<29>

6.2K 476 74
                                    

    Jungkook'un evinin önüne geldiğimizde yavaşça motoru durdurdu. Bende ne zamandan beri tuttuğum nefesi dışarı bıraktım.

  "Çok mu hızlı geldim?"

     Dalga geçer gibi birde soruyordu. Bana göre çok fazla hızlıydı.

    Omzuna vurup motordan indim. Kaskı çıkardım. Benden sonrada gülerek Jungkook motordan indi.

    Onun önünden hızla yürüdüğümde hâlâ güldüğünü hissediyordum.

  "Gülmeyi kes artık. Komik değil."

  "Bence komik Minie"

     Omuz silkip kollarımı önümde bağladım. Bahçeden içeri girip kapının önünde beklemeye başladım.

     Jungkook kapıyı açtıktan sonra benden önce içeri girip kapıyı bana açtı.

    Kapıdan girmemle kapının arkasına sıkıştırılmam bir oldu. Jungkook kapıyı kapatıp üzerime daha fazla geldi.

    Aniden sıkıştırılmamla nefes alma olanağım azalmıştı. Jungkook ise yüzündeki sırıtma ifadesini silip yerine dikkatli bakışlarını bırakmıştı.

  "Sen şimdi bana atar mı yapıyorsun hım?"

    Bu durumdayken konuşmak çok zordu. Tanrım, o kadar güzel bakıyordu ki öpmemek için zor duruyodum.

    Konuşamadığım için şaşkınca kafamı iki yana salladım. Aslında amacım tamda atar yapmaktı ama zararlı çıkan yine ben olmuştum.

  "Yani atar yapmıyordun, öyle mi?"

    Ne yapmak istediğini anlamıştım. Beni etkilemeye çalışıyordu. Ki başarmıştı. Jungkook'dan çok çabuk etkileniyordum zaten...

  "I-ıh"

    Kekeliyerek cevap verdiğimde gülümseyip burnuma öpücük kondurdu. Ardından geri çekilip mutfağa doğru yürümeye başladı. Bende şaşkınlığımı hızla üzerimden atıp arkasından yürüdüm.

  "Aç mısın?"

    Sorduğu soruya başımı sallayarak cevap verdim. Çok açtım.

    Mutfakta hızla bir o yana bir bu yana giderek yemek hazırlamaya başladı. Çok geçmeden masa hazırlanmıştı.

    Yemeği yiyip mutfağı topladıktan sonra Jungkook bana döndü.

  "Ne yapmak istersin?"

  "Bilmem"

  "Film izlemeyi sever misin?"

    Başımı salladıktan sonra salona gittik. Jungkook köşedeki dolaptan bir DvD çıkarıp televizyonun DvD girişine taktı.

    Oturduğum koltuğa gelip yanıma oturdu. Aramızdaki mesafeyi hiç düşünmeden kapatıp başımı Jungkook'un göğsüne yerleştirip yanağımı göğsüne sürttüm.

    Jungkook ise mesajı anlamışcasına kıkırdayıp ellerinin birini belime diğerinide saçıma attı. Bende kıkırdadım. Belimdeki tutuşunu sıkılaştırıp beni iyice kendine çekti. Kollarımı beline dolayıp huzurla filmi izlemeye başladım.

      Biraz sonra gözlerim kapanmaya başlamıştı. Uykum gelmişti ve gözlerimi açık tutamıyordum.

 
Jungkook'un ağzından:

    Jimin'in düzenli nefeslerini duyduğumda uyuduğunu anlamıştım.

    Jimin beni mutlu olmaya, gülümsemeye iten tek kişiydi. O benim her şeyimdi. Çok kısa zamanda en değerlim olmuştu.

AGORAFOBİ🍓  |Jikook  &lt;tamamlandı&gt;Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin