sickness

1.8K 182 235
                                    

Zilin çalmasıyla çantamı koluma takarak sınıftan çıktım,son dersti bu yüzden mutluydum.Koridorların başındaki Sadie ve Noah'ın yanına gittim.

"Jacob nerede?

"Bilmem"

Jacob bizden bir yaş büyüktü.Bu yüzden onunla aynı katta değildik.
Çıkmaya başlayalı yaklaşık iki hafta oluyordu,her ne kadar bu durumdan rahatsız olsamda belli etmiyordum.

"Sonuçta gerçek sevgili değiliz,Noah.
Onunla birlikte gitmemize gerek yok"

"Tamam,sen yalnız kalma diye dedim"

"Neden? Sizin planınız mı vardı?"

"E-evet"

"Tamam,gidin siz.Ben tek giderim,iyi eğlenceler"

"Peki sen bilirsin Millie"

El ele tutuşarak oradan uzaklaştıklarında gözlerim ben farkında olmadan dolmuştu bile.Sadie ve Noah çıktığından beri eskisi gibi takılamıyorduk,o ikisi daha çok başbaşa takılıyorlardı ben ise yalnızdım.Beni dışlamıyorlardı ama ben dışlanmış hissediyordum.

Öğrencilee yavaş yavaş okuldan uzaklaşıyordu,kapıdan çıkarken birinin bana dokunmasıyla arkamı döndüm.

Finn Wolfhard.

"Finn?"

"Konuşabilir miyiz?"

"Tamam"

Okulun kapısından çıkarak okuldan uzaklaştık,birlikte yürüyorduk.

"Ne hakkında konuşacaktın?"

Lütfen Jacob konusunu açma,lütfen.
Şuan hiç havamda değilim Finn.

"Abinin kıyafetleri bende kaldıda,
şimdi bize gelebilir misin? Sana kıyafetlerini vereyim"

"Ah,ben onu tamamen unutmuşum."

Elimi refleks olarak alnıma hafifçe vurdum.Bunu diyeceğini düşünmüyordum.

"Yarın okula getirsen olmaz mı Finn?Benim biraz işlerim var"

Finn'den uzak durmalıyım derken beni evine davet etmişti,bahane ettim.Aslında işim falan yoktu,sadece gitmek istemiyordum.

"Yarın okula gelemiyorum,sonrası haftasonu zaten"

"Pekala,o zaman."

Sessizce yürümeye devam ettik.

"Bu arada yarın okula neden gelemiyorsun?"

"E-e randevum varda"

"Vaov,kiminle?"

"Hayır,o anlamda değil.Doktor randevum var."

İkimizde güldük,evin önüne geldiğimizde Finn anahtarlarını çıkartarak,kapıyı tek seferde açtı.

"İçeriye girsene,Millie?"

"Gerek yok,kapıdan versen yeter"

"Saçmalama Millie,lütfen girer misin?"

"Ah,tamam"

Fazla ısrar edeceğinden emindim o yüzden uzatmak istemeden içeriye girdim.Evleri orta boydaydı,
bizimkinden daha küçüktü en azından iki katlı olması bence iyidir.

"Abin evde mi?"

"Hayır,arkadaşında kalıyor"

Başımla onaylayıp,salondaki koltuklardan birine oturdum.Finn yukarı çıktı bende peşinden gittim,dürüst olmalıyım ki odasını merak ediyordum.Beni birden karşısında görünce hafif zıpladı.

"Korkuttun"

"Ah,pardon sadece odanı merak etmiştim"

Odasının duvarları siyahtı,yatağının nevresimi lacivert rengindeydi.Beyaz bir dolap ve beyaz bir masası vardı,
düşündüğümden daha sadeydi.Birden gözlerim duvardaki elektronik gitara kaydı,yavaşça duvara yaklaştım.

"Çalıyor musun?"

"Önceden düzenli olarak çalardım,
artık çok vaktim olmuyor."

Başımla onaylayıp odadan çıktık ve salona indik,Finn elindeki Charlie'nin kıyafetlerini bana doğru uzattı.
Elinden alarak sırt çantama koydum.

"Lavabo ne taraftaydı?"

"Üst katta,odamın karşısında"

Başımla onaylayarak yukarıya çıktım ve Finn'in odasının karşısındaki kapıyı açarak içeriye girdim.İşimi hallettikten sonra lavaboda ellerimi yıkarken lavabonun üstündeki aynanın önündeki ilaçlar dikkatimi çekti.

Birkaç tanesi antidepresan ilacıydı,
ama çoğunluğunu ilk defa görüyordum,isimlerini bilmediğim ilaçlardı.Eminim bunlar Finn'in hastalığıyla ilgiliydi.Kapıyı kapatarak
aşağıya indim,Finn aynı oturduğu yerdeydi,telefonuyla ilgileniyordu.
Karşısına oturdum.

"Bir sorun mu var Millie?"

"Hay-yır yok"

"Aynanın önündeki ilaçlar dışında"

Finn başını telefondan kaldırarak bana çevirdi,ciddi ve gergin gözüküyordu.

"Hepsini gördün mü?"

"Aynanın önünde ne kadar varsa hepsini"
"Ne ilacı onlar Finn?"

"Antidepresanlar falan var işte"

"Orada antidepresan dışında başka ilaçlarda vardı Finn?"

Finn derin bir nefes aldı.

"Daha fazla saklamaya gerek yok"

"Neyi Finn?"

"Ben.."
"Ben bipolar hastasıyım"

Diyecek bir şey bulamadım,sadece orada öyle durdum.Şaşkındım evet hemde bayağı şaşkındım,bir an aklıma geldi,yaptığı hareketleri ancak bipolar açıklayabilirdi sadece.

"Bir şey demeyecek misin?"

"Ben ne diyebilirim ki?"

"Jaeden'da ilk duyduğunda böyle tepki vermişti"

"Sakladığın sır bu muydu?"

"Evet,ne bekliyordun ki?"

"Bir şey beklemiyordum,ama aklıma gelmedi yani"

"Aynanın önünde gördüğün ilaçların çoğu bipolar hastaları için kullanılan ilaçlar,diğerleri antidepresan zaten"

"O ilaçların hepsini içiyor musun
c-cidden?"

"Düzenli aralıklarla evet"

"İyileşiyor musun peki?"

"Bilmiyorum,yarın öğreneceğim"

"Yarın?"

"Doktor randevum var demiştim"

"Ah,unuttum.Pardon"

Uzun süre sessizlik oldu,ne diyeceğimi bilemedim.

"Ben artık gitsem iyi olacak"

"Pekala,sen bilirsin"

Finn beklenmedik bir hamleyle elini uzattı,bende elimi uzatarak el sıkıştık.Kapıyı açarak sırt çantamı taktım.

"Görüşürüz Finn"

"Görüşeceğiz"

Arkamı dönerek evden uzaklaştım,
çok değişik hissediyordum.Hem üzülmüştüm hemde şaşkındım.Kendi kendime omuz silktim ve yola devam ettim.

-

Aklıma yazacak bir şey gelmiyorrr

Boş bir bölüm olabilir kb

Neyseki bir sonraki bölüm ekşınlı olacak ;))

just fillieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin