⭕53

10K 575 52
                                    


Gencolar; gerçekten beni çok üzüyorsunuz. Bölümleri erken istiyorsunuz ama yorum yapmıyorsunuz. Geçen bölümde 70 beğeni varken 10 yorum yapılmış. 

kötü yazıyorsam, hikayeyi ilerletemiyorsam söyleyin bari bende bırakayım bu işleri. Vallahi o kadar zamansızlığın arasında sizlere yeni bölüm yazmak için zaman ayırmaya çalışıyorum ama siz de böyle yorum yapmadan geçiyorsunuz ben üzülüyorum.                             Eğer beceremiyorsam da söyleyin ona göre bir yol çizeyim. Düşüncelerinizi ben merak ediyorum. 

Evet son zamanlarda bölümleri çok geç atıyorum ama elimde olmayan nedenlerden dolayı. Belki aranızda YKS'ye hazırlanan vardır, bende hazırlanıyorum ve hedefim yüksek sürekli ders çalışmam gerekiyor. Bilgisayarı elime aldığımda annem kızıyor, git ders çalışıyor diyor. Bunu yaşamayan yoktur bence sizde beni biraz anlayın. Geç atmamaya çalışıyorum bölümleri ama elimden bu kadar geliyo bunun içinde her halde yorum yapmıyor olamazsınız. 

Bu bölümde bekliyorum vallahi 50-60 yorum haberiniz olsun.

keyifli okumalar...

*

 Bahar sol elini havaya kaldırıp yüzük parmağını süsleyen zarif yüzüğü inceledi. Saatlerdir yaptığı tek şey buydu. Mutluydu. İçi içine sığmıyordu. Sevdiği adamla bir ömrü paylaşacak olma düşüncesi karnında bir şeylerin hareketlenmesine neden oluyordu. Bu hissi sevmişti. Derin bir nefes alıp uzandığı yerden kalktı. Bu saatte herkesin uyuduğunu biliyordu. Kendisi heyecandan uyuyamamıştı sadece.İlk defa okula gidecek küçük bir çocuğun heyecanını yaşıyordu sanki. Gireceği yeni hayatında nelerin olacağını merak eden küçük bir kız çocuğu. 

Yatağından çıkıp penceresine ilerledi. Gün aymak üzereydi ve etrafı yavaş yavaş silen bir kızıllık hakimdi. Gözlerini yumup gülümsedi. Şimdi, şuan yanında olmasını istediği biri vardı. Çok sevdiği ömrünü onunla geçireceği biri... Gözlerini açıp bakışlarını dışarıya çevirdi. Oturduğu mahallede ki bütün evlerin ışıkları kapalıydı ve sokak lambaları henüz kapanmamıştı. Etrafa loş bir ışık yayıyordu. Bu görüntüyü seyretti bir süre. Sessizlik o kadar derindi ki telefonuna gelen bildirim sesiyle yerinden sıçramış ve daldığı yerde ki bakışlarını sesin geldiği yöne dikmişti. Ayakları kendiliğinden yatağının yanında duran komidinin üzerinde ki telefona ilerlemişti bile. Telefonu eline alıp gele bildirimi açtı. Rumet mesaj atmıştı. Anlaşılan tek uyuyamayan kendisi değildi. Yüzünde ki gülümseme büyürken mesajı açtı. 

Uyuyamadım, uyuyamadın. Aşağıdayım, özledim.

Gelen mesajı ilk başta anlamadı Bahar. Çattığı kaşlarıyla beraber penceresine ilerledi. Bakışları sokakta gezindi bir süre daha sonra sokak lambalarının  birinin önünde dikilen Rumet'i gördü. Başını kaldırmış odasının camına bakıyordu. Pencerenin önünden ayrılıp hızla odasından çıktı. Sessiz olmaya gayret ederek adımlarını dış kapıya ilerletti. Ayakkabı dolabından bir ayakkabı aldı hızla, portmanto'dan hırkasını ve evin anahtarını alarak sessizce kapıyı açtı. Kapıdan çıkıp elinde ki ayakkabıları yere indirdi ve ayaklarına geçirdi. Elinde ki hırkayı koluna atıp merdivenleri hızla arşınlamaya başladı.  Apartmanın kapısına geldiğinde büyük demir kapıyı hızla kendine doğru çekti, kapıdan çıkabilecek kadar açıp kendini dışarı attı. Rumet kapının önünde durmuş onu bekliyordu. Bir an duraksadı Bahar, ardından bir kaç basamağı olan merdivenlerden hızla indi ve hiç tereddüt etmeden kollarını Rumet'in boynuna doladı. Saniyeler içinde belinde Rumet'in güçlü kollarını hissetti. 

"Saatler önce yan yana olan biz değilmişiz gibiyim. Seni çok özledim çocuk." Bahar yüzünü Rumet'in boyun girintisine gömüp kokusunu derince soludu. Rumet'in gülümseme sesi kulaklarına ilişince kendini geri çekti. "Neyse ki özlem hissini çeken tek insan ben değilmişim." Bahar Rumet'in bu sözüne güldü. 

Çiçekler de ÖlürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin