ball

1.8K 139 229
                                    

Aynada son kez kendime baktıktan sonra yanımda heyecandan yerinde duramayan Sadie'ye baktım,beyaz elbisesiyle büyüleyici gözüküyordu.
Gerçekten çok güzel bir kızdı,neden Noah'ın onunla çıktığını şimdi anlayabiliyorum.

"Millie,hazır mısın?"

"Evet ama Noah gelmedi daha"

"Mesaj attım,birazdan burada olur"

Bu akşam okulumuzun balosu olduğundan Sadie sabahtan bize gelmişti ve hazırlanmaya başlamış hemde uzun zaman sonra ilk defa birlikte vakit geçirmiştik bu yüzden hem mutlu hemde heyecanlıydım.

Son kez kendimizi kontrol ettikten sonra telefonlarımızla beraber küçük kol çantamızı elimize alarak aşağıya indik ve Sadie bana döndü. "Tanrım Millie harika gözüküyorsun!" duygulanmıştım ama belli etmemeye çalışarak Sadie'ye sarıldım,ona gerçekten değer veriyordum.

"Sende harika gözüküyorsun,Sadie!"

Gülümsememiz dışarıdaki korna sesiyle son buldu.Evin kapısını kapatarak Sadie ile Noah'ın arabasına bindik,Sadie ön koltuğa yani Noah'ın yanına geçmişti.Ben ise tek başıma arkadaydım,sabahtan beri Finn'e ulaşmaya çalışıyordum ama bir türlü telefonlarını açmıyordu.

Aklıma gelen kötü düşüncelerden uzaklaşarak bir mesaj daha attım,
iletilmişti ama okumuyordu.Yavaşça öfledim Sadie bunu farketti ki bana döndü. "Hala görmedi mi?" olumsuz bir şekilde başımı salladım. "Hayır"

Noah bir tarafan arabayı sürerken bir taraftan sohbetimize dahil oldu. "Finn'den mi bahsediyorsunuz?" yavaşça cevap verdim. "Evet,sen konuştun mu?" Noah'ın kaşlarını hafiçe çattığını aynadan görebilmiştim. "Ah,hayır."

Bir şey demediğimde sessizlik olmuştu ve okula varmıştık.Müzik sesi şimdiden duyuluyordu. Üçümüzde arabadan indiğimizde Noah arabasını kilitledi ve okulun içine adımlarımızı attık,spor salonu oldukça genişti bu yüzden her sene balo burada yapılırdı.

İçeriye girdiğimizde tahmin ettiğim derecede kalabalık vardı,bir kaç kişi bize bakmıştı.Bir süre yürüdükten sonra Jack ve Jaeden'ı masalardan birisinde sohbet ederken gördük ve oraya doğru yürüdük.Finn olmasını umuyordum ama orada değildi,
Jaeden kaşlarını çatarak bize baktı.

"Hey,Finn sizinle beraber gelmedi mi?"

"Hayır" diyerek cevapladım,Jack söze girdi. "Bizde sizinle olduğunu zannediyorduk,telefonlarına bakmıyor" hafiften panik olmaya başladığımda Sadie beni masaya otturttu.Hepimiz masadaydık ama Finn yoktu,morelim bozuktu bugün mutlu günümdü ama sevdiğim adam yanımda değildi.

"Nerede bu çocuk?" Jaeden bir taraftanda telefonuyla Finn'e mesajlar yağdırıyordu,hepimiz merak içindeydik.Aklıma kötü düşünceler gelmişti,bipolar hastasıydı ve belli olmazdı.Jaeden ile göz göze geldiğimizde masada sadece bilen iki kişi olarak fazla gergin bir bakışmaydı

"Belki şarjı bitmiştir?" diyen Sadie ortamı yumuşatmaya çalışıyordu,bir taraftan müzik çalıyor ve insanlar dans ediyorlardı en azından mutluydular.

"İşte geldi!"

Noah'ın bağırışıyla kafamı çevirdiğimde bize doğru gelen Finn'i gördüğümde derin bir nefes vermiştim.Rahatlamıştım ama ona kızgındımda.Koşarak ayağa kalktım,
siyah bir takım elbise giymişti.
Jack,Jaeden ve Noah'ta aynı şeyi giymişti ama Finn'de daha farklı duruyordu daha ateşliydi,
etkilendiğimi belli etmeden ciddi suratımla Finn'e baktım.

"Neredeydin Finn!?" lanet olası müzik sinirimi bozarken Finn'in telaşlı ve nefes nefese kalması beni daha çok meraklandırıyordu.Vereceği cevabı dahada çok merak ederek bir adım daha yaklaştım.Masadakilerde bize bakıyordu.

just fillieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin