i came to buy a smile today

7.4K 892 383
                                    

"Bu akşamüstü ben de seninle kalıyorum. Bana basketbol oynamayı öğretmen lazım." Jeongguk yanına pat diye oturup söze giren Charles'a anlamayarak baktı.

"Peki... Öğretirim de, nereden çıktı bu heves?" Charles dikkatle sınıfı kontrol edip tekrar Jeongguk'a döndü. Bu sefer iyice yaklaşıp ona doğru eğilmiş, sınıfa 'ona bir sır veriyorum' enerjisini yaymayı es geçmemişti.

"Sol ön tarafta Veronica'yı görüyor musun?" Charles belli etmeden yaptığını düşünerek başıyla abartılı bir işaret gösterdi. Jeongguk duyduğu isimle atladı "Kim?!"

"Veronica işte. Şu kızlarla konuşan, açık sarı saçlı güzel kız." Jeongguk sınıfın diğer köşesindeki arkadaş grubuna çevirdi gözlerini. Hatırlamıştı, Charles daha önce bir iki defa bahsetmişti sarışından. Bir an duyduğu isim heyecanlandırmıştı onu, dün gece komodinin çekmecesine, en sevdiği birkaç kitabın ve ara sıra güzel sözler karaladığı defterinin altına sakladığı kağıdın sahibi, Victoria sanmıştı bir an. Biraz da Charles'ın talebiyle gerildiğindendi, belki mektup almak, belki de yine bir çantasında bulacağı bir nota cevap ulaştırmak için Victoria'nın "yalnız meşe" dediği ağaca gitmesi gerekecekti. Charles yanında olursa bunu yapamaz, kendisine mektuplarıyla dokunmaya çalışan yeni "arkadaşını" merakta bırakırdı.

"Eee, ne olmuş Veronica'ya?" diye sordu, sonunda sakinleşen düşünceleriyle.

"Az önce arkadaşlarıyla konuşurken duydum, basketbol oynayanları çekici buluyormuş. Öğrenmem lazım yani." Jeongguk, Charles'ın sevimli ses tonuyla kahkaha atmıştı, onu bir şeyler döndürdüğünü belli etmeden nasıl reddedebileceğini düşünürken zaman da kazanmıştı böylece.

"Üzgünüm dostum, sportif yeteneklerini aşkına yem edemem." dedi gülmesini devam ettirirken, sesinin yapay çıkmadığını umuyordu.

"Aşk deme, sadece hoşlantı işte." Charles'ın sesi kısılmıştı. Jeongguk doğru yerden vurduğunu biliyordu, Charles lisede kimseye aşık olmama konusunda takıntılı biri olduğundan bahsetmişti. Şimdi aşık olmadığını kanıtlamak için talebini geri çekecekti. "Öğrenmek istemiyorum, vazgeçtim."

Jeongguk bu sefer gerçek bir kahkaha attı, sesine zafer hissini yansıtmamaya çalışarak. Charles'ın ilgisini Veronica'nın üstünden dağıtmalıydı, kendi gizliliğini gözetse de iyi bir arkadaştı. Tam konuyu değiştirmeye çalışacaktı ki, sınıfın kapısından giren kişiyle umrunda olmayan konulardan konuşmak üzere açılan ağzını kapattı.

Önceki gün tanıştığı yeni arkadaşı Taehyung, sakin adımlarla içeri girmişti. Kapı sınıfın sol tarafından açılıyordu, bu sebeple Taehyung'un etrafta dolanan gözleri, sol arka köşede oturan Jeongguk'u bulmakta biraz gecikmişti. Gözleri birbiriyle buluştuğunda Taehyung başıyla selam vermiş, gülümsemişti. Jeongguk, aralanmış dudakları ve meraklı gözleriyle ona bakmakla meşguldü, selamına karşılık vermeyi düşünememişti, bunu ancak Taehyung ona doğru ilerlemeye başlayınca fark etmişti; eve gittiğinde bu kabalığı için kafasını duvara vurması gerekecekti.

Jeongguk'un önündeki sıra boş olduğu için Taehyung çok şanslıydı, aksi halde ayakta dikilip onunla konuşması garip bir etki yaratabilirdi. Şimdi sıraya oturup arkasına dönebilir, belki samimi bir hava oluşturabilirdi.

"Merhaba Jeongguk, nasılsın?" Taehyung'un sınıfına onun için gelmiş olması Jeongguk'u şaşırmıştı, belli etmemek için konuşmadan önce sakince boğazını temizledi.

"İyiyim Taehyung, sen nasılsın?" Sesi biraz kısıktı konuşurken, yanındaki sırada oturan Charles'ın gözlerini üstlerinde hissediyordu çünkü. Önceki gün tanışmıştı ilk defa, sonrasındaysa Taehyung'un etrafına biraz daha dikkat etmişti. Etrafında hep birileri oluyordu, yanından geçerken iç çeken kızları da fark etmişti Jeongguk. Hareketleri de asalet taşıyordu, okulun öğrencileri arasında öne çıkan kişiliğini gözlemleyebilmişti.

1912 ~ taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin