Hafızlık Tacı'8

Start from the beginning
                                    

Bugün Kur'an okuduktan sonra mealini okumuştu dedem her zamanki gibi. Sonra da bana baktı. Bir şey diyecekti belli.

-Çok güzel okuyorsun oğlum. Sesinin naifliği o kadar hoş ki dinlemelere doyulmuyor. Sana bir şey sunmak isterim. Kararı sana bırakacağım... Mazhar'ım... ister misin hafızlık tacını takmak?

Demesiyle yüzüne baktım. Gözlerine bakıp ruhuna inmek ister gibiydim. Hafızlık mı? Ama... ama ben nasıl yaparım ki? Zor değil miydi? Ya niyet eder de yarı da bırakırsam? Korkuttu beni bu soru. Ses çıkarmadan öylece durdum.

-Mazhar'ım merak etme. Kararında da acele etme. Sen vereceksin kararını. Ama şunu bil ki sen başarırsın. Ben sana inanıyorum! Eğer sen de inanırsan kendine, bunda yapılmayacak bir şeyin olmadığını anlayacaksın. Cevabını bekliyorum. Düşündükten sonra söylersin.

Dedi ve yanımdan gitti.

İşte kaç saattir bunu düşünüyordum. Beceremezsem. Endişem vardı kendime. Yoksa hafız olma isteği vardı elbet. Muhteşem bir şeydi. Ne yapacağım ben? Diye düşünürken göz kapaklarımın daha dayanamadığını farkettim. Kendimi uykuya bırakma zamanı gelmişti. Yastığıma başımı koydum. Sağ tarafıma yatıp gözlerimi kapattım. Allah izin verirse neden olmasın ki? Düşüncelerle uykuya daldım.

《《《

Gözlerimi mutlulukla açmıştım. Sabah ezanının az da olsa sesi geliyordu. Bu sevinci tarif edemezdim. Lavaboya girerek abdest aldım. İçeriye döndüm ki herkes hazır beni bekliyorlar. Şaşırmış şekilde gülerken yanlarına çağırdılar. Küçük cemaatimizle kılmıştık namazımı. Huzur o kadar güzeldi ki. Dedem son olarak topluca dua ederken gözlerimi yumdum. Anın tadını yaşamalıydım. İslam'ı, namazın mutluluğunu geç öğrenmiştim. Bırakmazdım daha ömür boyu.

Dedem ile yatağa ilerledik. Oturduk, her zaman olduğu gibi Kur'anımızı çıkardı. Kapağını açtıktan sonra bana baktı. Cevabımı bekliyordu. Anlamıştım. Beynime sormayacaktım. Çünkü bu iş yürekle ilgiliydi. Kalbim isterse evet diyecektim. Kalp atışlarını dinlerken kalbimin kararını da dinleyecektim. Baktım uzunca boşluğa. Gönlümün cevabı her zaman evet olurdu. Böyle bir fırsat asla kaçmamalıydı. Dedeme gözlerimi çevirdi. Kararlılıkla boğazımı temizledim. Bu öylesine önemsiz bir şey değildi. Ağzımı aralamış, konuşacaktım. Kararım tamdı ve evetti. Tamam, söyleceğim. Kabul edeceğim!

-Dedem, Kur'an sevdamdır. Onu hafızamda ömrüm boyunca yer ayırmak isterim. Evet, isterim dedem.

Dedim. Bana gülümseyerek bakmasını görmek çok güzeldi.

-Hafızım olacaksın demek. Hadi Bismillah!

Dedi ve Kur'an ezberi hakkında bilgiler verdi. Bana okudu ezberleceğim sayfayı. Sonra de ben. İlk sayfamı bugün ezberlememi yarın ise ona vermemi istedi. Günümün güzelliğiydi bu. Neşem kaynağım, hayatımın heyecanı olmuştu. Hafızlık kolay mıydı?

《《《

Günlerin hızlılığı tartışılmazdı. Farkedemeden aylar oluvermişti bile. Kur'an ezberim hızla ilerlerken hevesim, isteğim, azimim gün geçtikçe daha artıyordu. Ezberimi o kadar geliştirmiştim ki bazen iki sayfa hatta üç sayfa verdiğim oluyordu. Çünkü bu hapis olan hayatımda çok vaktim vardı. Burada saniyeler dakika, dakikalar saate dönüşüyordu. Bazen geceliyordum ezberlerken. Kur'anın yarısına az kalmıştı. Hızlı ezberime şaşıran dedem beni hergün tebrik ediyordu, başarabildiğimi her zaman dile getiriyordu. Öyle olunca tabii ben de çok mutlu oluyordum.

Yatağıma yatmıştım yine. Gece çok hızlı geliyordu gün içinde. Gündüz, gecenin kıymetini hatırlatıyordu bana. Çünkü akşamdan başlayıp geceye kadar ezber yapıyordum. Alışmıştım iyice.

Bu gece ezberimi bitirdiğime göre daha durmaya gerek yoktu. Başımı yastığa koyunca direkt uyumuştum bile.

Gözlerimi açınca kendimi camiinin avlusunda bulmuştum. Ne arıyordum burada? Denizin dalga sesleri gelirken aniden camiinin minaresinden çağrı duyulmuştu. Denizin verdiği mutluluk ve ezan sesinin huzuru beni mutlu ediyordu. Etrafıma bakınırken bir karartı görmüştüm. Ne olduğunu algılayamamıştım. Bir daha bakarken bu sefer net görmüştüm. Şalı uçuşurken bana doğru geliyordu. Ona doğru ben de yürümeye başladım. Kimdi bu?

Camii, sahilin kenarındaydı. İlerlerken kız olduğunu anlamıştım. Yüzünü ayırt edemezken elinde bir şey olduğunu anlamıştım.  Camiiye yakın bir şekilde sahilde durdu. Sanki beni bekliyordu. Ona doğru giderken bir duygu kalbimde nüksetti. Ona mesafeli, karşısında dururken yüzü net değildi. Elindekine gözlerimi doğrulttuğumda Kur'an olduğunu anladım. Bana doğru uzattı. Anlamazken benim almamı ister gibi hareket ettirdi. Neden alacaktım ki?

-Hafızdır onu yapan Kur'an, hayırdır her şerrin içindeki, tacını alırken fark eden. Sana yollanmış olan Kur'an'ı sevdan, annen, memleketin kabul et. Senin kurtuluşundur aslında. Hayırlı olsun her şey, hafızlık tacıdır şerefin...

Demesiyle gözlerim dolmuştu. Kur'an benim hayatım olmuştu. Elimi uzattım. Bir elim altta bir elim üstte şekilde tuttum. Onun elleri de benim ellerimin altındaydı. Farkında olmadan yapıyordum. Haramdı ki o eller. Neden yapıyordum öyle bir şey? Denizdeki dalgalar çoğalırken ezanın sesi sanki daha sesliydi. Kalbimin atışı hızlanırken gözyaşlarım yanaklarımdan süzüldü. O sırada kızın yüzüne bakacakken hızla uyandım.

Yerimde doğruldum. Hızla nesef alıyordum. Yüzümde ıslaklık hissedince elimi uzattım. Yanağımdaki ıslaklık ağladığımın belirtisiydi. Şaşkınlıkla kalmış etrafıma bakınıyordum. Bu rüyanın nedeni neydi? Neden öyle oldu? Bir şey anlamaz iken dedemin bana doğru geldiğini gördüm.

-Mazhar'ım uyandıysan gel seninle teheccüd kılalım!

Demesiyle yerimden kalktım. Abdest alıp yanına geldiğimde beni bekliyordu. Yanyana namaz kılarken huzuru hissediyordum tüm benliğimle. Huzurun tadı bir başkaydı. Selam verdikten sonra duamızı etmiş yerde hâlâ oturuyorduk. Dedem bana döndü. Bir şey diyeceğini hissedince ona döndüm ben de.

-Oğlum, elhamdüllilah...

Ne dediğini anlamamıştım. Her şey için şükürler olsun ama nedendi ki şu an?

-Hafızlığın şerefin olacak. Çok seviniyorum içten içe. Senin bu azimliğine gerçekten maşaallah oğlum!

Demesiyle gülümsedim. Sonra gülümsemem yüzümde dondu. Aklıma dank etti. Rüyamdaki kız da hafızlık tacıdır şerefin demişti. Şaşkınca bakarken okuduğum kitapdaki etkilendiğim söz geldi zihnime. Gönül gözüyle gören hiçbir insanı kandıramazsın. Sizi açık bir kitap gibi okurlar. Dedemin kalb gözü açık olduğunu biliyordum ama bu kadar da beni gerçekten açık bir kitap gibi okuması şaşırtmıştı beni. Şaşkınca bakmam devam ederken dedem bana gülümsedi. Bir cümlesiyle beni mutlu etmesi ne güzeldi!

-Geri dönüşün muhteşem olacak Mazhar'ım...

《《《

Selamun Aleyküm!
Çok güzel şeyler oldu sizin kadar ben de mutluyum! Mazharımızın değişmesi müthişti!♡o♡
Hikayemiz buradan da güzel şekilde ilerleyecek. Yorumlarınızı düşüncelerinizi beklerim. Desteklerinizi de beklerim!  Bu arada 6.bölümde değişiklik oldu biraz.
Hoş ile kalın💕 ALLAH İLE KALIN!












HAPİSWhere stories live. Discover now