prologue

25.7K 1.4K 1K
                                    

25 Eylül 1920
Point zéro des routes de France
Paris, Fransa

Kalabalığın ortasında olmak Taehyung için hiçbir şey ifade etmiyordu. Nerede olduğunu, ne zaman olduğunu umursamadan sevgilisinin ellerini tutmuş, gözlerini aşık olduğu yıldız toplarından ayırmadan yalvarıyordu. Etrafından gelip geçen insanlar garip bakışlar atsa da, çoğu Taehyung'un Jeongguk'a ne için yalvardığını anlamıyordu.

"Hadi ama Gguk, bunu da yapabiliriz. Biliyorsun sevgilim, yalnızca küçük ricamı geri çevirme, lütfen!"

Jeongguk sesini iyice tizleştirerek adeta karşısında diz çökmekte olan adama çığırdı.

"Küçük bir rica mı?! Ne dediğini sanıyorsun sen Kim Taehyung? Bu yasadışı! Biz evlenemeyiz ki!"

Taehyung alaycı bir "Hah!" sesiyle ayaklansa da sevgilisinin ellerini bırakmadı.

"Ben sana aşığım, sen de bana aşıksın ve bu durumda pekala da evlenebiliriz."

Jeongguk çıldırmak üzere olduğunu hissediyordu. Bu diyaloğun ne zaman başladığını bile kaçırmıştı.

"Bir erkeğin başka bir erkekle evlenmesi yasak Taehyung. Bilmiyor musun sanki? Kiliseye gidip evlenmek istiyoruz desek rahip bizi çarmıha gerip canlı canlı yakar. Üzgünüm ballı sütüm senin için her şeyi yaparım ama bu genç yaşımda seninle cayır cayır yanmak istemiyorum!"

Taehyung, Jeongguk can alıcı noktaya parmak basmış gibi şeytani bir sırıtma yerleştirmişti yüzüne. Bir kez daha etrafındaki kalabalığı ve ünlü bir turistik mekanda olmalarını umursamadan Jeongguk'a iyice yaklaştı. Burnunu sevgilisinin -umuyordu ki müstakbel kocasının- yanağına sürterken ve ellerini incecik beline yerleştirirken etraflarında bir kalabalık kalmamıştı. İnsanlar iki erkeğin aşkına şahit olmaktan iğrenerek uzaklaşıyor, anneler ayıplayarak çocuklarının gözlerini kapatıyordu. Birkaç dakika daha öyle kalsalar polis gelip olay çıkartabilirdi, eh belki de ikili heyecan arıyordu. Rahatsız gözler yılları deviren ilişkilerinde anlamını yitireli çok olmuştu ve insanların uzaklaşması işlerine gelmiyor da değildi.

"Jeongguk, şekerli kurabiyem, lise anılarımızı ne çabuk unutuyorsun öyle. Bir kez daha aynı macerayı yaşasak fena mı olur?"

Jeongguk'un gözleri kocaman açılmış, ağzı aralanıp sevimli ön dişlerini ortaya çıkarmıştı. Hala kendisine sırnaşmaya çalışan adamın göğsüne iki eliyle birden vurdu.

"Sen cidden delirmişsin! Karın falan olmam ben senin!"

"Aman ne olmuş rahip seni karım sanacaksa? Ben kulağına hep fısıldarım canım kocacığım, diye."

Jeongguk duraksar gibi olunca Taehyung fırsattan yararlanıp ona iyice sokuldu ve kulağına temas eden dudaklarıyla fısıldadı.

"Kocacığım~ Lütfen evlen benimle."

"Tamam ya tamam evleneceğim yeter ki bırak artık."

Taehyung Jeongguk'un son dediğini hiç duymamış gibi kollarıyla ince beli sıkıca sarmaladı ve etrafında döndürdü.

Paris'in ortasında bir yerlerde, yıllar öncesinde zarif hatlarıyla tavşan dişli bir adamın yalancı serzenişleri ve içten kahkahaları birbirine karışırken, müstakbel yasadışı kocası sevinç çığlıkları atmadan duramıyordu.

O yılları bilirsiniz, aşkları yasaktı. Ancak arkalarından polisler kovalayıp hakaretler yağdırırken bile elleri ayrılmıyor gülüşleri tıpkı yıllar öncesindeki gibi birbirine karışıyordu.

*

Merhabalar, Jeongguk aşkımın zirveye vurduğu zamanlarda yazdığım hikayeme hoş geldiniz.

Küçük bir bilgilendirme yapmak istiyorum. Ficin geri kalanı 1912 yılında geçiyor. Bu sebeple yazmadan önce bolca araştırma yaptım. Ne icat edilmiş ne edilmemiş, siyasi durumlar, kültürel durumlar vb.

Hem genel kültür olsun diye küçük bir kısmından bahsedeyim. Kore Cumhuriyeti o zamanlar yokmuş. Dehan İmparatorluğu adında bir yermiş o coğrafya fakat 1909 yılında yıkılmış, ve yıllar içinde yavaş yavaş Japonlar tarafından ele geçirilmeye başlanmış. 1940'lara, İkinci Dünya Savaşı'na kadar Japon hakimiyetinde kalmış. Fakat Osmanlı zamanında da bize Türk denmesi gibi, kurgumda Taehyung ve Jeongguk'tan Koreli olarak bahsedeceğim, çünkü Korecesine bakıldığında aslında milletin ismi değişmemiş.

Ek olarak İngiltere, henüz bir savaşın içinde değilmiş. 1912 yılı Londra'da ayaklanmalar yılı olaral bilinse de, uluslararası çapta kayda değer büyüklüğe sahip bir olay yaşanmamış.

1912 aslında pek çok şeyin icat edilmiş olduğu bir yıl olsa da, dönemin her alanından fotoğraf ve ayrıntılı bilgi bulmakta zorlandım. Hiçbirimiz dünya tarihçisi değiliz diye düşünerek, kafamdan uydurup değiştirdiğim tarihsel olgularla güzel olmasını umduğum bir kurgu yazıyorum.

Umarım beğenirsiniz.

1912 ~ taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin