Görkem gülümseyerek, ayağa kalktı ve kollarını belime dolayıp, beni kendine çekti. "Her şey için teşekkür ederim." dedikten sonra benden ayrıldı. Balkona yaklaşıp kapıyı açtım ve Görkem'i beklemeye başladım.  Görkem yanıma ulaştı kapıdan çıkacağı sırada, ben daha ne olduğunu anlayamadan yanağıma bir öpücük kondurdu. Öptüğü yanağım yanarken, konuşmama müsaade etmeden "Görüşürüz." deyip hızlıca balkona çıktı.  Bir adet şaşkın ve utanç dolu suratı arkasında bırakarak uzaklaştı.

Mutlulukla Linda'nın yanına dönüp, kucağıma aldım. Linda suratımı salyasıyla yıkarken, kucağımdaki Linda ile odamda dönüyordum. Başım dönmeye başlayınca gülümseyerek, Linda'yı yere bıraktım ve mamasını hazırlamaya başladım.  Su kabına da su doldurup, önüne koyunca, yemeğini yemeye başladı. Linda'nın karnını doyurduktan sonra kahvaltı yapmak için aşağı indik. Linda kucağımdan atlayıp, dedeme koşmaya başlayınca dedem patisine fazla basmaması için çabucak kucağına aldı. Deren ve Melis'de gelince, hep beraber kahvaltı masasına geçtik.  Linda sanki 5 dakika önce yemek yememiş gibi, yine tabağıma saldırmıştı. Sanırım bizimle yemek yemeyi sevmişti.

Kahvaltımız bitince, fakülteye gitmek için evden ayrıldık. Deren sürücü koltuğuna otururken, Melis ve ben de arkaya geçtik.  Uzunca zamandır süren sessizliğin ardından, Deren çekingen bir ses tonuyla "Almira." dedi. Sanırım söylemek istediği şeyi, söyleyip söylememekte kararsızdı.  Başımı Deren'e çevirince "Almira sanırım takip ediliyoruz. Arkamızdaki beyaz araba evden çıktığımızdan beri peşimizde." dedi, tedirginlik dolu sesiyle.  Deren'in söylediği beni de tedirgin ederken Melis, “ Kızlar, sakin olun. Muhittin dede, olanları öğrenince tedbir alacağını söylemişti. Muhtemelen dedenin ayarladığı korumadır.” dedi, sakinlikle.

Deren sakinleşerek rahat bir nefes verdi ve “Evet ya ben onu unutmuştum.” dedi. Fakülteye gelince, Deren arabayı park etti ve aşağı indik. Bizi takip eden araç ortalıkta yoktu. Dersimizin başlamasına daha vardı, o yüzden kafeteryaya geçtik.  Deren ile kahvelerimizi içerken Can, Serpil, Tuğba ve Mert ellerindeki kahveleriyle yanımıza geldi.  Serpil sevgilisiyle tartıştığı için sinirliydi. Diğerleri de onu sakinleştirmeye çalışıyor, tavsiyeler veriyorlardı.

Deren'in bacağımdan dürtmesi ile gözlerimi kahvemden ayırıp, Deren'e çevirdim. Deren, yüzündeki muzur gülümseme ile tam karşımızı işaret etti. Deren'in işaret ettiği noktaya, gözlerim değince, kalbim çarpmaya ve vücudum karıncalanmaya başladı. Gözlerimin önünde tüm çekiciliği ile duran Görkem'in dudağının bir kenarı yukarı kıvrılmış, çarpık gülüşünü gözler önüne sermişti. Benim baktığımı fark eden Görkem, gülümsemesini bozmadan, göz kırptığında kalbim, can çekişiyormuşçasına hızlandı. Sabah yanımdan ayrılmadan hemen önce beni öptüğünü hatırladığımda heyecanım yerini utanca bırakmıştı. Görkem'e içten bir gülümsemeyle karşılık verince, kaş göz işaretleriyle dışarıyı gösterdi ve yerinden kalkıp yürümeye başladı.

Başımı Deren'e çevirince gülümseyerek başını salladı. Deren'de Görkem'in yanına gitmemi istiyordu. Masadan kalkıp çocuklara hitaben, "Birazdan gelirim." diyerek titreyen bacaklarıma aldırmadan dışarı çıktım. Görkem kapının önünde sigarasını içerken, beni görünce sigarasından bir kez dahha çekip yere attı ve izmariti ayağıyla ezdi. Görkem'in yanına yaklaşınca "Merhaba Görkem. Nasılsın?" dedim. Görkem yüzüne yerleştirdiği gülümseme ile "Merhaba Almira. İyiyim, sen nasılsın? " dedi.

Ellerimle saçlarımı düzeltmemek için direnirken, "İyiyim, akşam gelecek misin?" diye sordum. Görkem bana cevap verecekti ki aramıza giren Tuğba'nın sesiyle ona döndük. Tuğba Görkem'e selam verip bana döndü ve “Dersin başlamasına az kaldı. Gidelim mi?” diye sorduğunda istemsizce yüzüm düştü. Görkem ile aramda bir şeyler olduğunu ya da olmak üzere olduğunu biliyordu, hatta bunu bilmeyen de yoktu. Ne diye onunla konuşurken araya girme zahmetinde bulunmuştu ki. Son zamanlarda Görkem ile daha sık görüşüyor olabilirdim ama yine de onunla biraz daha vakit geçirmek istiyordum. Tuğba bu yaptığı ile canımı biraz sıkmıştı. Görkem'in yanında kalmak istiyordum ama, Görkem'e dönüp “Ben gideyim artık, sonra görüşürüz.” dedim ve Tuğba ile birlikte, Görkem'in yanından ayrıldık.

CÜDA Where stories live. Discover now