iş olduğu için sınırlarımı zorlamış ve alkol yerine bol kafein tüketerek güneş doğana kadar çalışmıştım. 

Berbat bir şeydi. Sırf yürüyen bir ego olan patronum yüzünden uykusuz kalmak berbat bir şeydi ama uykumu aldığıma emin olamadan tanımadığım (belki tanıdığım, bilemiyorum sesi seçemiyordum) birinin konuşmasıyla uyanmak daha da beterdi.

"Git başımdan," diye mırıldandım. Muhtemelen Taehyung'tu. Evimin şifresini bilen ve sesi kalın tanıdığım bir oydu. (Elbette çevremde sesi kalın birçok insan vardı ama hiçbiri evimin şifresini bilmiyordu, demek istediğim bu.) 

"Bu da garip."

Size asıl garip olan şeyi söyleyeyim; en yakın arkadaşınızın sabahın köründe tepenize dikilmesi ve asla susmaması. 

Pekâlâ, bu garip değil sinir bozucuydu. 

Uykunun kollarından iyice çekiliyordum ve bir kez bu duruma düşünce asla geri uyuyamazdım. Pes edip göz kapaklarımı hafifçe kaldırdım. "Senin derdin ne Taeh- SİKTİR!" 

Çığlık atarak yatakta doğruldum ve yorganı olabildiğince üzerime çektim. Çünkü:

1) Sadece iç çamaşırı ile uyuyan biriydim

2) Tepemde dikilen Taehyung değil, garip (ah, hayır bu kelimeden nefret etmiştim) ve tanımadığıma emin olduğum bir adamdı.

"Sen de kimsin?" diye bağırdım. Benim aşırı tepkime rağmen karşımda oldukça soğukkanlı duruyordu ve üzerime eğilip beni incelemekten asla vazgeçmiyordu. Küçük mavi gözleri dikkatle bana bakarken bir yandan "Garip," demeye devam ediyordu.

Ellerimi yorganın altından çıkarıp onu olabildiğince kendimden uzak tuttum. "Sana kim olduğunu sord- boş versene, kesin Tae'nin işidir." Biraz önce yanılmış olabilirdim ama bu sefer emindim. Canım arkadaşımdan çok güzel bir günaydın şakası. Hadi hep birlikte gülelim. 

Sirkten çıkıp gelmiş gibi görünen adam, dediklerimi duymuyor gibi görünüyordu. Sirkten çıkmış gibi diyordum çünkü normal görünmüyordu. Yani, kıyafeti baştan ayağa beyaz olsa da biraz normaldi. Ayakları çıplaktı. Buna da pekâlâ. Ama saçları ve gözleri maviydi. Belki okyanus mavisi belki başka bir tonu. Emin olun şu an umurumda değildi. Ve yanaklarında çil gibi bir şeyler vardı ama daha çok yıldız gibi parlıyordu. Makyaj işini kim hallettiyse gayet başarılıydı. 

"Sen niçin böyle görünüyorsun?" diye sordu. Neden evimden def olup gitmek yerine hâlâ durmuş saçma şeyler söylüyordu anlamıyordum ama sinirlerim her geçen saniyede biraz daha bozuluyordu.

"Tamam, komikti hadi git artık." Yorganın içinden çıkıp sandalyeye astığım tişörtü giydim ve beni bir sapık gibi izleyen adama döndüm. "Çıkış bu taraftan bayım." Onu kolundan tutup kapıya ilerlettim ancak gözlerini yüzümden çekmiyordu. Taehyung bana şaka yapayım derken bir sapık edinmiştim galiba. Düşününce, bu korkunçtu!

Adamı postalayıp hemen Tae'yi aramalı ve onu bir güzel haşlamalıydım. Bir de şifremi değiştirmeliydim. 

Odamdan çıkıp sokak kapısına kadar onu sürükledim ve o da bana bakmaya devam etti. Bu rahatsız ediciydi. "Umarım bir daha görüşmeyiz. Bay!" Onu dışarı çıkardım ve kapıyı ardından kapattım. Geri uyuyamayacağım bildiğim için mutfağa gidip kendime bir kahve yapmak aklımdaydı ancak arkamı dönmemle adamı salonun orta yerinde görmem bir oldu. 

serendipity | yoonmin ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin