1. Bölüm | İzmir

8.5K 542 462
                                    

MERHABA!

(Biliyorum kapağı size seçtirmiştim ama birkaç gün önce elime geldi, çok tatlış olduğu için bunu yapayım dedim.❤)

2. Hikaye ile karşınızdayım, lütfen oy ve yorumu eksik etmeyin. Sizi seviyorum.💙

(Bölüm şarkısı: Aviva- Princesses Don't Cry. )
(Multi: Sinemis Eray.)

*

1. Bölüm: "İZMİR"

Rüyanın değerini bilir miyiz? Çok uzaklara götüren, bazen gerçekçi bazen de bir o kadar anlamsız. Belki de bir mesajdır bizim için...

Eğer mesaj değilse kafamdaki o isim de gerçek değildi. Bana kelebeğini vermişti, gözyaşımla besleyebileyim diye; kelebeğini hissedebiliyordum, ya kendisi?

Erez...

Haftalardır kafamda dönüp duran bir isimdi. Geceleri uykusuz kalmamı sağlayan, yıldızları güneşe çevirmemi sağlayan isimdi. Sahi, o isim gerçek miydi yoksa rüyadan farksız mıydı?

Derin bir nefes verip tavanla bakışmama son verdim. Yatağımda mekanik bir hareketle doğruldum ve ayaklarımı aşağıya sarkıttım.

Parmak uçlarım tahta zemine dokunup ürperdi. Bu hisle gülümseyip yataktan kalktım ve odamın kapısına doğru ilerledim.

Kafamdaki düşünceler ne zaman beni esir altında tutsa susardım. Bu yüzden her gece yaptığım gibi mutfağın yolunu tutmuştum.

Dolabın kapağını sessiz bir şekilde açamaya çalışırken aralık kısımdan elimi yerleştirdim ve soğuk su şişesini aldım. Kendimi geriye çekip su şişesini masaya bırakırken karnıma saplanan keskin yaranın acısıyla olduğum yerde kalakaldım. Elim dolabın kapağından düşerken tutunacak yer aradım ama sandalyeye tutunup yere oturmaktan başka şansım yoktu.

Yerde kıvranırken elim karnımın üstündeki yaraya gitti otomatik olarak. Sızlıyordu ve bu keskin sızı başımı döndürüyordu. Parmak uçlarıma kadar canım yanıyordu.

"Ah..." Ufak inlememle annemlerin odasının kapısının açıldığını duydum. Dudaklarımı birbirine bastırdım ağzımdan tekrar bir ses çıkma olasılığına karşı.

"Sinemis? Sen misin?"

"E-Evet, su alacaktım." Titreyen sesimle konuştuğumda odanın kapısı geri kapandı ve ben de derin bir nefes verdim.

Bu sefer oksijeni bitirmek istercesine derin bir nefes alıp yerden destek alarak ayağa kalkarken tekrar karnıma saplanan acıyla bir süre sandalyeye tutunarak bekledim. Aldığım nefes ciğerlerime az gelirken verdiklerim sayısızdı. Canım çok yanıyordu ve bir an önce odama geçmek istiyordum.

Suyu sıkıca parmaklarımın arasına aldım ve odama doğru yürüdüm.

Evet, karnımda dört ay komaya girip rüyamda Erez'i görmemi sağlayacak bir yara vardı. Öyle ki bu yaranın nasıl oluştuğunu bile hatırlamıyordum. Kaldı ki komaya nasıl girdiğimi.

Uyandığımda annem ve babam sadece başımda uyanmamın verdiği sevinçle yüzüme bakıyorlardı ama ben mutsuzdum çünkü Erez'imi kaybetmiştim. Bu his buram buram tazeydi ve her koklayışımda içim cız ediyordu.

Annem ve babamın söylediğine göre komadayken bir kez kriz geçirmişim ikinci bir kriz de olasıymış, bekliyorlarmış ancak bekledikleri gibi olmamış. Buna mucize diyorlardı.

O günden sonra tuhaf tavranışlarım için bir ay boyunca psikiyatri tedavisi almıştım. Bana sürekli aynı soruları soruyorlardı; "Nasıl hissediyorsun?"

Kelebek EtkisiWhere stories live. Discover now