Annem kaşlarını kaldırıp ne diyorsun der gibi baktı.

  "Sen niye hâlâ ayaktasın?"

     Annemin sorusuyla düşünmeye başladım. Ne sebep sunabilirdim ki.

     Daha doğrusu annemin beni öldürmeyeceği ne türden bir sebep bulabilirdim?

  "Su içmeye kalmıştım. Sen niye hâlâ ayaktasın? Uyumak insanların güzelleşmesini sağlar. Güzel kalmak için iyi uyumalısın anne. Doğru yatağa..."

    Annemin omuzlarından tutup yatak odasına doğru ittirmeye başladım.

    İtme eylemim annem arkasına dönüp kulağımdan tutup oturma odasına sürüklemesiyle yarıda kalmıştı.

  "Nereye gittiğini söyleyecek misin yoksa kendim mi öğreneyim?"

     Tehditkar bir şekilde konuştuğunda dudaklarımı dişledim.

     Ben söylemesem bile annem mutlaka ne yapar eder öğrenirdi.

  "Jungkook'a mı gidiyordun?"

     Söylediği şeyle başımı öne eğip ellerimle oynamaya başladım.

     Annem anlamıştı bu davranışımdan.

  "Peki neden bu saatte?"

     Yavaşça kafamı kaldırıp anneme baktım. Sinirli değildi. Aksine şefkatle bakıyordu.

  "Ş-şey, çünkü özledim."

     Annem inanmıyormuş gibi kaşlarını kaldırdı.

  "Tek neden bu değil, değil mi?"

     Başımı evet anlamında yavaşça salladım.

  "Diğer neden ne?"

  "Jungkook'un bana ihtiyacı olabilir. Ve ben ihtiyacı olduğunda onun yanında olamamaktan çok korkuyorum."

    Annemin yüzü anlamlandıramadığım bir şekilde gerilmişti.

  "Bu nasıl bir ihtiyaç peki?"

     Sorduğu soruyla bende gerilmiştim.

  "Jungkook'un bazı sorunları var anne. Ama o çok güçlü birisi. Ben olmadanda iyi olacağını biliyorum. Ama onun her zaman yanında olmak isteyen kalbimi durduramıyorum. Yanında olduğumda mutlu hissediyorum."

     Annem gülümseyerek saçlarımı okşadı.

  "Anlıyorum Jimin. Peki git. Jungkook'a da sanada güveniyorum. Jungkook'un yanında ol. Sana ihtiyacı olduğu belli. Birde bir daha gizlice iş çevirmek yerine gelip bana söyle. Yoksa o kulağını bu koparmadan bırakmam. Ona göre..."

    Kulaklarımı tutarak anneme gülümsedim. Ardından sıkıca anneme sarılıp yanaklarına öpücük bıraktım.

  "Teşekkür ederim. Seni seviyorum anne."

   "Hadi git artık. Daha fazla bekletme sevgilini."

     Utangaçca gülümseyip anneme el sallayarak evden çıktım. Koşarak Jungkook'un evinin bahçesine girip mermerden olan yolu hızla geçtim.

    Çelik kapıya ulaşınca hızlıca kapıya elimi vurmaya başladım.

    Endişe tüm bedenimi sarmıştı.

    En sonunda kapı açıldı. Tabi ben kapıya dayandığım için kapının açılmasıyla dengemi kaybetmiştim.

    Düşecekken belime sarılan kollar beni kaldırıp öne çekerken arkamda kalan kapıyı kapatmıştı.

AGORAFOBİ🍓  |Jikook  <tamamlandı>Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin