KÜPELİ BÖLÜM 1

267 30 26
                                    

  Mobilyacı dükkânında dolap kapaklarını zımparalarken tüm vücudu ağrı içinde kıvranıyordu buna ek olarak dün gece yediği dayak tan sonra kendini hiç iyi hissetmiyordu. Babası yine eve sarhoş gelmişti. Sarhoş olmasına alışmışlardı aslında ama içkiliyken annesine saldırmasına dayanamıyordu Alpay. Hangi evlat annesi dayak yerken sessiz durabilirdi ki yine annesine tokat atmak için kaldırdığı eli tutmuştu. Dayak yemek önemli değildi yeter ki annesine dokunmasın. Hele kız kardeşi… Ona tapardı gözlerinden akan gözyaşları yüreğini sızlatırdı Alpay’ın. Onlar için yapamayacağı şey yoktu.

    Tahta ile uğraşırken huzur bulurdu. Başka bir dünyaya geçiş yapar kendi pislik dünyasından uzaklaşmanın mutluluğu ile el işi oymaları döktürürdü tahta üzerine. Dedesinden öğrenmişti zamanında, o işin ustasıydı tabi… Zamanla Alpay da bu işte ustalaşmış şimdi gelin sandıklarının işlemelerini yapıyordu. Bazen babasından gizli yaptığı işler olurdu. Onlardan aldığı paraları annesine verir küçükte olsa ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırdı. Babası kazandığı paraları içkiye ve kumara yatırdığı için çoğu zaman evde yiyecek kuru ekmek bile bulamazlardı.

       Bu hayatta ilk öğrendiği şey nefret olmuştu, babasından nefret ederdi… Dayak yerken yerde iki büklüm yatıp tekmenin darbelerini azaltmaya çalışırken babasının ölümünün hayalini kurardı. Mutlu olduğu tek zaman o hayallerdi. Düşüncelerinden babasının sert sesi ile uzaklaştı.

  “ Doğru yap şu işi lan. Bir bok beceremiyorsun zaten.” Dedi babası Fikret sinirle

  “ Tamam baba.” Diyerek uysallıkla boyun eğdi.

   Alpay işine daha bir özenle asılırken dükkânın kapısından takım elbiseli çatık kaşlı bir adam girdi. Fikret adamı görünce yüzü bembeyaz oldu ellerini önünde kavuşturup adamı karşılamak için koşturdu.

   “ Hoş geldiniz… Hoş geldiniz buyurun oturun şöyle.”

  “ Oturmaya gelmedim… Borcunu tahsil etmeye geldim kaç aydır kumar masasında kaybediyorsun aldığın kredinin haddi hesabı yok ama ödemeye gelince yan çiziyorsun.”

   Alpay elindeki işi bırakıp doğrularak durumu anlamaya çalışmak için konuşmaya kulak misafiri olmaya başladı.

  “ Abi parayı toplamaya çalışıyorum az para değil ki öyle ha deyince bulunmuyor.”

  “ Beni bağlamaz koçum kumarı oynamayı biliyorsun ama paraya gelince yok.”

  “ Yapma abi biraz daha zaman ver borcumu ödeyeceğim.”

  “ O para bugün ödenecek ödemezsen abiye hesap verirsin.”

  “ Yok abi… Nasıl ödeyeyim canımı mı alacaksın.”

     Adam yavaş adımlarla firkete yaklaşırken cebinde ki bıçağını çıkararak tehditkâr bir şekilde sallarken boşta kalan eliyle iş gömleğinin yakasını tutup bir anda bıçağı Fikret in boynuna dayadı.

KÜPELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin